• itidalli olma durumu. aşırı olmama hali.

    "buranın halkı, sturzenegger'den duyduğuma göre, ölçülülük diyor buna, bu da benim sinirime dokunuyor; hiçbir bakımdan büyük olmadıkları gerçeğine katlanabilmek için, akla gelen her türlü kelimeyi bulmuşlar. böyle bir şeye katlanmaları iyi midir bilmiyorum. riske girmeyi göze almamak bir alışkanlığa dönüşürse, insan aklının ölümü demek olur, yumuşak ve ayırt edilemeyen bir ölüm olur bu, ama yine de önüne geçilemez ... tıpkı insan mükemmeli aramaktan vazgeçince nasıl ruhsuzlaşıp kalırsa öyle."

    max frisch - stiller
  • sineği çekiçle öldürmemek, sineklikle öldürmek.
  • meşru müdafaanın onsuz olmazı.
    bahçedeki elma ağacında elma çalan cocukları engellemek için bahçeye elektrikli telden çit döşenmesi buna aykırılığın en tipik örneklerindendir.
  • ölçülebilmektir. tanımlanmak, etiketlenmek, rafa konmak. ölçerek öldürmektir ruhu/bedeni.
  • hayatta ne çok yer gezdim, ne çok okudum, ne çok şey öğrendim derler; eksik mi, yalan mı söylerler? ölçü kavramını öğrenememiş bir kimse bana göre hiçbir şey öğrenmemiştir. hoşlanmasam da bir miktar kolonya ferahlatır, biraz fazlası kafa yapar, baygınsan ayıltır, abartırsan öldürür. bu sanal kavramlar için de böyledir, örneğin benim herkesçe düşünülebilecek kolonya örneğini vermem yeterli; karşımdakini aptal yerine koyup aynı minvalde birkaç örnek daha vermem ölçüsüzlük olur. fakat gerçekte daha özel ve önemli olan "sosyal ilişkilerde ölçülülük" kavramıdır.

    aslında şöyle başlamak gerekir; insan ilişkileri, olabildiğince dürüst, doğal, samimi ve fakat belli bir oranda mesafeli olunması halinde çok basittir; ancak gerçekte bir o kadar riskli ve karmaşıktır. düşünürsek, bir insanla ilişkimizde yapacağımız küçük bir jest, mimik, treyt vs. onu bizden tamamen uzaklaştırabileceği gibi, birlikte çocuk yapıp yaşlanabileceğimiz, iş ortaklığı kurabileceğimiz veya tam tersi eşimizi, sevgilimizi aldatacağımız bir sürece, hatta belki bizi ilk cinayetini işlemiş bir katilin kurbanı olmaya götürecek kadar geniş sonuçlar doğurabilir. iletişim zordur, meşakkatlidir. bu yüzden ölçülülük kavramı çoğunlukla üstü kapalı bir uzlaşma, gizli bir toplumsal anlaşmayla oluşmuştur. sıkça kullanılan "nerede duracağını bilmek" deyimiyle kabaca anlatılmak istenen şey de ölçülülüktür.

    zamanla çeşitli hayat tecrübeleriyle öğrenilebilir olduğunu düşünsem de, bu gizli uzlaşının temel eğitim hanesi olan "aile", kişi üzerinde okuldan, akademik eğitimden çok daha etkindir bence. bu kısımdan sonra iddialı ve bilimsel araştırma konusu olacağı için ve fikrimi destekleyecek materyalleri sunmak konusundaki tembelliğimden, daha donanımlı olan yazarlara bırakarak burada keseceğim; aslında bu türden bir ölçülülük göstermem de bir nevi ölçüsüzlüktür ya neyse; ama beni böylesine düzeyli şahıslardan mütevellit sözlükte en çok üzen ölçüsüzlük örneğini vermeden bitiremem;

    (bkz: maç entry'lerinde kanser yaklaşımı)
  • günümüzde pek çok arkadaşımda ve de çevremde göremediğim. altın orta yasasından bihaberce, içindeki gazın sonsuz güdüsüyle hareket eden insanlardan korkuyorum ciddi ciddi.. o gazla içinden geldiğince ortaya koyduğu aşırı tepkimelerini samimiyet ve optimizm adına yaptıkları türünden savunmaya sahiptir bu insanlar, peki ya hassasiyet? empati?
    hepinizi aristoteles'e havale ediyorum.
  • kategorik olarak ilk defa hegel tarafından ele alınan, bir obje veya fenomenin niceliği ile niteliği arasındaki birliği gösterir niteleme.

    hegel'e göre nitelikte farklılık gösteren objelerin, sınırları belirli dinamik nicel özellikleri vardır. bu sınırlar ölçünün kendisini oluşturur. ölçü aşıldığı takdirde nicel değişmeler nitel değişimleri de beraberinde getirir. ölçülülülük, bu tip değişimlere yol açmamak için elzemdir.
  • iki uç arasındaki doğru noktayı bulabilmektir.
  • budizm’in temel taşlarından biridir. sorgulayan zihinlerce oluşturulmuş, sorgulayan insanlara tavsiye edilmiştir ölçülülük. yasak veya haram gibi kelimeler yerine ölçü olma hali esas kılınmıştır. “ölçülülüğün kendisi de dahil olmak üzere, yaptığın her şeyi ölçülülükle yap. kurallara sırf kurallara uymanın hatırına bağlanma. çünkü bu da bir tür bağlanmadır, özgürlüğünü engelleyen bir başka hapishanedir.” beş öğretiden (canlıyı yok etme, çalma, cinsel istismar suçu işleme, yalan söyleme, sarhoş olma) sarhoş olma ilkesi için söylemiştir bunu buda. her ne kadar sarhoş olmama öğütlense de eğer ki insan sırf ilkeye bağlı kalmak için, içinden gelmeyerek uyuyorsa bu ilkeye ölçülü olması tavsiye edilmiştir.
  • "... ölçülü kişi de gerekenleri, gerektiği şekilde, gerektiği zaman arzu eder; akıl da bunu buyurur, işte ölçülülük üzerine dediklerimiz bunlardır."

    aristoteles, nikomakhos'a etik, 1119b 15
hesabın var mı? giriş yap