• şehit ailesinin evine kimse gitmez sağcılarda gitmez. cenazelerde bağırır çağırırlar. bazen hastaneye giderler yılda bir, ama arkalarına devasa medyayı da takarak. sanırım bunu sadece, "bakın bu zat hiç sehit ailesinin evine bile gitmemiştir" demek için yaparlar.

    geçenlerde bir şehit ailesine verilen tazminat, 5 yıl sonra faizleriyle geri istendi. sebep: kendi hatasıyla şehit olmuş, basın yazdı mazdı da, durduruldu.

    şehit aileleri üzerinden kan emenlere şehit aileleri ne der merak etmek isterseniz bir gidin evlerine. ağzına etmezlerse şaşırırım.

    sehit ailesi dediğiniz evlat annesi evlat babası, çoçukları şehit oldu diye, yılların kirli politikaların sahiplenicisi olmak zorunda değildir. ama onların üzerinde kirli politikaları savunan binlerce politikacı vardır ama kendileri hiçbir zaman şehit ailesi olma serefine nail olmazlar. olsalar anlarlar o acıyı.

    şehit ailelerinin orhan pamuk'a ihtiyacı yoktur ama kirli politikacıların "orhan pamuk hiç şehit ailelerini gitti mi" demeye oldukça ihtiyaçları vardır.

    şehit ailelerine sadece kameralar gider, insanlar gitmez..
  • devletin bekası adına oğlunu/kardeşini/eşini/sevdiğini bu topraklara şehit vermiş ailelerdir.

    cenaze törenlerine -belki- üniformalı adamlar gelip teselli verir sonra bir daha o kapının önünden geçmemek üzere giderler, haber medyada yansırsa tabuta kapanıp ağlayan gözü yaşlı, yüreği yangın yerine dönmüş aile fertleri gösterilir ekranda, izleyenler "cık cık cık, vah vah vah" derler, sonra hülya faraş'ın x konudaki magazin haberi geçer, şehitler ve şehit aileleri unutulur gider.

    aileler hiç sönmeyecek yangınları içlerinde hayatta kalmaya, yaşayıp gitmeye devam etmek için uğraş verirler.

    sırf pkk ile mücadelede evladını şehit vermiş 30.000 dolayında aile mevcuttur. ve bu ülke, başka önemli hiçbir şey yokmuş gibi günlük saçma sapan magazin haberleri ve siyasal çekişmeler ile günlerini laklakla geçirir durur.
  • ülke yönetiminin basiretsizliği yüzünden anlamsızca günden güne yükselen ve dinmeyede niyeti olmayan aslında amanlı ama türkiye için kronikleşmiş bir malzeme haline dönüşen terör yüzünden 20-25 yaşlarında dağ gibi çocuklarını kaybettikten sonra bile vatan sağolsun diyebilecek kadar saf ve temiz yüreklere sahip kimi zaman anne baba kimi zaman eş çocuk kimi zamanda hepsinden oluşan kadersizler topluluğudur.
  • pkk'nin türkiye'ye barış grupları göndermesi, pkk'lı barış gruplarının serbest bırakılması ile yaşananlardan dolayı ıstırapları ve kandırılmışlık hisleri olacaktır. haklılar fakat bu öfkenin hedefi bu "projeler" değil, böylesine kanlı bir savaşın aslında bu kadar basit adımlarla sonlandırılabileceğini bildiği halde kendi pis iktidar- ikbal düşkünlüğü ve sapıkça ideolojileri aracılığıyla kamufle etmeye çalıştığı rezillikleri dolayısıyla buna son vermeyenlerdir. ama gösteremiyorlarsa bu tepkiyi ziyanı yok. acı sahipleri onlar.

    ama, evlatları boşuna mı öldü?
    evladının yemin töreninde dahi lakilik ilkesi gereği başını talimatnameye göre örtmek zorunda kalan annenin laikliğe aykırı şehitlik mefhumuyla oğlunun şereflendirilmesinde bir terslik vardı.
    siyasetçinin, sermayedarın,paşanın,bürokratın evlatları güvenli talimgâhlarda askerliğini yaparken üç ayda eline tutuşturulmuş tüfeğiyle sınır kollayan evlatların durumunda bir terslik vardı.
    acısı yüreğini dağlarken "öbür oğlunu da vermesi"ni telkin eden kentsoyluların onun evlatları üzerinden terör sorununu çözmeye çalışmasında bir terslik vardı.
    her "şehit"in ve gazinin acısının yaktığı evin köyde, kırsalda, gecekonduda dikili olmasında bir terslik vardı.
    en çok sesi çıkanların, hiç bedel ödemeyenler olmasında bir terslik vardı.

    evlatları boşuna mı öldü? keşke 1985'te ölen askerlerin ruhları görse olanı biteni. şu zaman olmuş, vatan kurtulmuş mu kurtulmamış mı?
  • kimsede karşılarına çıkıp "sizin oğullarınız boşu boşuna öldüler, hiç bi manası yoktu ölmelerinin, haybeye kaybettiniz ciğerlerinizi" deme cesareti yoktur.. cesareti bırak, az biraz vicdansızlık da gerekmektedir.. ve ne yazık ki bu ailelere bu laf denmediği (ve inandırılamadıkları) sürece her türlü barış girişimi tıkanmaya mahkumdur.

    edit: bi dakka lan.. vicdansızlık dedik diye bu lafı yanlış saydığım sonucu çıkmasın sakın. bu laf edilmeli ama oğlunu kaybetmiş bi anaya bunu demek için mr spock gibi her türlü duygusunu aldırmış bi adam olmalı manasında şeyetmiştim ben.. yoksa evet o çocuklar haybeye öldüler, burası kesin.
  • sözde barış grubu altında eli kanlı teröristlerin elini kolunu sallayarak sınırdan içeri girmelerini en canı yanarak izleyen ailelerdir. her pusuda verilen şehitlerimizle birlikte onlar bir kere daha kahroluyorken, evlatlarının katillerinin uğruna öldüğü topraklarda zafer işaretleri ve zılgıtlarla karşılanması en çok onlara dokunuyor malesef. benim bile kanıma dokunuyorken bu görüntüler evladını yitiren bir anne babanın neler hissedebileceğini tahmin etmek çok ama çok zor değil.
  • iyi ki bir çoğu, şimdi sokaklarda gezip "daha çok şehit ailesi olsun; daha çok aile bizim gibi acı çeksin" diye şiddeti savunan şehit ailelerine katılmıyor. sağduyulu her şehit ailesi ister ki bu savaş dursun, daha fazla şehit olmasın, daha fazla gazi olmasın. ama bir de her eylemde önlerde olan kişiler var ki her eyleme katılmaları normaldir. bir tanesi hatırladığım kadarıyla milletvekili adayı falan da olmuştu. 273 tane şehit ailesi derneğinin olması da bir göstergedir ki ortada başka bir şey de var. bir çoğunun onları kullanmak isteyenlere inat sağduyulu olması güzel bir şeydir.
  • "yazık günah" dediğim insanlar. evladını, sevdiğini gencecik yaşında toprağa gömmek kolay olmamalı. ben yaşamadığım için bilmiyorum. insan sevdiğini -eceliyle bile- kaybetse üzülür, ki şiddetten beslenen siyasetçilerin körüklediği savaşlar uğruna kaybedilen evlatlar, sevdicekler çok çok daha değerli olmalı.
  • medyada daha az yer alsalar da aralarında "vatan sağ olsun" demeyenler, savaşa karşı seslerini yükseltenler de olan insan grubu:
    http://www.marksist.org/…-halklari-savasi-istemiyor
hesabın var mı? giriş yap