13th floor elevators

• 1960'larin ortasinda teksas'da kurulmus, rodeo sever sarhos teksaslilari rahatsiz eden muziklerini dogru noktalara ulastirmak icin uzun turnelere cikmis, garage rock 'in oncusu, ilk acid-rock gruplarindan. gercekte bir rocky erickson-one-man-outfit olarak da nitelendirilebilir. kisa suren 13th floor elevators macerasinda erickson'a katilan bir dolu muzisyen az sayidaki grup albumlerine muthis katkilarda bulunmuslardir. efsanevi international artists firmasinin en gorkemli kataloguna sahipler. 1960'larin ortasinda erickson'un uyusturucu problemi yuzunden dagildilar. erickson bir akil hastanesine yatirildi. kendisi iki gozunu alnindaki ucuncu gozunun nazarindan korumak icin bandana kullanmasiyla da taninmaktadir.
• (bkz: roky erickson)
• high fidelity filmi bu gruptan bir sarkiyla baslar. rob ile sevgilisi ayrilmak uzeredir ve fonda roky erickson "you're gonna miss me... " diye cilginlar gibi bagirmaktadir.
• adını ilk kez geçmiş yıllarda bir aksi nota'da duyduğum grup. (muhtemelen necati tüfenk'den!)
• garage in kepenklerini ilk aralayanlardan. hala gözlerimize ışık doluyor...
• (bkz: ariza muzik) ve (bkz: ariza insanlar) toplulugu. teksas'tan nadir cikmis guzellik. (bkz: garage muzik)'in hasi , (bkz: psychedelic rock)'un piri. her eve lazim.
• bu grubun ilk albümü 1960'ların amerikan malı psychedelia'sının özeti gibidir.
• levitation ve you're gonna miss meadli sarkilar dinlenirken tum illegal ve ahlaksizligina ragmen sarhosca arabaya binilir ; kar bile yagsa camlar sonuna kadar acilinir , muzikten etraftaki hic bir sey duyulmaz ; fazla hiza gerek yoktur ; cunku hayat hizlidir zaten. bir sigara yakilir ; roky'e selam cakilir.
• high fidelity sayesinde tanıştığım için resmen utandığım insanlar.saykodelik tanımının en çok yakıştığı grup aynı zamanda kanımca.
• çoğu şarkısının geri planındaki "dıgı dıgı dıgı dıgı, dıgı dıgı dıgı dıgı" şeklindeki efekt gitarla yapılmamıştır; grup elemanlarından tommy hal o sinir bozucu sesi bir jugı mikrofonuna bantlayıp inceden de reverb vererek çıkarmıştır.
  
  çıkaramaz olsunmuş; bazen gerçekten kabinleri dişleyesim geliyor sinirden.