• bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için vücuda zerkedilen zayıflatılmış ya da ölmüş mikroplarla dolu sıvı
  • okulda yapildigi zaman ogrenciler arasinda buyuk panige yol acan olay.
  • aş şeklinde okunarak lazca altı anlamına gelir.
  • (bkz: asi boyasi)
  • bir nazım hikmet ran şiiri:

    1

    tarla hazırdı
    koyu esmer eti anadan doğma çırılçıplak
    tarla hazırdı
    şişkin ıslak dudaklarını açmıştı yarı yarıya
    uzun sürmedi bekleyiş
    sabah aydınlığında canlı küçük kurtlar gibi yukardan saçılıp aktı tohum
    hazla ürperdi toprak
    içine çekti akanı
    açılıp kapanarak
    açılıp kapanarak
    sonra da mahmur
    bir kat daha güzel
    terli kabarık
    gerindi
    ben ölümden kuvvetliyim diyebilirdi
    gebeydi artık

    2

    arılar fırladı güneşe doğru
    en önde kızoğlankız yeni beyarı
    nazlı bir vızıltıdır zar gibi ince şeffaf kanatları
    beli koptu kopacak
    altın tüylü süzme karnında da üç kızıl kuşak
    yetişip önledi onu erkeklerin en güçlüsü
    sonra yukarda boşlukta güneşin orda
    dikenli incecik bacakları karıştı birbirine
    bir saniye sürdü aşı
    silkinip kurtuldu dişi
    düştü erkek
    içinden kopan etleriyle toprağa

    3

    odalarının penceresi ormana açık
    ağır yaz bulutlarının altında orman
    bir yumurtalık gibi de nemli ılık
    erkeğin yüzünde aşağıdan
    kadının gözlerinden vuran ışık
    ormanın üstüne yağmur boşandı ansızın
    yeşil elâ gözlerini yumdu kadın
    yarı açık ağzında ıslak dişleri berrak duru
    içinde taa yüreğinin kökünde sıcak sıcak duydu yağmuru

    4

    atan bir damar gibi akıyor nehir
    acı yemişleri dikenli dallarıyla duruyor ağaç
    duruyor kıraç yabani
    güneşte bir şarkı gibi parladı balta
    kesildi ağacın gövdesi orta yerinden
    ihtiyardı esmerdi ıslaktı makta
    kanayacaktı da âdeta
    aşı bıçağıyla açıldı yarık
    sokuldu ucu kalemin
    bu kesik
    bu yabani gövdede müjdesi vardı artık
    dikensiz dalları
    ince kabuklu tatlı yemişleri
    geniş yapraklarıyla gelecek olan
    yepyeni bir âlemin.

    1948
  • (bkz: bcg)
  • aşı, üretilmesi istenen bitkinin bir parçasının, kökünden faydalanılmak istenen bir başka bitki ile kaynaştırılıp tek bir bitki olarak geliştirme tekniğidir. aşı yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar ise şöyledir;

    -kalem ve anaç bir biri ile uyuşmalıdır. aynı alt tür içinde başarı şansı yüksektir. eğer uyuşmazlık olursa aşı noktası kaynaşmaz, şişlenme gözlenir, aşı kolaylıkla kırılır ve sonunda da aşılı fidanın sağlığı bozulur, bir yıl içinde ölür.
    -bazı türlerde aşılama başarısı düşüktür. (meşe, kayın…) yani bitki türleri önemlidir.
    -anaç; kaliteli, kuvvetli, genç bir fidan olmalıdır. anacın tohumdan yetişmiş olması tercih edilir.
    -kalemler uygun zamanda alınmalı ve aşı uygun zamanda yapılmalıdır. genelde kalem aşıları yaz aşısı dışında ilkbaharda, anaçta kök faaliyeti başlarken fakat kalemde gözler henüz uyku durumundayken yapılan aşıdır. vejetasyon başlama zamanı kalem aşılar için uygundur. göz aşıları vejetasyon zamanı içinde yapılır.
    -kambiyumlar sıkı bir şekilde üst üste gelmelidir. kalemde ve anaçtaki kesitte kesikler keskin bir aletle tek seferde ve pürüzsüz yapılırsa başarı şansı artar.
    -aşı yer önce rafyayla sarılmalı, sonra da macunla kapatılmalıdır.
    -aşıdan sonra gereken bakım yapılmalıdır.
    -hava, rutubet ve sıcaklık uygun olmalıdır. serada başarı şansı artar.
    -aşıda kalemin ya da gözün yönü önemlidir. ters olmamalıdır.
    -ayrıca, aşıyı deneyimli bir aşıcının yapması başarıyı arttırır.
  • zayiflatilmis da olsa mikrop'tur en nihayetinde!
  • şimdi çocuk olsaydım da
    sol kolumu sıyırsaydı hemşire abla
    'acımıycak korkma' der demez
    varsın canımı yaksaydı damarlarıma nüfuz eden sıvı

    kolumun üst tarafında tatlı bir ağrı
    vücudumda hafif bir ateş olsaydı
    yanaklarım kızaraydı az biraz
    okuldan annem alaydı beni
    ya da abim kolumu acıtasıya atsaydı elini omzuma
    eve gitseydik

    yarın tatil olsaydı
    sıcak sobanın başında ekmeğimize sanayağ sürseydik
    açık çay içseydik

    taş devri ,heidi ,arı maya izleseydik
    sonra bir anda bir hışımla dövüşseydik

    sandalyelerden araba yapsaydık
    iskambil kağıtlarından kat çıksaydık

    şimdi çocuk olsaydım da
    hani en büyük korkumuzdu ya;
    iki kolumuza da yapsalardı aşıyı.

    takvimler 80'lerin başı olsaydı
    ihtilal olmuş ,özal gelmiş
    ekmek,yağ kuyruğu bitmiş
    birileri acılar çekiyor oysa, biz bilmeseydik

    çocuk olsaydım şimdi
    öğretmenin gözdesi,çalışkan öğrenci
    evde kucaklardan inmeyen evin küçüğü
    mahallede 'ne terbiyeli çocuk bu'
    olsaydım

    sanırdım ki büyük acı aşı
    vursalar hergün
    canım yanmaz şimdi
    aşı

    aşı
    sağlıklı yetişkinliğin ilk şartı

    kabakulak ,çiçek filan olmadım ama
    hiçbir acımın önüne geçemedi
    aşı.
hesabın var mı? giriş yap