• 1922'de izmit'te başlayan linci bugün de devam eden, körpecik dimağları okul sıralarında iğfal edilmiş çoluk çocuğun ders kitaplarından okuduğu gibi "ali kemal" diye söz ettiği osmanlı aydını.

    taraf gazetesi yazarı serdar kaya bir süredir haftalık yazılarında ali kemal bey'in serencamını ele alıyor.

    (bkz: ali kemal/@derinsular)

    not: sözlükten bir mektup aldım hemen. "bu konu başka bir başlıkta inceleniyor" gerekçesi ile ispiyonlanmışız. hee bilmiyordum ben de. bu ispiyon şaka değil, ispiyonlayanların kendisi şaka! ulan arkadaşım, yazdığımın içeriği, bu konunun ali kemal başlığında incelenmesine ilişkin eleştirel bir yorum zaten. "ali kemal" kim lan! nereden tanışıyorsunuz?
  • millet düşmana karşı topyekun savaşırken; aşağıdaki yazıları yazmış bey:

    yarı sahibi olduğu ve başyazılarını yazdığı peyam-ı sabah gazetesi'nde 8 ekim 1920 günü anadolu'dan gelen bir yabancının ağzından aldığı haberleri bakın nasıl sevinçle yazıyor:

    " çanlarına ot tıkanıyor. mustafa kemal askerlerinin moralleri pek düşük, teçhizatları pek noksan şevk ve gayretleri hiç yok. taşıtları ise çocuk oyuncağı gibidir. gerçi birkaç kamyonları var ama hepsi kullanılmaz halde motorları bozuldu mu bir daha tamir edilemiyor. benzin ve yedek parça yok. ancak mandaları var. bu zavallı aç, zayıf hayvanlar, bozuk yollarda ancak iki atımlık cephanesi olan topları zorlukla çekiyorlar. askerlerin elbiseleri tarife sığmaz, her birinin kıyafeti ayrı, çoğu yalınayak yürüyor; halbuki kış..."

    bir başka yazısından:

    "mustafa kemal'ler, ali fuat'lar ve ötekileri bu derece batıl içinde yüzdükleri için bu ülkeyi şimdi olduğu gibi her felakete uğratabilirler. onlar faydalı hiçbir işe yaramazlar. fakat hamdolsun sayıları azdır. öylelerini vücudun hastalanmış uzuvları gibi kesip atmalı!!!"

    24 haziran 1922 de zaferden 2 ay önce yazdıkları da şöyle bu şahsın :

    "amacımıza ermek için kuvvetimiz yeterli midir? biz ta başlangıçtan beri söylediğimiz gibi, o inançtayız ki beklenen sonucu askerle, orduyla elde edemeyiz. şöyle böyle arkasını avrupa'ya dayayan bir yunanistan, inönü bozgunlarından beri dört beş ay aydır olduğu gibi daha uzun müddet topraklarımızda tutunabilir, barınabilir. çare olarak dış siyasetimizi güçlendirmeyi, avrupa devletleriyle uzlaşmaya gidilmesini teklif ediyoruz. bunun için yüksek temkinli zekalara muhtacız ki, öyle bir gücü ancak bir babıali hükümeti yaratabilir. böyle bir hükümet bir yandan hilafet ve saltanatı temsil eder, bir yandan da avrupa devletleri ile barış görüşmelerine girişir."

    ali kemal'in hain olup olmadığını tartışabilirsiniz* ama milletine hiç inanmadığı, onu tanımadığı gibi, kaderini yabancıların elinde arayan bir tatlısu aydını olduğu su götürmez bir gerçek.

    kaynak : yıllarboyu tarih dergisi, eylül 1978
  • (bkz: #31164729)
  • halkın dinamiklerine inanmayan, kurtuluş savaşının kazananının yabancılar olacağına olan inancıyla, kendine bir "yer edinme" telaşında gayesinde açıklamalar yapan ama sonunda tersi olunca da linç edilerek öldürülen kişi.
  • sadece gazeteci değildir. damat ferit hükümeti sırasında içişleri bakanlığı da yapmıştır.
  • yalancılara inanmayın. klasik atatürkçü akıl tarafından öldürülmemiştir.

    linç olayının sorumlusu nurettin paşa'dır.

    mustafa kemal, nutuk'ta hakikaten nurettin paşa'yı son derece ağır ifadelerle eleştirir. bir cümle bile onun nurettin paşa ile ilgili ne düşündüğünü anlatır:".. büyük zafer'in şerefine katılmayı en az hak edenlerden biri nurettin paşa'dır.."

    -----------
    orhan karaveli, ali kemal:sayfa 143.

    her kötü olaya atatürk'ün adını karıştırmayı kendine görev bilmiş yalancılar; rıza tevfik, refii cevad ulunay, refik halit karay gibi şahısların hiç utanmadan türkiye'ye dönüp burada ekmek yemesine tek kelime edemezler.

    klasik atatürkçü akıl onlara niye dokunmadı?

    çünkü sizin gibi değildi; haysiyet ve şerefi vardı.
  • gerçek bir "bey".

    ingiliz muhipleri cemiyeti kurucusu sait molla rahip frew adıyla bilinen ingiliz ajanı albay emiling'e yazdığı mektupta da kendisinden bey diye söz eder :

    "ali kemal bey’e, son felâketi üzerine üzüntünüzü bildirdiğinizi söyledim. bu zatı elde bulundurmak gerekir. bu fırsatı kaçırmayalım. bir hediye takdimi için en uygun zamandır."

    "ali kemal bey dün o zatla görüşmüş. basın işinde biraz ihtiyatlı olmak gerektiğini söylemiş. daha önce herhangi bir gidişten yana yöneltilmiş olan düşünce ve kalem erbabını bu defa öncekine aykırı bir gayeye yöneltmek bizde kolaylıkla mümkün olmaz. bütün devlet memurları, millî mücadele’yi şimdilik iyi görüyorlar demiş. ali kemal bey, talimatınıza harfi harfine uyacak, zeynelâbidin partisi’yle de işbirliği yapmaya çalışıyor. kısacası işler bulandırılacak."

    rahip frew o sıralarda anadolu'da hem misyonerlik faaliyetleri yürüterek halkı hristiyanlaştırmaya çalışıyor, hem de ne kadar muhalif cemiyet varsa destekliyordu. bu destek sadece yazı yazmak değil, lojistik ve para yardımı ile de devam ediyordu. sait molla denen zat ise rahip frew'den bizzat para alıp bunu kuvvacıların düşmanı olan dernek, cemiyet ve kişilere dağıtıyordu.(boğazlıyan kaymakamı kemal bey'in idam kararını veren de molla saittir)

    mücadele sırasında elindeki yetkiyi kuvvacıların katli ve bozgunu için kullanmasının haricinde ali kemal beyde bu kumpasta basın yoluyla propaganda görevini üstleniyordu. atatürk için "idam idam idam! mustafa kemal cezasını bulacak!" yazısı bunlardan sadece bir tanesidir.

    tabi sonuçta hüsrana uğradılar. albay emiling ingiliz pasaportuyla memleketine! kaçtı, said molla yunanistana. ali kemal bey onlar kadar şanslı değildi.
  • türk tipi liboşların düştüğü durumu gösterir.
  • kendisine bey denmesi beni ırgalamaz ama, o devirlerde mustafa kemal, nazım hikmet gibi insanlar da yaşamıştı. hadi bunlar soyadı devrimine yetişti (zaten biri bizzat yaptı o devrimi). peki 1934'ü göremeyen ömer seyfettin'e nasıl hitap edeceğiz?
  • bu adam savaş sırasında düşmanın yanında olmuş ve bizim kaybetmemiz için ilginç ukalalıkta itilaf yanlısı yazılar yazmıştır. ısrarla savaşı kazanamayacağımızı iddia etmiş hatta ermenileri çok sevdiği için lakabı -artin kemal-e çıkmış savaş bitip de iddiaları tutmayınca çok ağır bir lince uğramıştır kafasına çekiçlerle vurulmuş yollarda süründürülmüştür parmağındaki yüzüğe kadar yağmalanmış çıplak şekilde yollarda ayaklarına ip bağlanıp sürüklenmiştir. bence sırf bu nedenle bile günahları bağışlanmış olabilir ki bugün halen şehit midir değil midir tartışması vardır. (hatta türkiye gazeteciler cemiyeti ali kemal beyi basın şehidi listesine almıştı sonra ne oldu bilmiyorum.) çünkü savaş suçlusu bile olsa kimse o şekilde bir ölümü hak etmiyor. gel de bunu faşistlere anlat işte düz mantıklar. o dönemde galeyana gelen halkı anlayabiliyorum sonuçta insanların birsürü yakınları ölmüş ve hırslarını ali kemalden çıkarmışlar ama o dönem insanı cahildi. ancak biraz daha gelişmiş olanları sağduyululardı. örneğin ismet inönü yapılan bu eziyete kızmıştır. eziyet etmek linç etmek her dönemde kınanmıştır.zaten adamı yargılayıp asacaklar niye döve döve getiriyorsunuz belki ölüm korkusuyla birşeyler açıklayacak belki gizli belgeler ortaya çıkacak. bu lince sebep olan kişi nutukta da atatürk tarafından başka konularda kınanmıştır.işkence ve eziyetle yapılan ölümler ne olursa olsun kime yapılırsa yapılsın günahtır. idamın bile o dönem şartlarında bi adabı vardır. nihayetinde insandır. giderken mazlum gitmiş olmalı (?) ki öz torunu (bkz: boris johnson) londra belediye başkanı olmuştur. ilginçtir ki türk dedesine rağmen türkleri sevmez bildiğin ağır ingiliz milliyetçisidir demek ki bunlar babadan oğula ailecek dingilizler pardon ingilizlerdir. konuyla ilgili güzel bir köşe yazısı http://www.milliyet.com.tr/…03/02/yazar/dundar.html
    ve en önemlisi,
    ismet inönü görsün de kendilerini takdir etsin diye cesedi orta yere astılar.
    bekledikleri gibi olmadı.
    barış görüşmeleri yapmak için lozan’a giden ismet paşa, mola verdiği izmit’te bu manzarayla karşılaşınca çok sinirlendi: "şehitlerin, kahramanların soylu hatıralarını böyle bir cinayetle lekelemeye kimin hakkı vardır. insan cephede savaşarak ölür; mahkeme kararıyla idam olur, böyle bir şey kabul edilemez."
    ismet paşa’nın bu sert sözlerinden sonra ali kemal’in cesedi apar topar kaldırıldı. bir arabaya konuldu ve bilinmeyen bir yerde toprağa verildi.
    allah paşanın bile böyle edeplisini versin. yoksa eline silahı al yüzlerce insan vur ondan kolay ne var. sonuçta hayvanlar da çarpışıyor. önemli olan tarafların insan olduğunu unutmamak.
    edit: link
hesabın var mı? giriş yap