alone with everybody
-
richard ashcroft'un hanimina (hanim da hanim yani!!) ve evladina ithaf ettigi* ve aile saadeti fotograflariyla susledigi, a song for the lovers'in albumun kalaninin onune gecerek zihinlere kazindigi 2000 yili cikisli eseri.
-
bu nasıl albüm ismi?, bu nasıl bi tracklist allahım? diye bana kendimi yerden yere vurdurtan*, bi de üstüne üstlük 4 senedir nerelerdeydin diye hayıflandıran richard ashcroft şaheseri.
(bkz: i get my beat) -
bukowski'nin de bu isimde bir şiiri vardır ki zaten bu albüm de ismini oradan alıyormuş.
-
hut plakçılık'tan çıkan bu eser, yılların pırıltısından hiç 1 şey kaybettirmediği bir albüm olmuştur. zamanın testine dayanmakla kalmamış, bu testi (neredeyse) gerçek 1 klasik olarak alnının akıyla geçmiştir. 1 ya da 2 şişe kaliteli kırmızı şarabın muadili yerine geçebilecek plakta yer alan şarkılar ise, şunlardır:
01. a song for the lovers
02. i get my beat
03. brave new world
04. new york
05. you on my mind in sleep
06. crazy world
07. on a beach
08. money to burn
09. slow was my heart
10. c'mon people (we're making it now)
11. everybody -
bukowski şiiri;
the flesh covers the bone
and they put a mind
in there and
sometimes a soul,
and the women break
vases against the walls
and the men drink too
much
and nobody finds the
one
but keep
looking
crawling in and out
of beds.
flesh covers
the bone and the
flesh searches
for more than
flesh.
there's no chance
at all:
we are all trapped
by a singular
fate.
nobody ever finds
the one.
the city dumps fill
the junkyards fill
the madhouses fill
the hospitals fill
the graveyards fill
nothing else
fills. -
bukowski'nin siirinin cevirisi:
herkesle birlikte yalnız
et kaplar kemiği
ve bi zihin koyarlar
oraya ve
bir ruh bazen,
ve kadınlar vazoları
kırar duvara karşı
ve erkekler çok fazla
içer
ve kimse bulamaz
onu
ama yataklardan
içeri ve dışarı süzülerek
aramaya
devam eder.
et kaplar
kemiği ve
etten daha fazlasını ister o
et.
hiç şans yok hem de
hiç:
hepimiz
ağına düşmüşüz aynı
kaderin.
hiç kimse hiçbir zaman bulamaz
onu.
doldurur çöplükler
doldurur hurdalıklar
doldurur tımarhaneler
doldurur hastahaneler
doldurur mezarlıklar
doldurmaz
başka hiçbir şey.
kaynak:
http://www.prensesemektuplar.com/…likte-yalniz.html -
ilk bakışta basit gelebilen fakat bir kez sesli okunduğunda insana işleyen, söyleyeceğini samimi ve dolaysız anlatan bukowski şiiri. etten daha fazlası görecek ve görülecek birinin olmadığı gerçeğini, acı da olsa, önünüze koyar, ki düşünün böyle bir durumda ruh eşi aramanın mantıksızlığını.
ayrıca çağrışım,
(bkz: arayanlar bulamaz ama bulanlar hep arayanlardır) -
şimdiye kadar okuduğum en güzel şiir. bu buhranı bu kadar güzel ve basit anlatabilen bir metine denk gelmemiştim. asla dolmayacak bir boşluk; mutlak bütünlük kurgusu arayan insanın meyhaneleri, hastaneleri, mezarlıkları doldurması ama içlerindeki o oyuğu hiçbir şeyle dolduramamasının hayat boyu sürecek trajedisi. büyüksün bukowski.
-
there's no chance at all:
we are trapped
by a singular
fate.
and nobody ever finds
the one.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap