• şarkı anonslarından önce şiir okuma ve şarkıyı bu şekilde takdim etme olayını ülkemizde ilk uygulayan teyzedir. trt'de hos seda programını sunardı. şimdilerde hortlamış, bir şarkının arasında şiir okuyordu...
  • sözlüğün son dönemine damgasını vurmuş, vurulan yerin şişip su toplamasına sebebiyet vermiş bir üslubun tohumlarını atmış, dinç olmasa da genç dimağlarda seneler sonra yeşerdiğine tanık olmamızı sağlayan bir büyük türk düşünürü.

    kendisini çok sevdiğimden, seks sujesi ve dahi metası olarak gördüğümden onu kendi eşsiz üslubuyla* selamlamak, bu cihetle rüçhan hakkını müaccelen iade etmek isterim.

    evreninin tınısını majör gamlarda arayan beyhude çabalara dudağının kenarında donuk bir gülüşle yanıt verirken, buğulu gözlerinin yosun yeşilinde dünyaların her gün ölen ve doğan ve yeniden canlanan bir acunun bilinç ötesi plazentası akıyor, olan ve biten, doğmamış ve doğrulmayacak bir öfkenin sancısını bugünden tırnak uçlarından provitamin b 5 ile beslenmiş saç diplerime(ve kışın soğuğu yediğimde örselenen sızısına) değin duyumsayarak, görünçlüklediği her anın izini madalya gibi taşıdığımız bir şiir dinletisi, bir sevi anlatısı, bir sarhoş uykusu insan, insandan öte bir ana, anadan öte yar, yardan ötesi bağdad ve sadabad paktı, ve vietnamlı askerler, ve kore gazileri, ve bizim olmayan bir yurttan sesler çapraşıklığının uzamsal düşüşü...(ve nijat özön lügatçasından ve fotokopisi sözlüklerden asortik, sıradışı kelime seçip cümle içine yerleştirmenin doyumsuz sergüzeşti, ve imlâ ve gramer kurallarında kuraldan çok kuralcılığın ve bilcümle çifte standardın aymazlığı, "grif bir kişiliğim binaenaleyh anlaşılamıyorum, beni benden sonraki nesillere, ve kafamın dengi sırdaşlara, arkadaşlara hediye ve emanet ediniz" kifayetsiz muhterisliğe bağıl çilekeş sanatçı feveranının kaypaklığıyla, ve cümle sonlarında 3 nokta kullanımının vuruculuğuyla bir parantezde sana veda etmek sevgili, sana ve kamboçya da ki bir bebeğe, ve dil kurumunda odacı çalışan hısmıma, "sana laf sokmadan ölmeyeceğim" derken ki hışmıma say sevgili...)
  • kendisine olan ölümsüz aşkımı ona has bize miras üslubuyla dile getirdikten (ama öncelikle kafa dengi bir dostun da eşzamanlı katılımının yokluğunu embriyodan kabre hissettikten sonra ey sevgili) sonra kendisini özetle tanıtmak, hakkında bilen bilmeyenin bir nebze dahi fikir sahibi olabilmesi için ilmuhaber ve sureti hal kağıdı ile desteklenmemiş anlatıma geçmek isterim.

    ayşe egesoy 80 li yılların ilk beş yıllık diliminde ağır backlighttan kaynaklanan diffuse, kastel kastel fon-dö-ten, ve blur filtresiye buğulu bir surete iliştirilmiş parlak(flamboyant mı demeliydim?) porselen bir çift protez ile hafızalarımıza kazınmıştır.(görünçlüklenmiştir mi demeliydim acaba?) şarkı aralarında ki sunumu, ve şiirlerinde zincirleme, buğulama, durulama ve hatta zaman zaman yuvarlama sıfat, zamir, edat tamlamaları halinde vuku bulmuş olup (ki bu ardışık serbest fikir ürünü benzetme ve çağrışımlar için manasız hukuki kaynak ve dayanak aramayıp), türkçemizi en güzel konuşan spiker ünvanını bu konuda uzman hürriyet gazetesine bağlı kelebek mecmuasından müteaddit sefer almış, halkımızın iltifatıyla müşerref olmuştur.

    kendisinin dönemin zambo(artistli) cikletlerinde de kopyası bulunan bir milyonun üzerine buğulu resmi vardır, ki bu bile yetmez midir sorarım sizlere?

    vaniköyde kaim bir insandır.(oturur neden demedim bilmiyorum)
    ha unutmadan

    ...
    (etkili bitirişte bir dünya markası)
  • şimdi otuzlarını sürmekte olan insanlar bugün bile 'şiir' kelimesini her duyanda fellik fellik kaçacak delik arıyorlarsa, bunda ayşe hanım'ın inkar edilmez bir payı var. saygıyla selamlasak yeridir.
  • beşinci mevsim diye bi müzik-magazin prooramını sunarkene içleri ışıldayan gözleriyle bir dönem orta yaşlı beyler ve bayanların gönüllerinde taht kurmuş hanımefendi sunucu. her programda bikaç kez değişen kostümleri ve mikrofonu bir gül dalıymışcasına narin ve yana yatık tutuşuyla da eşsizdi.
  • tek kanallı çocukluğumuzun romantik sunucusu... benim için büyük bir anlam ifade ederdi. haftasonları sunduğu müzik-eğlence programında anons edeceği yorumcunun veya ses sanatçısının seslendireceği eserin sözleri ne olursa olsun anlamlı bakışlar altında, harika bir içtenlik ve şairane bir seslenişle bize aktarırdı. küçük dimağımda bıraktığı izleri henüz başka bir şiir okuyan insanda bulamadım. en son geçen sene brt'de izledim. pek değişmemişti.
  • yıllar gecti hala onun gibisi gelmedi denilebilecek ender dinazorlardan.. boyşe bir okuma şeklini bilemiyorum başka nerde buluruz. tam anlamıyla söylediklerini yazmak ancak sözlükte 30 derece sağa yatık italik yazı mümkün olsaydı hayata geçirilebilirdi. trt nin arka fonda anlamsızca donen 100 mumluk spotlarının önünde gereksiz lakırtılarla zehirlediği beyinler hala onun etkilerini çekmektedir dersek abartmış olmayız. kaldı ki bu şiir okuma hadisesini başımıza sarmasından sonra ölmüş ve yıllar sonra ibrahim sadri olarak reenkarne olmuş ama biraz format değiştirmiştir. tek kanala mahkum dönemlerimizde ailelerin de zorlamasıyla mahvettiği çocukluğumun intikamını bi nebze alabilmişsem ne mutlu bana diyor ve ekliyorum "esenlikler sizlerle olsun"
  • yakın bir zamanda hayat hikayesinin yer aldığı kitabı çıkacak olan trt'nin klasikle$mi$ spikerlerindendir.

    bugünkü hürriyet- kelebek ekinde güzel bir röportajı çıkmı$tır ayrıca.

    buyrun linki:

    http://kelebek.hurriyet.com.tr/…sp?gid=180&sz=13705
  • 20 yıldır değişmeyen, akan zamanın kendisini yıpratamadığı sunucu..hala gözleri gülüyor..hala güzel..
hesabın var mı? giriş yap