• bir de şçyle bir versiyonu var bunun: (bkz: başkaları ne der diye düşünerek yaşamak)
  • fedakar olduklarına inanan, takdir edilmek isteyen insanların kendi basiretsizliklerine buldukları bahane.
    alışılmış replik şöyledir:
    "aah aah yavrum ben bugüne kadar hep başkaları için yaşadım, bir gün yüzü görmedim"
    o kadar çok duydum ki bu sözleri, artık doğruluğuna inanmıyorum.
  • insanin, kendisine olan saygisini yitirme durumu.
  • bu aralar aklımı meşgul eden konudur.

    ait olma, sevilme, saygı görme ihtiyaçlarına sahipsek bunun için bağlanıp bağ kuruyoruzdur. bu ihtiyaçları karşılamak için bağlanıp bağ kuruyorsak kendimiz için yaşıyoruzdur. başkaları için yaşamasak da hayatın başkaları için biçimlendirildiği aşikar. kural tanımazlık değil bahsetmek istediğim. hangimiz istediğimizi yüzde yüz yapabilyoruz... en basiti gömlek şeklimiz bile, giydiğimiz pantolononun kumaş biçimi bile başkalarının koyduğu normlara göre. o halde başkalarının istediği şekilde ya da başkaları için yaşıyoruzdur.

    eş, arkadaş edinmeyip; kedi, çocuk edinmeyip; dağda kırda yaşanılabileceği de düşünülebilir. yalnızca kendimiz için... ruh, beden ve vicdanımız ile... öteki ve başkalarının yükünü taşımaksızın... belki o zaman başkaları için yaşamayı bırakırız da kendimiz için yaşarız.
  • o mutlu olsun, o iyi olsun, öbürü üzülmesin, diğeri kırılmasın, okullar bitsin, işler yetişsin derken koşarak ilerlediğiniz yaşamda farkına varmadığınız ancak bir durup kendinize baktığınızda fark ettiğiniz bir gerçekle karşılaşırsınız.. artık kim olduğunuzu unutmuş, ben ne istiyorum sorusunu sormayı yıllar önce bırakmışsınızdır.. yaşamınızı kimlerle paylaşmak istediğinizi bilirsiniz örneğin, kimi sevdiğinizi, kimlere değer verdiğinizi, kimlerden hoşlandığınızı, kimlerden hoşlanmadığınızı bilirsiniz.. sizi rahatsız eden şeyleri bilir ve ona göre bir yaşam şekli yerleştirirsiniz ama aldığınız bütün pozisyonlar başkalarına karşı alınmıştır artık..

    peki bu pozisyonları alan adam kim, bu adamın yapmak istediği şeyler ne, hayallerine ne oldu, hala koruduğu bir hayali kaldı mı, yoksa yaşamın gerçeklerinin hayallere yer bırakmadığını öğrenmesi bunları zihninin derinliklerinde kaybetmesine mi neden oldu..

    birden kendinizle yıllardır konuşmadığınızı fark edersiniz en son okul yıllarında bir şeyleri yapmayı yürekten istemiş ve önünü arkasını düşünmeden büyük bir heyecan ve cesaretle her ne ise o istediğiniz yapmışsınızdır..

    peki, mesleki ilerleme vs için değil de sırf içinizden geldiği için, hoşunuza giden, ilginizi çeken, merak ettiğiniz bir konuda kendinizi geliştirmek yeni bir şeyler öğrenmek ya da en azından yeni bir hobi edinmek için çok mu geç kaldınız?

    bütün bunları düşündüğünüz bir dönemde karşınıza bir reklam çıkıverir otuzlarında dans etmeye başlayan, at binmeyi öğrenen, denizciliğe merak salan insanların olduğu bir reklam.. o zaman biraz bütçe ve zaman ayırarak, sırf kendiniz için, zevk alacağınız ve sizi günlük yaşamın bütün streslerinden karmaşasından ve anlamsızlığından kurtaracak yeni ve keyifli alışkanlıklar kazanabileceğinizi düşünmeye başlarsınız, devamlı başkalarını düşünmek yerine kendinizi düşünmek ve kendinize zaman ayırmak, kendiniz için yaşamak fikri cazip gelmeye başlar geç de olsa bir aydınlanma yaşarsınız.. artık tek sorununuz bütçe ve zamandır o da bir şekilde aşılır..
  • baskalari icin yasayan insan, herkesin herseyi olmak ister, bunun icin duygusal yorgunlugu artik fiziksel agri-sizi verene kadar ugrasir didinir. baskalari icin yasadigini ancak bu fiziksel agriyi hissettiginde farkeder. o zaman da o "baskalari"nin yanina gider, azicik avuntu bulmak icin. ama umdugu gibi olmaz-herkesi kendisi gibi bilir bu saf insan zira. dolayisiyla baskalari icin yasamak, sadece ve sadece uzuntu ve duygusal yorgunluk sebebidir. herkesin sizi sevmesi, herkesin sizi biricik bilmesi mumkun degildir.
  • kişinin kendini yeterince değerli bulmamasının sonucu olan bir eylemdir. başkalarının değer yargıları, beğenileri ya da eleştirileri kişinin kendi doğrularının, istek ve arzularının önüne geçmiştir. bir nevi hapistir, en ağırından.
  • "hayatım gözlerimin önünden bir film şeriti gibi geçti. ama içinde ben yoktum."

    ismi hatırlanmayan bir dizide geçen replikti.
  • kendi filminde figüran olmak.
hesabın var mı? giriş yap