• bunun galatasaray fenerbahçe rekabetinden farkı daha kapsamlı olması, real madrid franco yıllarında bariz 1 şekilde franconun takımıydı ve katalanların tuttuğu barcelonanın rakibi idi, ki şu an katalanlar ayrı 1 ülke oluşturabilecek durumdalar, ve barceona da katalanların simgesi, hernekadar şu anda hollandalı dolu olsa da, o yıllarda katalanların francoya karşı olan direnişini simgeliyormuş...
  • luis figo'nun barcelona'dan real'e muazzam bir meblağ ile transferinden sonra bu rekabet artmış, karşılıklı nefrete dönmüştür.
  • ispanyanin en oncu 2 kulubu olmalarinin haricinde politik anlamda da rakip olan 2 toplulugun simgeleridirler. aralarinda cok az futbolcu transferi gerceklesmistir. madrid'liler figo'nun transferi ile luis enrique'nin ocunu aldiklarini soylemektedirler. ancak rekabet ileriki zamanlarda real'in asiri borcu ve uefa'nin cikarmayi dusundugu kararlar yuzunden biraz sekteye ugrayabilir.
  • celtic rangers rekabetinden sonraki en buyuk rekabet. (bkz: celtic rangers rekabeti)
  • ispanya'nın 2 güzel kentinin rekabetinin futbol takımlarında kimlik bulması. (sene 2000, istanbul metrosu inşaatında yürüyen merdivenleri ispanyol işçiler yapmıştır. çalışan işçilerden birine sordum, memleket nire? dedi madrid. ama en büyük barcelona dedim, oldukça sinirli bir şekilde fuck you diyerek karşılık vermesi de bu tatlı rekabetin kısa bir özeti değil mi sizce de?)
  • dünyanın en zevkli, tempolu, heyecanlı, kaliteli futbol maçlarını üreten rekabet. (4 kasım pazar akşamı gene büyük bir futbol düeti yapacaklar)
  • çok uzun yıllar sonra bir avrupa kupası karşılaşmasına, hem de şampiyonlar ligi yarı finali'ne taşınan renkli, keyifli "futbol" rekabeti. (ayrıca, içinde zorunlu olarak barındırdığı "milliyet - kralcılık - isyan " gibi siyasi kavramlara rağmen, galatasaray - fenerbahçe - beşiktaş çekişmesine göre "futbol ruhuna" çok daha bağlı ve uygun rekabet...) galatasaray - barcelona maçından sonra barcelona başkanı "eğer grubu 2. sırada bitirmiş olsaydık, çeyrek finalde real madrid ile eşleşecektik, ispanya'da bir savaş çıkacaktı..." şeklinde konuşmuştu. ancak sadece bir "futbol savaşı " olacaktır barça - real madrid maçları; heyecan ve estetik arayan futbolseverler bu rekabetin her zamanki gibi "umduğunu bulması garanti olan " kesimi olacaklardır.
    ve bu akşamki maç için ilginç bir not : real madrid - bayern münich çeyrek final 2. maçında 85. dakikada real madrid 2 - 0 öne geçmiş, bayernli oyuncular yan ve orta hakeme şiddetle itiraz ediyorlardı. birdenbire real madridli luis figo olay yerine koşup hakemi hafifçe itti, sinirle bir şeyler söyledi, sarı kart gördü tabii. "yuh, figo gibi yıldız bir oyuncu nasıl böyle aptalca sarı kart görür..." diye düşünürken cevap gecikmedi : figo bu sarı kart ile cezalı duruma düşmüştür, real madrid'in ilk maçı ise deplasmanda barcelona iledir...
  • barcelona bir katalan takımıdır ve bu nedenle kenidisi asla ispanya ile özdeşleştirmez. madrid ise kraliyetin temsilcisidir. bu iki takımın çekişmesi sadece basit bir futbol rekabeti olmayıp ispanyadaki ayrılıkçı hareketlerin de bir uzantısıdır.
    barcelona stadı baskı ve diktatorya rejiminde katalanlar için bir buluşma yeri olmuştur.
  • 2 takimin oynadigi maclara el gran classico adi verilmektedir. super classico da denir.
  • ispanya iç savaşından sonra franco'nun başa gelmesiyle iyice günyüzüne çıkan bu rekabet,franconun real madrid maçlarına gitmesiyle zirveye tırmanmıştır.ispanya'daki iç savaşta madridde francocular bulunurken katalanyada cumhuriyetçiler kümelenmiştir.güçleri fazla yetmemiştir ve yenilmişlerdir.ancak şu anda barcelona cumhuriyetin simgesidir.yıllarca da formasına reklam almama ilkesini bozsada athletico bilboa ile birlikte bu dalda öncüdür.ayrıca bir baska barcelona takımı olan espanyol da kralcıların takımıdır.barcelonanın espanyol ile de ciddi bir rekabeti vardır.o maçlar da kıyasıya geçmektedir.bu arada real madriddeki real ispanyolca kral demektir.bu zaten real madridin durumunu göstermektedir.
hesabın var mı? giriş yap