• gelmis gechmis en buyuk caz yorumcularindan..
    zamanin caz yorumcularinin cogu gibi uyushturucu muptelasi bi kisilik
    olaganustu yilisik ve smooth bi sesi var

    god bless the child that s got his own way!
  • caz ın büyülü sesi..
    savas zamanlarinin filmlerine hep rastlayabilceeniz mutesem sarkilar..
    osellikle strange fruit adli parca ..
    sahane huzun..plaktan gelen cızırtılar..
    yanilmiosam ırkcilikla ilgili idi..
    nefis ses..
  • 1915 senesinde dogan ve 1959 kaybettigimiz, sorgusuz en iyi kadin vocal jazz muzisyenlerinden bir tanesi. harlem ny daki jazz kluplerinde sarki soyledigi zamanlar harlemin melegi diye taninirdi. (bkz: angel of harlem)
  • i'm a fool to want you..
    bir tek bu kadın birşeyler dediğinde onu gerçekten hissettirir.cazz da umutsuzluğun, mutsuzluğun ve yalınlığın sesidir. tartışmasız gelmiş geçmiş en iyi bayan vokaldir hanımefendi.
  • billie holiday hanım, ne yazık ki soyadı ile tezat bir hayatı yaşamıştır.
  • (bkz: ps i love you)
  • amerikalı şair frank o'hara, billie holiday'in ardından bir ağıt yazmıştır 1959 yılında: "the day lady died"... "herkesin ve benim nefesimi kesen bir şarkı fısıldadı" diye biten, hüznünü belli etmemek için dudaklarını ısıran bir şiir...

    - the day lady died -

    it is 12:20 in new york a friday
    three days after bastille day, yes
    it is 1959 and i go get a shoeshine
    because i will get off the 4:19 in easthampton
    at 7:15 and then go straight to dinner
    and i don't know the people who will feed me

    i walk up the muggy street beginning to sun
    and have a hamburger and a malted and buy
    an ugly new world writing to see what the poets
    in ghana are doing these days
    in ghana are doing these days i go on to the bank
    and miss stillwagon (first name linda i once heard)
    doesn't even look up my balance for once in her life
    and in the golden griffin i get a little verlaine
    for patsy with drawings by bonnard although i do
    think of hesiod, trans. richmond lattimore or
    brendan behan's new play or le balcon or les nègres
    of genet, but i don't, i stick with verlaine
    after practically going to sleep with quandariness

    and for mike i just stroll into the park lane
    liquor store and ask for a bottle of strega and
    then i go back where i came from to 6th avenue
    and the tobacconist in the ziegfeld theatre and
    casually ask for a carton of gauloises and a carton
    of picayunes, and a new york post with her face on it

    and i am sweating a lot by now and thinking of
    leaning on the john door in the 5 spot
    while she whispered a song along the keyboard
    to mal waldron and everyone and i stopped breathing
    ...
  • (bkz: lilac wine)
  • hakkinda "miyavlar gibi sarki söylüyor, ama o ne ses kardesim öyle?" denen kadin vokal. dönemin uyusturucu tribinden ziyadesiyle payini alip vücudunu ve kendini bitirmis olmakla birlikte, hala o'nun üzerine daha iyi bir sesin ve yorumun gelmedigini düsündügüm kadin. "my man" o'nu anlamak için iyi bir parça olabilir..
  • yağmur altında bir griye kesmiş sonbahar gününde, istanbulda, evde, kahveyle, unutulmamış ve unutulmuş anılarla, gülümsemeyle, gözyaşıyla, hüzünle, hüzünlü bir acıyla, sadece acıyla, belirgin bir durgunlukla, kocaman bir boşlukta dinlenebilecek dünya üzerindeki tek kadın.
hesabın var mı? giriş yap