*

  • kesinnikle irenctir sokak saticilari inadina
    548459 saati birden caldirir:
    dididi dit
    dididi dit
    dididi dit
  • bir süre geçtikten sonra hiç bir özelliği kalmayan ve adamı uyandırmanın dışından ninni görevi gören melodi...
  • ne kadar igrencse o kadar iyi is görür
  • en sevdiğiniz melodiden bile nefret etmenize sebep olabilecek zımbırtı
  • - pcalar yaz 3169 a yolla cep telefonun calar saat melodisiyle çalsın, her çalışta uyunmak zorunda olduğunda yaşadığın o iğrenç duyguyu yaşa!
  • isterseniz en sevdiğiniz parçayı çalıyor olsun sabahın altısında işe gitmek üzere kurulmuş bir saatin melodisiyse eğer söylene söylene uyanmanızı sağlayacak notalar dizisidir. belki ninnili çalar saat olursa tahammül edilebilir.
  • ilk 15 saniye boyunca:
    dii dit
    dii dit

    sonraki 15 saniye boyunca
    dididi dit
    dididi dit

    son 30 saniye boyunca:
    didididididididididididi

    bitmesine 5-10 saniye kala:
    çota!
  • cep telefonunu çalar saat gibi kullanan bir çok birey bilir ki, 10 dakikalık ara 2-3 saat inatla çalar bunlar. ve benim gibi ağır uykulu bir insan bu şekilde uyanmak zorundaysa, melodi olarak seçtiği, meşhur kill bill ıslığından nefret eder, her duyduğunda agresifleşmeye başlar.
  • sokak saticisinin caldirdigi klasik "di di di dit" olanlar uzaklastiktan sonra da bir muddet beynin icinde calmaya devam eder.
  • gücünün asla hafife alınmaması gerekir.

    bir zamanlar çılgınlar gibi çalan bir çalar saat melodim vardı. güne lanet ederek uyanır, kimi zamansa sinirle "dur"a basıp güne hiç uyanmamayı tercih ederdim. gelgelelim bu durumun çalar saat melodimle olan ilişkisini çözmek için birbiriyle yarışırcasına çırpınan beyin nöronlarımın tüm çabaları yetersiz kalırdı; "çok yoruluyorum sanırsam" der geçerdim.
    lakin a dostlar bir gün can sıkıntısımın tavan yaptığı bir anda telefonumdaki melodileri karıştırmaya karar verdim. evde de yalnız olduğumdan hiç gocunmadan telefonumun zil sesi seviyesini maksimuma getirip melodileri dinlemeye, dinlerken de telefonu elimde melodinin ritmini uygun şekilde sallaya sallaya ufaktan havamı bulmaya başladım. tam bu sırada yeni çalmaya başlayan melodiye karşı içimde çılgıncasına bir nefret duydum, o derece ki telefonu sallayan elim havada kaskatı kalakaldı. bu oydu. çalar saat melodim. beyin hücrelerimdeki koşuşturmanın o anda durduğunu farkettim, her şey neo'nun matrix'i çözdüğü anki gibi yavaşladı adeta. çözümü çok net bir şekilde görebiliyordum şimdi: melodimi değiştirecektim.
    beni bu yola iten süreç ne kadar uzun ve sancılıysa uygulama sürecim de o kadar kısa ve basit oldu. şakkadanak değiştirdim melodimi. böyle yavaaş, saakin bi melodi seçtim. şimdi güne huzurlu ve mutlu uyanıyorum. uyanamadım mı da gönül rahatlığıyla "ertele"ye basıyorum. ikinci bilemedin üçüncü çalışta annem gibi tatlı tatlı "hadi ama kalk bakalım artık" dercesine çalan melodime dayanamayıp kalkıyorum.
    demek ki neymiş? evet.
hesabın var mı? giriş yap