• italyanca asma kilit...
  • helenio herrera'nın yarattığı taktik, defansif yönü çok fazla olduğu için bu isim verilmiş...
  • her halisaha macinda uygulamaya basladigimiz, oyunun zevkini kat be kat artiran taktik, eger karsi takim yuklenmeye cabalayacak oyunculardan kuruluysa... kalede saglam bir kaleci, bir cakili stoper onun onunde, sag ve sol cizgiyi kapatan iki hizli adam ve topu kontrol edebilip vuracak orta sahayi kapatacak iki adam... sonra da hirsli bir oyun ve genelde 4 kisi arti kaleci kendi sahani savunmak. bir de turnuva maciysa adrenalin ust duzeye cikar. iyi bir kaleci icin cok keyiflidir, cunku hem durmadan ataklarla ugrasir hem de tum kontralari siz baslatirsiniz. golsuz gecen hali saha maci en iyi hali saha macidir.
  • lucescunun besiktasa oynattigi taktik. genelde de basarili oluyor ve fakat bazen ilerideki tek adam yeterli * pas alamiyabiliyor ve bu durumda gol atmak tesaduflere kaliyor.
  • futbolun bokunu çıkaran, maçtan zerre zevk aldırmayan ve maçı kilitleyen, artık modasının geçmesi gerektiğini düşündüğüm savunma ağırlıklı taktik. euro 2004'te bile halen bol bol görmekteyiz. çoğu maçın zevksiz, golsüz geçmesinin sebebi de budur. halbuki normal futbolunuzu oynasanız, şöyle güzel güzel organize ataklar, tempolu dakikalar izletseniz bize, nihayetinde ise sadece savunması değil tüm kadrosu başarılı olan takım galip gelse, kısacası hakeden kazansa.. hayat bayram olsa..
  • tek süpürücülü sistemden geliştirilmiş olan sistemin ilk uygulamasının 1937/1938 sezonunda isveç milli takımının teknik direktörlüğünü yaptığı dönemde avusturyalı karl rappan tarafından gerçekleştirildiği kabul edilmektedir. bu sistemde rappan klasik "wm" modelinde baş kısımda yer alan 3 ileri oyuncunun bir tanesi çekip onun yerine kalecinin önüne bir defans oyuncusu monte ederek ve bu oyuncuya da adam markajı yapan üç oyuncu gerisindeki alanda süpürücü rolü vererek minimum gol şansı veren bir model hedeflemiştir. modele the "verroulle" veya "kapı kilidi" adı extra defans oyuncusuna da "the verrouller" adı verilmektedir. bu model ile 1938'de isveç önce ingiltere'yi tokatlamış ardından almanya'yı eline vererek dünya kupası dışına itelemiştir. modelin en başarılı ve ileri halinin ise 1960'lı yıllarda arjantinli teknik direktör helenio herreratarafından inter teknik direktörlüğünü yaptığı sırada uygulandığı ileri sürülmektedir.
  • italyan futbolunda savunma agirlikli oynayip 1-1'e 0-0'a yatmaya denir.. en azindan bir donem oyle anilir..nereden geldigi bilinmez..
  • italyan kulüplerinin büyük paralar dökerek yabancı ülkelerden forvet oyuncuları getirmeleri, italyanların savunmaya önem vermeleri sonucunu doğurmuştur. zayıf müdafaa oyuncuları ac milan , juventus, internazionale'nin yeni "transfer bombaları" karşısında tutunamıyorlardı. bütçeleri dar olan kulüpler büyük takımlar karşısında ağır yenilgilere uğramamak için bütün güçlerini savumaya verdiler. dünyanın öteki ülkeleri wm den 4-2-4 e geçerken italyanlar wm den "süper defans" a geçtiler.
    bu eğilim 1950 lerin başlarında ortaya çıktı 1948 olimpiyatlarında danimarkalı karl praest ve john hansen juventusa transfer oldular ve bu takımın 1949-50 sezonunda şampiyonluğa ulaşmasında büyük ölçüde katkıda bulundular. ac milan da isveçli 3 forvet oyuncusunu transfer etti. (bkz: gunnar gren) , (bkz: gunnar nordahl) (bkz: nils liedholm). bu transferler 1950-51 liglerinin sonucunu etkiledi ve ac milan şampiyon oldu. juventus bir başka danimarkalı daha aldı (bkz: karl hansen) ve 1951-52 sezonunda şampiyonluğu yeniden kazandı. sıra internazionale deydi lennart skoglund (isveç), stefan nyers (macaristan) i transfer ederek 1952-53, 1953-54 sezonlarında şampiyonluk ipini göğüsledi. bu arada öteki takımlar savunmaya gittikçe önem veriyorlardı. özellikle interin şampiyonluk yaşadığı senelerde sistemlerini yerlerine oturtmuşlardı. atıllan gollerin sayısında bariz bir azalma gözlenmekteydi.

    1949-50 juventus 100 gol
    1950-51 ac milan 107 gol
    1951-52 juventus 98 gol
    1952-53 internazionale 64 gol
    1953-54 internazionale 67 gol

    önceleri sistem bir takımın yıldız oyuncusunu iki kişiyle tutmaktı.
    örnek olarak 5 sezon gol kralı olan gunnar nordahl maça çıktığı zaman karşısında iki oyuncu buluyordu, ve bu iki oyuncu (genelde 5 ve 9 numaralar) doksan dakika nordahl ın yanından ayrılmıyordu.

    bu yol teorik değil pratik bir yoldu aslında. italyanlar kalelerine girecek gollerin sayısını azaltmak için iki santrbek kullanmayı uygun bulmuşlardı. böylece biri santraforun yanından ayrılmayacak diğeri de kale önündeki toplara hakim olacaktı. bu sistem başlarda çok işe yaradı, öyle ki büyük takımlar bazı maçlarda küçük takımlara gol atamaz hatta yenilir hale geldiler.
    ancak bir oyuncunun başına iki oyuncu dikmek bir anlamda 10 kişiyle oynamak demekti. italyanlar isviçrelilerin sürgü sistemini uygulayarak ideal bir çözüm yolu buldular. ayrıca büyük bir takımda sadece santrafor değil öteki forvet oyuncuları da tehlikeli oluyordu, haliyle her birinin başına iki oyuncu dikmek mümkün değildi.
    karl rappan ın 1930 larda yarattığı sürgü sistemi hücum gücünü aksatmadan gerektiği anda defansta bir fazla oyuncu bulabilme imkanı yaratıyordu. sürgü sisteminde iki kanat oyuncusu (sağ açık ve sol açık) karşı takımın açıklarını tutuyor, defansın göbeğinde yer alan iki oyuncu kale önünü beklerde kalenin sağını ve solunu kontrol ediyorlardı. orta saha göbekte oynayan bir oyuncu defansa gelerek defansın göbeğindeki takım arkadaşlarına yardımda bulunuyor, hücum sırasında ise orta sahada bulunan kanat oyuncuları ileri kayıyorlardı, top karşı takıma geçtiği anda tüm oyuncular tuttukları adamlarla kendi kaleleri arasında durarak markaj pozisyonlarını bozmadan geri çekiliyorlardı. bu sistem büyük kondisyon ve zeka isteyen bir sistemdi.
    bu sürgü sistemini değiştirerek catenaccio yu kimin yarattığı pek bilinememektedir, ama 1950 lerin sonunda italyanlar kendileri için en uygun sistemin bu olduğuna inanmışlardı. defans oyuncularından birinin en arkada kale önünde kalması öteki arkadaşlarını biraz olsun rahatlatıyordu. böylece herkes kontrol etmekle görevli olduğu oyuncuyu tutuyordu sadece, seken topları da en arkadaki oyuncu topluyordu. hem saha, hem oyuncu markajı yapmak da gerekli olmuyordu.

    catenaccio taktiğinin belli başlı 3 özelliği vardır.

    1-karşı takımın forvetlerini yakından marke etmek.
    2-geride, seken topları kontrol edebilecek serbest bir bek bırakmak
    3-karşı takımın orta saha oyuncularını kontrol etmek ve gerekirse hücuma katılmak için osrta sahada iki yada üç oyuncu bulundurmak.

    böylece 4-2-4 oynayan bir takıma karşı catenaccio uygulayacak bir takımın sahaya dizilişi 1-4-3-2 veya 1-4-2-3 olacak, karşı takımın 4-3-3 oynaması durumunda ise diziliş 1-3-3-3 , 1-3-4-2 veya 1-3-2-4 olacaktır.
    orta saha ve hücum oyuncularının görevleri karşı takımın gücüne ve oyunun gidişine göre değişmektedir. deplesmandaki bir avrupa kupası maçında veya beraberliğin başarı sayılacağı bir lig maçında sahada 1-4-3-2 biçiminde dizilmek mümkündür, ama kazanmak amacıyla çıkılan bir maçta catenaccio taktiğinin 1-3-2-4 şeklinde uygulanması gerekir. bu taktikte her şey karşı takımın gücüne ve maçtan alınmak istenen sonuca bağlıdır.

    bir grup insanın iddia ettiği gibi catenaccio sadece savunmaya dayanan olmusuz bir futbol sistemi olsaydı antrenörler arasında bu kadar rağbet görmezdi. küçük takımlar catenaccio sayesinde büyük takımlardan gol yememe başarısını göstermekle kalmamışlar, bazen gol atarak bazı maçları galip bitirmişlerdir. bu yüzden sadece italyan antrenörler değil dünyanın başka yerlerindeki bir çok antrenör de catenaccio yu tek sistem olarak kabullenmişlerdir.

    daha iyi anlatabilmek için catenaccionun uygulandığı ilk günlerden örnek bir maç yaratalım. küçük bir takım ac milan ile oynayacaktır. milanın kadrosunda gren, nordahl, liedholm gibi üç yıldız oyuncu bulunmaktadır. küçük takım forvette iki oyuncu bırakacak ve bütün gücünü savunmaya vererek ac milan dan bir beraberlik koparmaya çalışacaktır. milan bu maçta eskisi gibi wm oynayacaktır. maçın tümüyle milan üstünlüğüyle geçeceği bellidir, ancak o zamanlarda orta saha hakimiyetinin pek bir önemi olmadığından önemli olan ceza sahaları üstünde kurulacak hakimiyet ve atılacak şutlardır. kücük takımın sahaya dizilişi bu günkü sistemle anlatılırsa 1 libero önünde oynayan 5 defans oyuncusu onların önünde yer alan 2 ön libero ve orta saha ileri uçla ilgilenen 2 forvet gibidir. iyi düzenlenmiş bir defans onsekiz çizgisi üzerinde kümelenecek ve karşı takımın forvet oyuncularını marke edecektir. bu arada kale önünde yer alan bir serbest oyuncu da seken topları toplayacaktır. eğer kalede iyi bir kaleci varsa bu sistemi uygulayarak gol yememek pekala mümkündür. ,
    milanın akınları boşa gittikçe oyuncular sinirlenmeye başlayacak ve doğal olarak milan savunmasındaki oyuncular da gol aramak için ileri çıkacaklardır. onların bu hareketi oyunu sıkıştırmaktan başka hiçbir şey yapmayacak, üstüne üstlük savunmada rakibin boşta bekleyen forvetlerine açık alanlar yaratacaktır. kapanan takımın bu tarz bir akın sonucu forvetlere kazandırması ve forvetlerin o boş alanlarda (3-2-5 taktiğine yakın sayılabilecek wm de 3 savunmanın da ileri çıktığını söylemiştim) çok tehlikeli olmaları hatta belki de gol bulmaları sonucunu doğuracaktır. bu taktiği uygulayan takımlar ustalaştıkça kontrataklardan daha iyi sonuçlar almaya başladılar. o kadar başarılı oldular ki büyük takımlar zamanla "büyük" sıfatının pek işe yaramadığını anladılar. bir kontratak bir golle sonuçlanıyor, kendilerinin rakip üzerinde 90 dakika boyunca kurdukları baskı ise hiç işe yaramıyordu. bu oluşum sonucunda büyük takımlarda geride 1 adam bırakılması gerektiğini gördüler, böylece catenaccio biraz değişik bir biçimde bile olsa iyice yerleşti.
    küçük takımlar gol attıklarında maçta oynanan futbol halk tabiriyle kevaşe futbol veya çirkef futbol oynuyor zaman geçirmek için türlü maymunluklar yapıyorlardı. (taktiklerini 2-4-4-0 hatta 10-0-0-0 a çekmek de bunlara dahil). gol yememek için ise tek çare catenaccio uygulamaktı. büyük takımlarda bunu ister istemez kabul ettiler. wm ile defansın göbeğindeki iki adam bıraktıkları sistemleri denemiş ancak başarı kazanamamışlardı.
    catenaccio ise seken topları başarıyla toplayan ve karşı takımın geriden gelip gol kovalayacak defans oyuncularını başarıyla marke edebilecek bir liberonun varlığıyla gol tehlikesini büyük ölçüde azaltmıştı.
  • babası helenio herrera dır!
    stoperin savunmasın arkasında kaldigi , diger savunmacilarin ise adam adama markaj uygulayarak rakip oyuncalara adeta kilit taktigi savunma sistemi.
    (bkz: http://www.verkac.org/?p=482#more-482)
hesabın var mı? giriş yap