*

  • çeviri eğitimi veren kurumlarda bir lisans veya yüksek lisans dersi olarak okutulur.

    ayrıca ülkemizde -ne yazık ki- çevirinin yapıldığı kaynak dili bilmenin çeviri eleştirisi yapmaya yeteceği gibi bir inanç vakidir. gazete yazarlarından (ki buna son örnek olarak bir özdemir ince çevirisini fütursuzca eleştiren bir akit yazarını verebiliriz), kitap okurlarına kadar insanların "eleştiri" adına yaptıkları, dayanaksız, öznel, bilimsellikten uzak tepkilerdir. layıkıyla yapılan çeviri eleştirisi okuyabilmek keyfi ulaşılması çok zor bir şey haline gelmiştir.
    herkes hemfikirdir ki, bir bilimin ürününü eleştirmek için o bilimin -en azından- bir kısmına vakıf olmak gerekir.

    konuyla ilgili bazı bilgiler için:
    (bkz: çeviribilim)
    (bkz: çeviribilimsel)
    (bkz: çeviri bir süreçtir, ya çeviribilim)
  • istanbul üniversitesi ingiliz dili ve edebiyatı ana bilim dalının 3. sınıf dersidir. dersin amacı çeviri metnini iyi veya kötü diye eleştirmekten ziyade belirli normlar aracılığıyla çevirmenin yaptığı hataları bulmaktır. ne yalan söyleyeyim; çok da sıkıcı bir derstir ne yazık ki..
  • tanzer yakar 'ın beceremediği şeydir çeviri eleştirisi.

    fragmanlar/#10142969 entirimde döktüm bir eleştirisinin/saldırısının yaldızını!
  • discourse analysis denilen soylem cozumlemesi'ne hakim olunmaz ise analitik anlamda "bu ceviri kokuyor"dan oteye gecilemeyen critical thinking dersi.

    ayrica, yeri gelmisken: discourse, "edilen sozler" anlamina gelmez...speech'tir o. turkcemize yanlis bicimde sokulmus ve yine yanlis bir bicimde kullanilmaya devam eden "soylem" sozcugunun anlamini duzeltmeye davet ediyorum tum dilbilimcileri.

    ornek: "sayin ...nin bu soylemi, halkta olumsuz tepkiye yol acti..." ne soylemi ha ne soylemi?!! "sozleri" demek bu kadar mi zor? "soylem" dediginizde daha mi afilli olacak saniyorsunuz?!

    (bkz: hey gidi gunler)
  • filoloji kürsülerinin müfredâtındaki boşluğu gözler önüne seren yöntem. bu isme sahip ders saati olmayan filoloji kürsüsünü adamdan saymamak gerekir. her kim ki çeviri eleştirisi yapmanın altından rahatça kalkabilir, işte o zat kullandığı dile hakimdir...
  • genellikle edebiyatçılar ya da yazarlar tarafından yapılan eleştiri türüdür. dolayısıyla çoğu zaman süreç değil ürün (çevrilmiş eser) eleştirilir. çeviri kuramları ve çeviri normlarından bir haber olan eleştirmen, çevirmenin bir amaç uğrana seçmiş olduğu çeviri yöntemini, çok rahat eleştirir ve bu da eleştirmenin 'hata avcılığı' yapmasına neden olur. bu duruma verilebilecek en güzel örnek; georges perec'in ''e'' harfini kullanmadan yazmış olduğu kitabı (la disparition) türkçeye gene ''e'' harfi kullanmadan çeviren (kayboluş) ve kendine 'yarı yazar' diyen cemal yardımcıya gelen eleştirilerdir. cemal yardımcı'ya gelen eleştiriler ağırlıklı olarak, kitaba kaynak metinde yer almayan bir bölüm eklediği içindir.

    http://www.radikal.com.tr/…4.05.2010&categoryid=113
  • tıpkı spor yazarlığında olduğu gibi, eleştiride bulunan şahsın iyi bir çevirmen olacağının garantisinin olmadığı bir ilimdir. fakat kesişim kümesi nokta-i nazarından baktığımızda, çeviri eleştirmenlerinin çoğunun da bir şekilde çevirmenlik yaptığını söyleyebiliriz.

    çeviri eleştirisi, bence bir kitap eleştirisinden daha zor bir meşgaledir; çünkü çeviri dediğimiz süreç tek bir doğru etrafında örgülenmez. dolayısıyla birçok muhtemel "doğru" çeviri arasından kendine en uygununu seçen çevirmen, birçok doğru eleştiri arasından kendine en uygununu seçen eleştirmen tarafından tenkid edilirken, bu tenkidin insaf, izan ve tabi ki "kültür sınırları" çerçevesinde yapılması elzemdir.

    "kültür sınırları" derken, çevirmenin ve çevirmenin o kitabı çevirdiği kitlenin çok iyi tanınması gerektiğini düşünüyorum. aynı kitabı muhafazkar bir kitle ve bir de materyalist bir kitle için çevirmek istersiniz ortaya iki farklı kitap koymanız gerekir. keza, dünya görüşü olarak muhafazakar bir çevirmen ile materyalist bir çevirmenin veyahut da hümanist, hedonist ve bilumum -ist düşüncesindeki çevirmenlerden her birinin çeviriye kendi "imzalarını" atacağını tahmin etmek kehanet olmasa gerek.

    mütercim, kendi çevirdiği eseri de yine farklı zaman dilimlerinde farklı bir şekilde eleştirir. aynı metne farklı senelerde bakan mütercim, tarz değişikliğine uğradıysa eski çevirilerini tamamen reddedebilir de.

    hasılı zor zenaattir çeviri... çeviri eleştirisi ise demir leblebi...
  • bugün bunu bir yayınevi başlığında (çeviriye) "tecavüz etti, götüne koydu" diye yapan birine denk geldim bu sözlükte. böyle rezilce eleştirilmek de büyük mutluluk vallahi. allahaşkına bu kadar nadansanız ucundan bok süzülen parmaklarınıza biraz mukayyet olun, tecavüzlü metafor yapmanın ne kadar hödükçe olduğunu anlamanızdan ümidi kestik.
  • konu dahilinde poe şiirleri üzerine çalışma yapmış, kaynak verebilecek olan biri varsa ziyadesiyle müteşekkir olurum efenim.
hesabın var mı? giriş yap