• i. dışarıda olan kişi, şey. dışarda olarak da kullanırız çekinmeden.
    ii. awayin msn messenger türkçesi.
  • bilgisayarı açık dışarı çıkan ya da kullanırken konuşmak istemeyen kullanıcıların tercih ettiği msn seçeneği. bir diğeri için;
    (bkz: meşgul)
  • çevrimiçinde konuşacak adam olmadığı "çekemem şimdi şunun muhabbetini kaçayım ben" diye düşündüğünüz*, konuşmak istediğiniz kişiler internete girdiklerinde "benimle konuşmak için çevrimiçi oldu" diye düşünmelerine neden olmak istemediğiniz zamanlarda çevrimdışı'nın yerini alan im* durum seçeneğidir.

    türk halkının meşgul, dışarıda gibi uyarıları önemsememesi sayesinde dışarıda modunda bırakılan bir im bir süre sonra birkaç iyi muhabbet eden arkadaştan selam getirecektir.
  • bazıları icin aliskanlıktır, dısarıda olmak.

    hani bazen sigara bağımlıları parmaklarının arasında bir eksiklik hisseder; ya da cikolata tutkunları mutfaga her girdiginde 1 bardak su icer; ya da aşık kişi telefonu her eline aldıgında geri bırakır, işte onların alıştıkğı maddelerin yaptığı gibi dışarıda olmak da alışkanlık yapar ve alışan insana korku salar. çöpü vermek için sokak kapısını açınca insanın içinden kapatmak gelmez, aksine daha bi hızla kapanır o kapı, dışarıda olmaya alışmış kişi için, veya evde ekmek yoksa ekmek almak yerine makarna pişirilir; çünkü dışarı çıkmaya cesareti yoktur, alışmış kişinin...

    alışkanlık korku verir, ister çikolata ister sigara isterse dışarısı için olsun..

    işin kısası fazla dışarıda olmak zararlıdır, alışkanlık yapar.

    (bkz: cok asık olmak)
  • başlangıç; sıfır... kaçış, kalenin doksanbeşinci açısından out.

    kalış; gidilmemiş hiç aslında, hiç gidilmemiş. sadece çıkılmış outa. öylece kendiliğinden.

    koca bir memleket dökülse içimden, bir sen tutacağı bulur, boşluğuma tutunursun. ya da ben kıyamam da zora sokarım sen perhizlerimi.

    kesişme noktası yok. paralel seyrin kale arkasında sonsuzluğa uçan toplarız. bir derece farkla. bir derece deyip geçme, ışık altındaki ölü kelebeklere mezar yeri oldu o bir derece yüzünden karnım...

    ve ölü bir şehrin sekizinci katına taşısınlar bulunduğum evreni. sekiz deyip geçme tek haneli en büyük çift rakamdır sekiz. en büyük bizin tekil hali benim.

    sekizinci kılığa girmiş, kumdan kalede aptal bir benin, tarifidir o paralel. tüh ki tüh!

    sen ki hayvanlar üzerinde test edilmiş şeyleri.., evet şey dedim şey. o şeyleri, insanlarda görmekten seksüel dürtüler duyardın. duyar mıydın? kim bilir? keşke o sözleri duymamış olaydım. hangi sözleri mi? neyse boşver.

    istanbul’a ait dizelerimin tümü yoğun bakımda.

    ki bodrum’u da acıyor artık ellerimin. ve ayaklarımın tüm yurdu yanıyor, deniz suyu olmayan yerlerine yürüyeceğim memleketin.

    kesişebilmemize olanak yok.

    artık la belle’in adı kaldı. kendi kim bilir hangi cehennemde cennet manzaralı bahçesinde duygularımı yudumluyor...

    onu anımsamakta neden bu kadar zorlanıyorum? en çok gözlerini anımsayabilmeyi isterdim. ah sevgili la belle...

    tüm bunlar senin düşüncelerin olamaz. safsındır, bilirim. üzerine o kamuflajlı üniformayı kendi aklınla giymediğini söyle lütfen. yoksa büsbütün seni suçlayacağım, haberin olsun.

    üstelik beni anımsarsın, yanıtını bilmediğim soruları hiç sormuşluğum yoktur sana bu güne kadar.

    neyse,

    sende bir tuhaflık yok, insanlar tuhaflar la belle... bir dahaki sefer bana de ki; ...

    boşver hiç bir şey deme. gelmeni de istemiyorum işin garibi.

    sen cehennemin dibinde, cennet manzaralı bahçende devam et duygularımı yudum yudum içmeye.

    ben sekizinci katındayım ölü bir şehrin.

    paralel kalışlarındayım kale arkasındaki bilindik yerimin.

    "dışarda"
    j.ak
  • cem köksal'ın çok güzel bir şarkısı.
  • fotoğraf çekmekte aslen dışarıdaki bir şeyi kaydederiz. ama heyhat, içimizdeki gibi kaydetmiş oluruz. duygumuz neyse fotoğrafımız dışarıdakinde ısrarla onu bulur. bir duygumuz yoksa fotoğrafı ruhsuzca oluşturduğumuz söylenebilir.

    "budaların psikolojisi ne analiz, ne sentezle ilgilidir; aşkınlıktır, zihnin ötesine gitmektir. zihnin içinde bir çalışma değildir, seni zihnin dışına götüren bir çalışmadır. ingilizce ecstasy sözcüğünün anlamı budur; dışarıda durma." osho provokatör mistik

    "göreceksin, dışardayken iyidirler. erkekleri kapatmamak gerekir. sokakta daha iyidirler." marguerite duras - un barrage contre le pacifique

    (bkz: dışarda)
    (bkz: dıştalamak)
    (bkz: langa), vlanga, dışarı
    (bkz: pera/@ibisile)
  • (bkz: he is out there)
    çok kötü bir film.
  • orada, yaşamın dışında.

    "istediği yaşamın, orada olacağını düşünmüştü fakat bilinçli baygınlık hâli belki; tüm bulutlara dost olmayı ve deniz kadar gülümsemeyi gelecek sanmıştı. gelecek, orada değildi."
hesabın var mı? giriş yap