• 89'da nba all star weekend'de 3luk yari$masini kazanan seattle takimi uyesi.
  • reggie miller ile 3 sayı konusunda aralarında şöyle bir diyalog geçmiştir.
    -heyy reggg..sence burdan sokabilir miyim? dostum
    -dostum saçmalama! açın çok kötü mümkün değil
    -sokarsam ne veriyosun reggg
    -götümü
    -aha soktum!! dön
    -maçta görürsün sen!!

    bu diyalogla her yerden sokabileceğini kanıtlamış insan
  • attığı 4266 üçlüğün 1719'unu sokmuş (%40) nba oyuncusu. bu istatistiğiyle tüm zamanların 3'lük yüzdesi sıralamasında 12.'dir. ayrıca nba tarihinde ondan daha fazla 3'lük sokan sadece reggie miller vardır.
  • dick motta dendiği zaman kendisinden önce akla gelen üç sayı spesyalisti. kesinlikle normal değildi bu adam; iyi bir şutörün üçlük çizgisinin yakınlarından soktuğu şutları -buzzer ya da kritik bir an yokken- üçlük çizgisinin 5-6 adım gerisinden zorlanmadan sokar, üstelik havaya da girmez: "ben hep böyleyim abi, önümü boş kalmayınca böyle oluyor." bakışı atardı rakip takım benchine.

    gelelim motta hadisesine:
    kariyerinin ilk 3 senesini dallas mavericks'te geciren ellis, seksenlerin ortalarında kaliteli görev adamlarından biri oluverir. henüz genç, daha atletik ve enerjiktir. bir anlamda john paxson ve steve kerr gibi oyunculardan çok farklı değildir, ortalaması da 8-9 sayı civarındadır. kariyerinin üçüncü senesinde bir idmandan sonra motta ile tartışırlar. motta "senin gibi ucuz bir oyuncuya göre bu kulüp fazla iyi" der. bunun üzerine ellis takasını teklif eder. sezon sonunda da al wood karşılığında seattle supersonics'e gönderilir. bana kalırsa seksenlerin sonundaki seattle harekatını -hayır sadece grunge değil, supersonics- başlatan olay, bu takastır. çünkü takastan önce 9 sayı ortalamayla oynayan dale ellis, motta'ya olan öfkesinden öyle bir oynar ki; döneminin glen rice'ıdır artık. 25'ten aşağı pek atmaz, ne kadar çok üçlük sokarsa soksun yüzdesi 40'ın altına inmez bir oyuncu oluverir. özellikle mavericks maçlarında öyle bir oynar ki, size kalan üçlukleri sayabilmektir.

    başarıyla oynadığı seksenlerin sonundan doksanların ortalarına doğru sağlam şutörler karşılığında** milwaukee ve san antonio formaları giyse de bir röportajında "my anger is green: i'm supersonic!" demiş, seattle'a göz kırpmıştır. ardından belki de hayat boyu görebileceğiniz en eğlenceli ve keyifli takıma: gary payton'lı, shawn kemp'li, detlef schrempf'li o efsanevi seattle supersonics'e "yedekten gelip takımı ateşleyen emektar sharpshooter" olarak geri dönmüştür.

    kariyerini 2000 yılında sonlandırdığında, 15.7 sayı ve %40 gibi sağlam üçlük yüzdesi ile hatırlanacaktır. televizyon karşısında bana yaşattığı pek keyifli dakikalar için kendisine teşekkürü boç bilirim.
hesabın var mı? giriş yap