• western dönemi filmlerinin klasiklerinden "midnight cowboy"'daki serseri, ukala kovboy rolüyle adından söz ettirdikten sonra, yine bi kült olan "marathon man" ile oscar almıştır... tabi oscar alınca her oyuncu için işler açılır. "kramer kramer'e karşı" ve aslen "rainman/yağmur adam" filmiyle ülkemizde de "ulan nası rol yapiyü adam" tepkilerine mazhar olmuş hoffman abi, hook 'ta kaptan hook'u canlandırarak yine değişik bi portre çizdi, sleepers'da alkolik avukat rolünde de yine çok başarılı bulunan, kısa sekanlarda ortaya çıksa da filme damgasını vuran, eşsiz bi karakter oyuncusudur.

    robert de niro gibi action filmlerinde pek boy göstermese de, çizdiği karakterler unutulmazlar arasına girmiştir... medyatik olmadığından kelli hakettiği yerde değildir.
  • the graduate filminde de aşmış bi performans sergileyip kendisine olan saygımı daha bi artıran şahıs
  • türkiye'de tatil yapmaya bayılan amerikalı aktör..
  • (bkz: little big man)
    (bkz: tootsie)
  • benden tamitamina 45 yil once, los angeles'da dogmustur, bundan dolayi severiz, cook for mr. general.da ilk filmidir kendisinin
  • hero adli filmini de unutmamak gerekir, zira kanallarimiz bol bol gostermektedir bu filmi.
  • 1937 doğumlu amerikalı aktör. parasızlık yüzünden gene hackman ve karısının evinde yaşadığı günlerde çektiği the graduate filmi ile ünlendi ve oscar adayı oldu. iki sene sonra * sokaklarda yaşayan bir dolandırıcıyı oynadığı midnight cowboy filmi ile ikinci adaylığını kazandı ama ödülü john wayne'e kaptırdı. bu arada ne midnight cowboy western klasiğidir ne de hoffman filmde ukala serseri bir kovboyu canlandırır. (her okuduğunuza inanmayın) bu filmden sonra iyice ünlenen hoffman little big man'de 121 yaşındaki bir kızılderiliyi (ve elbette gençliğini) papillon'da ömür boyu hapse çarptırılmış bir mahkumu, ona üçüncü adaylığını kazandıracak lenny'de bir komedyeni, all the president's men'de watergate skandalında önemli bir rol oynayan gazeteci carl bernstein'i canlandırdı.

    1976 yılında oscar almadığı hatta aday bile gösterilmediği (dedim ya inanmayın her okuduğunuza) marathon man'de efsanevi oyuncu sir laurence olivier ile karşılıklı oynarken method acting'in bokunu çıkarınca olivier'den hayatının lafını yedi. daha yorgun ve bitkin görünebilmek için günlerce uyumadan sete gelince sir'i korkutup "bu çocuğun nesi var hasta mı?" demesine yol açmış, gerçek ortaya çıkınca da "zavallı çocuk neden sadece rol yapmıyor ki?" tepkisi ile karşılaşmış ve bu lafın acısıyla bir hafta kadar daha uyuyamamıştır herhalde.

    1979 yılında kramer vs. kramer'deki mükemmel oyunculuğuyla ilk oscarını kazanan hoffman settekilere ecel terleri döktürmüş, doğaçlama yapan meryl streep'in kafasına kristal kadeh fırlatmış(bu sahne filmde mevcut) yönetmen robert benton'a da "verdiğiniz hiçbir ödül bana dustin hoffmanla geçirdiğim dört ayımı geri veremez" dedirtmiştir.

    iş bulamadığı için kadın kılığına girip bir soap operada rol alan bir aktör'ü canlandırdığı tootsie ile çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır sözünü haklı çıkartan yıldız bu halinden gaza gelerek kendisini fotomontajla kadın giysilieri içinde gösteren los angeles dergisine 3 milyon dolarlık tazminat davası açtı ve kazandı.

    yakın arkadaşı warren beatty ile çektiği haluk bilginer'in de küçük bir rol aldığı ishtar gişede iki seksen yattı ama o sene çevirdiği rain man filmi ona ikinci oscarını getirince herkes ishtar faciasını unuttu ve yarattığı otistik raymond karakterini hayranlıkla izledi.

    hero filmiyle midnight cowboy'daki üçkağıtçı karakterinin çoluğa çocuğa karışmış halini canlandiran hoffman bu dönemden sonra bence wag the dog'a kadar adam gibi çok az filmde oynadı.

    ister bir otistik, ister üç kağıtçı ister jeanne d'arc'ın vicdanını oynasın her rolün altından rahatlıkla kalkan usta oyuncuyu nedense son dönemlerde adam gibi bir rolde görmek nasip olmadı bana. belki de çalışması çok zor bir aktör olduğu içindir. yine de izlemesi en çok keyif veren aktörlerden biridir.
  • papillon ve rain man'deki oyunculuğu ile hayranlığımı kazanmış insan. bundaki en büyük etken de, hiçbir zaman aşırıya kaçmadan rolünü en sade ve etkileyici şekilde oynaması.
  • dick tracy'de düzgün konuşamayan gangster mumbles rolüyle de çok kısa gözükmesine rağmen baya güldürmüştür.
  • bu adam ne çok yakışıklı ne de çok karizmatiktir. ancak bu olmadığı şeyler ona geniş bir oyuncluk alanı açmıştır diye düşünüyorum. mike nichols'dan, sam peckinpah'a, sydney pollack'dan john schlesinger'a karışık ekol yönetmenleriyle çalışmış, inandırıcı karakterler çizmiştir.
    bu ne işine yarar? robert de niro ya da marlon brando hastası biz kibirli kurbağalar onları the score ya da meet the parents(örnekler çoğaltılabilir, doktor mareu'nun adası'da girmiyorum bile) hallerinde görüp, eyvah eyvah falan diye dizimizi döverken, dustin hoffman hangi rolünün parodisi haline dönüşeceğini kestiremeyip, kendiyle alay edecek belli bir zemin bulamaz. bu da işimize gelir, ciddi ciddi rol yaparken izleriz kendisini daha uzun süreler.
hesabın var mı? giriş yap