• bond'un kitap ve filmlerdeki en buyuk du$mani. ilk olarak thunderball'da yer almi$, sonra from russia with love, on her majestys secret service, you only live twice, diamonds are forever ve for your eyes only'de kah ba$, kah yardimci rolde gorunmu$tur. spectre'in kurucusudur.
    filmlerde kel kafalı, ba$inda yara izli bir adam gorunumundedir ve bu haliyle dr evil'in esin kaynagi olmu$tur.
  • you only live twice romanında, japonyada, james bond tarafından boğazlanılarak öldürülmüştür.
  • james bond tarafindan, önce biraz dövülmek, sonra boğazlanmak suretiyle öldürülmüş, üzerine lav püskürtülerek de ölü kalması garanti edilmiştir... "ablak suratlı" diye tarif edilen bir karısı vardır...
  • ayni zamanda, bu herif, bond'un karisi tracy'yi evlendiği gün öldürten adamdir...
  • austin powers filmlerindeki doctor evil karakteriyle hicvedilen gercek bond kotu adam prototipi.
  • ernst stavro blofeld. ian fleming'in yazdığı james bond romanlarında bond'un karşısına çıkan onca kötü adamın en kötüsü, spectre örgütünün kurucusu. "kraliçenin hizmetinde" isimli macerada bond'un yeni evlendiği karısını öldürtmüş, bond'un nihayet onun hakkından geldiği "insan iki kere yaşar" isimli macerada ise bond'un kendisi hafıza kaybına uğramıştır. bir sonraki macera olan "altın tabancalı adam"ın başında ise, hafıza kaybı geçirirken sovyetlerin eline geçen ve beyni yıkanan bond, m'ye bir suikast girişiminde bulunur. tabii ki girişim başarılı olmaz, bond eski haline döner, sovyetlerden tekrar nefret etmeye başlar.
  • oldies but goldies zamanlarında çekilen james bond filmlerinin vazgeçilmezi,
    billium top villains listesinde hakkının yendiğini düşündüğüm,
    spectre isimli dünyayı ele geçireyim örgütünün ceo'su...

    james bond serisiyle işi olmayanlar için özetlersek -gerçi o zaman bu başlıkta ne işiniz var- bu adam bilimum terör ve çeşitli pislik yoluyla para kaldırma amacı güden spectre isimli örgütün başıdır. öyle yüce bir zattır ki suratını görmeye ancak beşinci bond filmi you only live twice filminde nail olursunuz.

    bu ağbinin bi project management grubu vardır. misal bir ülkedeki uzay çalışması sabote edilecek ve bunun karşılığında rakip ülkenin hükümetinden para kaldırılacak. blofeld bu proce için adamlarından birisini görevlendirir (bu adamların isimleri number two, number three diye gider), bu adamlarsa kendi ekiplerini ayarlayıp işe koyulurlar. görevi verirken yüzünü görmezsiniz, sadece kedisini okşarken ellerini görürsünüz...
    adet olduğu üzere her bölümde favori james bond'umuz sean connery bu heriflerin planlarını bok eder. olay blofeld'in kollarındaki kediyi okşayarak "örgütümüzde başarısızlığa yer yok biliyorsun" diyerek işi verdiği adamı veya yardımcısını öldürtmesiyle sonuçlanır...

    başarısız olan adamlarını öldürtmek için çeşitli düzenekleri vardır... misal bi ofisinde üzerinden köprü geçen bir pirana havuzu vardı.
    başarısız olan ajanı havuzun üzerinden geçerken blofeld bi tuşa basar:hop ajanın altındaki köprü birden kayar ve adam piranaların içinde... veya dünyanı ele geçirme planları yaptıkları toplantı odasındaki koltuklara elektrik verir, başarısız ajanı elektrik çarpar... elektrikten yanmış koltuk kömürleşmiş adam cesediyle zeminin altına iner, sonra adamın cesedi olmaksızın zeminden yukarı doğru geri yükselir...

    kısacası yetişmiş insan kaynağını har vurur harman savurur bu adam. allah belasını verecek.
  • beyaz perdede donald pleasence, max von sydow, telly savalas ve charles gray tarafından canlandırılmıştır. en iyisi kanımca donald pleasence dır
  • - baba polak anne yunan. polonya'da büyüme.

    - önce ekonomi ve politika, ardından mühendislik eğitimi alıyor. bu sayede polonya telgraf idaresinde önemli bir görev kapıyor.

    - buradayken bazı sırları karaborsada satarak suç kariyerine başlıyor.

    - sonra ikinci harp başlamadan hemen önce almanlara da bilgi satmaya başlıyor. fakat almanlar ülkesini işgal etmeden hemen önce tüm kayıtlarını sildirip kaçıyor. peki nereye kaçıyor? türiye'ye.

    - spectre organizasyonunun ilk tohumları burada atılıyor. savaş boyunca hem nazilere hem müttefiklere bilgi satıyor. paraya para demeye başlıyor.

    - savaş sonrası da organizasyonunu genişletiyor fakat karşısına sürekli james bond çıkıp planlarını bozuyor.

    - bu arada film çevirilerinde yapılan bir hatadan bahsedeyim. spectre gibi örgütler için kullanılan syndicate[sendika] ifadesi mot a mot çevriliyor. hatta bu hata ilecasino royale'de de karşılaşmıştım. oysa bu kelime aynı zamanda organize suç örgütü anlamını taşır.
hesabın var mı? giriş yap