• ey evli sözlük erkeği..

    o hatayı bir kere yaptın. görevliler ve şahitler huzurunda attığın imza neticesinde, kazancakis'in deyimiyle "her erkeğin düştüğü o dipsiz kuyuya" düştün. bu boku yedin. artık bu saatten sonra vazifen, başına gelen bu hadiseye rağmen ayakta kalabilmek, mümkün olduğu kadar az hasar alarak hayatını devam ettirmektir. bunu bil. bizler de senin gibi başladık bu işe. istedik ki mutlu bir yuvamız olsun, çoluk çocuğa karışalım, bir yastıkta kocayalım. ama olmuyor işte.

    zira, evlendiğin kadın (ülkemizde eşcinsel evlilikleri hukuken yasal olmadığından bir kadınla evli olduğunu varsayıyorum) günün birinde bunu yapıyor. artık kendi annelerinden mi öğreniyorlar, genlerine işlenmiş bir kod sayesinde mi bunu yapıyorlar, yoksa dünyada sadece kadınların haberdar olduğu bir örgüt tarafından mı yönlendiriliyorlar bilemiyorum ama günün birinde muhakkak eve kereviz getirip, yemek diye önüne koyuyorlar.

    dediğim gibi, bir hemcinsinle ya da çok extrem bir hatunla evli değilsen mutlaka bu durumla karşı karşıya kalıyorsun.

    şimdi, bu bir problem. ve problemleri çözme metodlarımız bizim hayata karşı duruşumuzu temsil ediyor. örneğin, bu tür bir durumda karımızı öldürürsek problemi kökten çözmüş sayılırız. ama pratikte çok fayda sağlamayan bir yöntem bu. çünkü mevcut yasalara karşı bir suç olduğundan toplum tarafından cezalandırılırsınız. ayrıca cesedi yok etmek ve delil bırakmamak da çok zor oluyor.

    başka ne yapılabilir? örneğin önünüze koyulan kereviz yemeğini yemeyebilirsiniz. teorik olarak, eşiniz o şeyi yemediğinizi görünce sevmediğinizi düşünecek ve aç kalmamanız için bir daha bu yemeği yapmayacaktır.

    nasıl, iyi fikir di mi? arkadaşlar.. peşinen söylüyorum, buna inanan evli bir erkek varsa, hemen şu an bu entry'yi okumayı bıraksın. terk etsin bu başlığı. sana söylüyorum, siktir git lan. bi daha da gelme buraya. sinirden ellerim titredi amına koyim. hala okuyo bak, çık lan dışarı.. tövbe ya..

    hayır arkadaş, dünya üzerindeki hiçbir kadın bu tepkiyi vermez. eninde sonunda yiyeceğinizi düşünerek sonuna kadar zorlar ve sıklaşan aralılarla kereviz pişirerek şansını dener. nasıl bir dürtüdür, nasıl bir motivasyondur bilmiyorum ama bu böyledir arkadaşım. bu güne kadar "ya hayatım, ben kereviz sevmiyorum, lütfen bir daha pişirmeyelim" diye serzenişte bulunup da dikkate alınan erkek yoktur. az votka vardır.

    herneyse, bu durumda yine cinayet fikri mantıklı gibi gelse de kendimizi tutmalıyız. gençliğimizi, önümüzdeki yaşanacak yılları düşünmeliyiz. hayır, kerevizi düşünmeyin şimdi.

    bir diğer yöntem de, kerevize karşı çok sert tepki vermektir. önünüze konulan kerevizi tabağıyla beraber duvara çarpmak, ne bileyim karınızın kafasından aşağı dökmek, ağır hakaretlerde bulunmak, kavga çıkarmak, hasmınızı fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakmak gibi yollara başvurulabilir. ancak, bunlar pratikte kereviz yemeğinin pişirilmesini engellese de, uzun vadede evliliğinizi daha da çekilmez hale getirme konusunda atılabilecek adımlardan biridir. yani kereviz yemeyeyim diye vereceğiniz bu tepki, yapay mutluluk havanızı bozarak evlilik hayatınızda gerginliğe ve onarılamayacak yaralara yol açabilir.

    peki, nedir arkadaş bu eziyetten kurtulmanın yolu? karıyı öldürsek olmuyor, yemesek olmuyor, bağırıp çağırsak, o da olmuyor. ne yapalım?

    işte şimdi ona geliyorum canım.

    bak şimdi. karın eve kereviz aldı di mi? hemmen karından önce davranıp bu kerevizi bir güzel rendeliyorsun. ama önce sert kabuk kısmını güzelce soyman, içindeki nispeten yumuşak, etli kısıma ulaşman lazım. rendeledin mi? hah, aferin. şimdi de bir miktar kese yoğurdunu arzu ettiğin derecede sarımsaklıyorsun. bunu da yaptın mı? güzeell. şimdi de biraz ceviz döv bakalım havanda. döv döv.. bol olsun. aferiin. artık malzemelerimizi karıştırabiliriz. ama alelade değil. güzel bir kaba koyman lazım. şöye restoran işi gibi olsun. bunu da yaptıktan sonra, üstüne hafif zeytinyağı gezdirip süslüyoruz. halis sıfır asitli zeytinyağın varsa çok süper olur. bitti mi hepsi? şimdi geç karşısına, söyle bir bak bakalım. eserinle gurur duyabilirsin.

    bu kadar mı? değil tabi.

    şimdi, planımızın ikinci aşaması gereği en yakın markete gidip bir adet 70'lik rakı alıyoruz. reklam olmasın diye marka ismi vermiyorum. artık keyfine kalmış.

    efendime söyleyeyim, hemen kuruyorsun sofranı, alıyorsun yoğurtlu kereviz mezeni, açıyorsun rakını.. ohh, mis miss.. beğenmedin mi? hiç önemli değil. tüm yapman gereken, bundan çok zevk aldığın konusunda eşini ikna edebilmek. artık o kadarcık da rol yeteneğin olsun.

    bunu bir iki kere yaptıktan sonra, senin hatun çarşıda pazarda gezinirken gördüğünde "aman almayayım, benim herif rakı içiyor bununla" diye düşünüp kereviz alımına son verecektir otomatikman. işte kurtuldun kerevizden.

    ama kadın milleti sabırlıdır, başka bir silahla tekrar dener. benim verdiğim ipucu sadece kereviz için. o gider brüksel lahanası alır, brokoli alır, kuşkonmaz pişirir. ama korkma, yöntemi öğrendin;

    aklını kullan, uyum sağla, problemi çöz ve kurtul. bu kadar.

    merak etmeyin olm, onların silahları, genetik kodları, bitmek tükenmek bilmez inatları varsa, bizim de aklımız var. o da olmadı, alexander goygoyevic abiniz var..

    not: yukarıdaki yöntemi enginarla denemeyin, bi boka benzemiyor..
  • kerizlikten kurtulmalarıyla doğru orantılı bir sanat. otuz birinci sanat.

    edit: şimdi dikkat ettim fazlalık "ev" burada. ev'den kurtulan kereviz, keriz oluyor. hesapla bak, hak vereceksin. demek ki evli erkek boşanırsa ev gidince keriz gibi kalıyor. ya kereviz ya keriz yani, çıkış yolu yok. one way ticket. sorry bye.
  • sürreal sanattır. oda olmadı karınız bunu sanat diye yutacaksa kerevizden daha ciddi problemleriniz var demektir:

    zeka seviyesi, evlilik müessesesinin açılımı ve kerevize karşı mücadelenin nesiller boyunca kaybedilmesinin nedenleri gibi. ` :swh`
  • dün geceden beri mesaj kutum "abi sağol, hayatımızı kurtardın, aslansın, kaplansın, liderimiz ol" türünden mesajlarla doldu. hepinize teşekkür ediyorum. beni mahcup ettiniz. ancak örgütlü bir mücadeleye başlayacaksak lideriniz değil, ancak neferiniz olurum. yeter ki sizler bu bilinci kazanın.

    gelgelelim, şunu da açıkca belirtmek gerekiyor ki, sanatımızın incelikleri, yalnızca evli erkeklere özgüdür. kerevizden hoşlandığını iddia eden bekar arkadaşlarımız şimdilik gafil bir biçimde "abi kereviz o kadar da fena değil aslında" minvalinde mesajlar atıyorlar. tabi canım, tabi güzelim.

    yalnız, şunu da bir düşün;

    evli bir erkek olarak bütün gün çalışıp çabalamışsın, kurtlar gibi acıkıp evine gelmişsin. önüne pişmiş bir dana yavrusu konsa onu bile yiyecek kıvamda olduğun halde sıcak bir kap yemeğe, bir tabak kurufasülyeye, ne bileyim bir tabak makarnayla köfteye dahi razısın. ama o da ne? karın önüne kereviz koyuyor. evet kereviz. oysa sen ne hayallerle gelip oturmuştun o sofraya.

    şimdi bekar olduğun için bunları kafanda canlandırmakta zorlandığının farkındayım. "benim annem de kereviz yapıyor" da diyebilirsin. ancak annemiz kerevizi yemediğiniz takdirde kriz yaratmıyordur muhtemelen. bundan anlam çıkartıp size küsmüyor, geceleri sırtını size dönüp yatmıyordur. sevgili dostum, şunu bilmeni isterim ki bir kadınla evlilik müessesesi adı altında aynı evde yaşamadığın için "kadın" adı verdiğimiz canlı türünü henüz tanımıyorsun.

    seni başına gelebilecekler konusunda uyarmaya çalışıyorum. bir şeyler kapsan fena olmaz derim. hişş, sana söylüyorum..
  • gidip "kereviz yapma hayatım, sevmiyorum" diyin.

    hala kereviz yapıyorsa da boşanın.

    bitti.
  • kariniza "bana bunu yedirirsen sen de iskembe corbasi icicen o zaman" diyin. iskembeden korkmazsa sirasiyla hayvanin dil/bas/goz/tasak gibi igrenc bolgeleri ile korkutmayi deneyin. mutlaka ise yarayacaktir.
  • türk ceza kanunu md 448 maddesini bilmeden denenmesi uzun yıllarınıza malolabilecek sanat.
    hobi olarak bile olsa.

    artık o saatten sonra beklentilerinizini karar verecek hakimin ya kayınvaldeniz olan maktulü bilfiil tanıyor
    ya da kendi kayınvalidesinden mütevellit sizinle yeterli empati kurabiliyor olmasına odaklamanız gerekecektir.
    para cezası ile yırtmanız bile mümkündür.
  • (bkz: #16055548)
hesabın var mı? giriş yap