*

  • erkeklerin cüppe ve sarıkla gezdiği, kadınların hiç mi hiç ortada görünmediği, kız çocuklarının uzun etekler, başlar kapalı kapı önlerinde fısıldayarak evcilik oynadıkları, fener'in hemen üstünde, fatih'in azıcık altında bir garip mahalle. 100 metre aşağıda bulunan fener rum lisesi'ne nispet olsun diye yapılmış çirkin mi çirkin bir de kuran kursu var dev boyutlarda dökme betondan.
  • suleymancilarin degil, mahmut hocaci denilen bir naksibendi tarikatinin kalesidir. ismailaga camii ve yukarida da ismi gecen ismailaga kuran kursu etrafinda kumelenmislerdir bu insanlar. bir zamanlar, bu camiinin vaiziydi bahsi gecen mahmut hoca. hala orada midir, yasiyor mudur, bilmiyorum.. bu adam, islama aykiri diye mikrofon kullanmamakla nam yapmisti.. (1998'de istihare sonucu kullanmaya baslamis!) ama mercedes'e binerler misal..
    korkutucu bir yerdir cidden de carsamba. ergenlik cagina yeni girmis, sarikli cubbeli ve cikmayan sakallarini uzatmaya calisan cocuklar, catik kasli sakalli, cubbeli amcalarla.. istanbul'dan islamci goruntuleri almak isteyen yabanci gazetecilerin ve fotografcilarin da favori mekanidir.. ama fatih'in geri kalani iyidir gene de, severim..
  • buradaki naksi evlerinde azinmayacak sayida yabanci ozellikle amerikali kendini arayan genc de bulunur. bunlar bir kac ay burada kalip naksiler tarafindan beslendikten sonra gezmeye devam ederler. tibet'e, hindistana gitmek gitmek default olmustur, yeni bir oryantal arayis midir, yoksa kendilerini bulurlar mi bu gencler orasi bilinmez.
  • vaktiyle bir kisim anketör kisiler bu cihette, bir tuvalet kagidi markasi için pazar arastirmasi yapiyorlardi. bu malzemeyi kullanip kullanmadiklari soruluyordu mesken sahiplerine, akabinde kullanmiyorlarsa bir adet numune birakiliyordu. en azindan yapilmasi gereken buydu lakin yaklasik 80 kisilik ekibin çogu hastanelik oldu. kalan az bir kismi ise arkasina bakmadan kaçti. öyle güzide bir mekandir bu çarsamba..
  • yazvuz selim lisesi'nin önünden dönüp karakolun yanından çarşamba'ya girince nedense hep pasaport sorulacakmışım hissine kapılırım. bir keresinde yaşlı bir dede uzun saçlarımı görüp bana aferin aferin uzun saç peygamberimizin sünnetidir sakallarını da uzat tam olsun demişti.

    (bkz: geçmiş zaman olur ki)
  • birkaç sene önce evlerinin önünde taso oynayan çocukların o taso denen şeyleri "ya allah bismillah" diyerek cihatanlayışıyla ortaya attıklarına şahit olduğum yer.
  • insanın içinde yürürken kendisini iran(!)a gitmiş gibi de hissedebileceği oysa manzarası, tarihi yapısı pek güzel bir istanbul semti.
    (bkz: fatih)
  • ismail ağa cami bu mahallenin kalesi konumundadır.
  • hemen aşağısındaki fevzipaşa caddesi ile büyük bir tezat oluşturmaktadır burası, her bakımdan.
    fatih'in nasıl bir yer olduğundan bihaber kimi insanlar da nedense fevzi paşa caddesi'ni bilmezler de "ıyk, çarşamba'nın olduğu yer değil mi orası?" derler. istanbul'un orta yerinde, merkezi ve gayet de iyi bir ilçe olan fatih, işte bu çarşamba denen bir garip semt yüzünden maalesef nam salmıştır; "ay orda kızların bacaklarına bastonla vuruyorlarmışşş, ay ayy" ana fikirli.
  • new york'un harlem'ine benziyor burası, çünkü sokaklarda herkes siyah*. yine de iki adet hem çarşafsız, hem de başı açık genç kız görüp şaşırmışlığımız (gerçi muhtemelen çingene idiler ki örtünmemeleri son derece normaldir), esnafından sorunsuzca alışveriş etmişliğimiz ve bu sıradan durumları olağanüstü bulmamıza yol açacak bir dekoru vardır.
hesabın var mı? giriş yap