• au sbf.den 1969 da mezun olmuştur.abd miami üniversitesinde felsefe master ve doktorasını yapmıştır.(1982)
    fehmi baykan'ın doktorası nietzsche üzerinedir.
    yök sistemi ondan,o da sistemden rahasızdır.önemli eserlerinden biri "aydınlanma üzerine bir derkenar"dır.
  • heyecanla beklenen son kitabı insanoğlunun ahmaklığı üzerine bir dipnot nisan 2009'da basılarak yayınlanmıştır.
  • türkiye akademisinin pespayeliğinin teyidi, profesör titrlilerden biri.

    zat-ı "muhteşem", doğu batı dergisinin 1997/1 sayısında "fikir hürriyetinin sınırlanmasının lüzumu üzerine" başlıklı bir makale yayımlamış. aman allahım dağlara taşlara. burada bir felsefe profesörü olarak ileri sürdükleri, önerdikleri tam bir akıl tutulması.

    "günümüzde gerek batı'da gerekse türkiye'de aşırı fikir hürriyeti var"mış. tamam böyle düşünüyor olabilir. peki nasıl temellendiriyor? parantez içindekiler bana ait olmak üzere efendinin buyurdukları şöyle:

    "fikir kelimesi zihin muhtevasına işaret eder. (başka ne muhtevası olacaktı?) bununla üç şeyi kastediyorum. a) tasavvurları, kavramları; b) olay ve olgularla ilgili açıklamaları; c) talep beyanlarını.
    fikir hürriyeti kıstasları da şunlar olmalıdır: a) fikir doğru olmalı. (doğru ne demek? kime göre, neye göre doğru?) b) kamu menfaatine uygun olmalıdır. (kamu kim, kamunun menfaatini kim ve nasıl belirliyor?) bu nitelikte olmayan fikirler yasaklanabilir."

    hakkında yazanlar "espri potansiyeli" ve "geyik kabiliyeti"nden bahsetmişler. bu da onlardan biri olsaydı keşke diyeceğim ama adam kalkmış bir dergide yayımlamış. dergi de kara mizah dergisi falan değil.
  • a harfinin şapkasız yazılması durumundan asla hazzetmeyen kişidir. cebinden noumen çıkarma başarısı ise takdire şayandır.
  • hacettepe üniversitesi felsefe bölümünün en garip profesörüdür kanımca. her dersine kesintisiz olarak hegel locke kant konuk olur arada sırada hume da uğrar ama ayakta kalır. felsefe tarihini entellektüel masallar tarihi ve düşünememe tarihi olarak filozofları aptallar sürüsü olarak, tüm dinleri ideoloji de felsefeyle beraber insana zarar veren şeyler olarak nitelendiren emekliğine 2 yılı kalmış felsefeci.
  • aşağıdaki metinleri de yukarıda bir girdide (bkz: #19400377) anılan makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "tüm tasavvurlar da algıdan gelir; tecrübeyle (experience) oluşur. algı kaynaklı olmayan, algıdan gelmeyen tasavvur yoktur."

    "...zihnin sekiz temel faaliyeti vardır: bunlar algı, dikkat, hatırlama, hâyâl kurma, inanma-şüphe etme, anlama, düşünme ve iradedir."

    "bilgi, mümkün tecrübe alanına giren nesnelerle ilgili doğru algı, doğru tasavvur bağlantılarını kurma ve doğru akıl yürütme ile oluşan doğru önermedir."

    "doğruluk, düşüncenin ve sözün hakkında olduğu nesneye tekabül etmesidir."

    "şahsi tecrübeyi esas alarak inancı şöyle izah ediyorum: şahsen tecrübe edilmeden doğruluğu kabûl edilen fikirler."

    "dünya görüşü: evrene, insana, topluma, vs. ilişkin çok geniş ve sınanması pek mümkün olmayan, daha ziyâde inanç ve değer yargılarından oluşan düşünceler, kabûller topluluğudur."

    "pek çok akıllı insanın belirttiği ve hukuk kitaplarının da yazdığı üzere, bir kimsenin hürriyeti, diğer şahısların hak ve hürriyetleri ile, kamu düzeni ve halk sağlığı ile; milli bünyenin korunmasıyla sınırlıdır."

    "televizyoncuların kameraları polisin cobundan çok daha tehlikelidir ve zarar verir."

    "ben polisin sadece kanunsuz gösteri yapan şirret militanları değil, aynı şirretliği kalem ve kameralarıyla ika eden sözde gazeteci taifesini de coplamasını anlayışla karşılıyorum."

    "doğruluk; tasavvurların, tasavvur bağlantılarının, akıl yürütmelerin hakkında olduğu nesneye tekabül etmesidir."

    "...insanların kainatla, insanla, toplumla, siyasetle, iktisatla, dinle, ahlâkla ilgili açıklamalarının çoğu lâlettayin inançlarından ibarettir; bilgi değerinden yoksundur."

    "nefsi kontrol etmek dünyanın en zor işidir..."

    "nasıl mikrop kaçan beden ateşlenirse, cerahatler oluşursa, ilkel ve sözde-dinî tepki de aynı şekilde millî bünyede ilâve sorunlara yol açmaktadır."

    "kainatın, kaos (düzensizlik, yokluk) değil de kozmoz (düzenli varlık) olmasını sağlayan ilke logostur."

    "nefs taleptir ve tabiîdir. nefs ferdî varlığımızdır ve varlığımızı idâme ettiren tüm temel güdülerimizdir."

    "ama, müşterek hayatın sağlanması için nefislerimizin kontrolü, taleplerimizin sınırlanması gerekir."

    "işte ahlâk budur. ahlâk nefsin kontrolüdür."

    "hukuk ise; ahlâkın kural ve müeyyidelerinin belirgin (tercihen yazılı) ve genel hâle getirilmesidir."

    "kültür, nefsi tatmin istikametindeki faaliyetlerimizin sonucu yapıp, yarattıklarımızdır."

    "tüm dinlerin mesajlarının özü de budur: insan, hem küllî varlıkla birlik (vahdet) şuuruna ermesi için, hem de cemiyette birliği sağlaması için nefsini kontrol etmelidir."

    "...düzen ise yasakla sağlanır."

    "darbeciler, fiillerini meşru göstermek için iç hizmet kanunundaki, 'cumhuriyeti kollama ve koruma görevini' ileri sürerler. bu meşrulaştırma gerekçesi külliyen geçersizdir. çünkü 1923'deki kuruluşundan beri 'cumhuriyet' hiçbir zaman tehlikeye düşmemiştir. 'cumhuriyet' ancak onun karşıtını savunanlar varsa tehlikeye düşer. nedir cumhuriyet idaresinin karşıtı? el cevap: monarşi (krallık, sultanlık). türkiye'de ne hâlde ne de geçmişte hiç kimse monarşiyi savunmadı. hatta 1923'de cumhuriyetin ilânında ve 1924'de hilafet kaldırılıp osmanlı hânedanı yurt dışına kovulduğunda bile kimsenin sesi çıkmadı. o günden beri de ne osmanlı hânedânına mensup bir kimse ne de başkaları, ne açık ne de gizli bir şekilde, monarşi davası gütmedi. bugün de yoktur. binaenaleyh 'cumhuriyeti korumak' bahanesi gerçeğe tamamen aykırıdır."

    "talat ve üçbuçuk askerinin (deyim ismet paşa'nın) asılması ile diğer darbecilerin ikbâle kavuşması arasında tek fark, aydemir'in başarısız olmasıdır. şimdi soralım: başarı hukukîliğin, meşruluğun kıstası mıdır?"

    not: "fikir hürriyetinin sınırlanmasının lüzumu üzerine" başlıklı, kasım/97'de yayımlanmış olan makaleden, yazımı neredeyse aynen korunarak alınmıştır.
  • okula silahla geldiğini ama derse gelirken altıpatlar tabancasını odasında bıraktığını duyduğumuz bir felsefe hocasıydı.
hesabın var mı? giriş yap