filan
-
-
cici kelimesinden sonra en çok kulladığım kelime...çoğu insan falan diyor..ama aslı bence filan..hem kulağa daha güzel geliyor..
bir de bana babazula nın 'el filan sallıyorum' şarkısını hatırlatıyor.. -
bu şirince kelimemiz, tıpkı genetik kopyaları olan felan ve falan gibi, çeşitli kalabalık kelime kullanımlarından kurtarır sizi. can simididir mubarek.
misal;
ahmet, mehmet, hasan, hüseyin, caner ve sonerler kardeş kimselerdir. bunların dedeleri beyefendi yaşını başını almış, feleğin cemi cümle çemberinden geçmiştir. köklü bir aile geleneği olaraktan her gün saat sekizde şaşmaz bir ayarlanmışlık ile sofraya oturur dede ve torunlar ve dahi aile efradı. fakat bir gün. makus talih, küstürür ahmedi mehmedi... dedeleri beyefendi de gelini hanımefendiye "ahmet mehmet filan nerdeler kızım, çağırsana, kırk yıllık geleneğimizi yerle bir etmeyelim, acıktık yahu" gibi cümleler sarfeder. dede beyefendinin bu cümlesi "ahmet mehmet hasan hüseyin caner soner" altılısının hepsinin birden hatırlanamamasından değil, isimlerinin zikredilmesindeki fonetik zorluktan kaynaklanmaktadır. dede beyefendi de yaş yetmiş iş bitmemiş bir şekilde bayağı bir gri hücre sahibi olmuştur hani. parkinsondur, perkin sonunu getirmiştir. dert bir değildir ki. bunun üzerine bir de bir deyişte asoşeytıt pres acans filan mı diyecektir? insaf! -
(bkz: wlan)
-
(bkz: yılmaz özdil)
-
benim ve sosyal çevrem için 2000'lere kadar falan yerine söylenen sözcüktü. 2000'ler geldi, filan gitti falan geldi ben anlamadım.
-
filan köleydi
üstelik çok bilirdi
doğrusu ya çok azdi bilge
doğrusu ya bu gun de az bulunur
bolca bulunsa ulaşılsa da bilgiye
ne malda ne kudretteydi gözü
adalet için savaştı aldı özgürlüğünü
köle başlayan hayatı
sonlandı valilikle
özün defterinde
olacağından daha azdır işlediği hayır
onlarla birlik olduğundan
hayır, hayır
onlara uyduğu için
şüphesiz anlatılanda
kıymetli öğüt vardır -
arapça ebu, ibn ve bin sözcüklerini özetlersek:
falan ebu filan: filan'ın babası olan falan (genelde erkekler ilk çouklarının adıyla künyelenirmiş).
falan bin filan: filan'ın babası olan falan.
falan ibn-i filan: filan oğlu falan.(bkz: ebu müslim/@ibisile)
dost körpe çevirisi olan otomatik portakal* da ciddi bir argo kitabı olduğundan cıvır sözcüğüne sıkça rastlanılıyor. bir blogta ingilizcesindekinin nadsat* argosu olduğu yazıyordu. moruk, lavuk, görmek anlamında dikizlemek (çok iyi oturmuş, yabancılaştırıyor), sigara karşılığı kanser/kanserler, oha filan olmak değilse de filan olmak ve benzeri filanlı yabancılaştırmalar çeviri kitabın öteki sürpriz çözümleri.
"benden sonra sıra bizim dim'deydi*, hak etmişti, ben çıtırı tutarken, peebee shelley maskesini çıkarmadan, hayvan gibi uluyarak işini halletti. (...) sonra sessizlik çöktü ve içimiz nefretle filan doluydu, bu yüzden geride kalan, kırılabilecek her şeyi kırdık -daktiloyu, lambayı, koltukları- ve bizim dim, dim'lik yaptı ve ateşi işeyerek söndürdü, halıya da sıçacaktı, nasılsa bir sürü kağıt vardı, ama ben hayır dedim." anthony burgess - a clockwork orange
"ama sokağa çıktığımızda, düşünmenin salaklara göre olduğunu ve akıllıların ilhamı ve tanrı'nın gönderdiklerini filan kullandıklarını çakozladım." anthony burgess - a clockwork orange
["asla," dedim. "insan bir kere ölebilir*. dim daha doğmadan ölmüş*. o kıpkırmızı kan birazdan kesilir." çünkü ana kablolarını filan kesmemiştim.] anthony burgess - a clockwork orange
"bu yüzden, ağzımı açıp ühü ühü ühü oldum ve gözyaşlarım, dikizlenmeye zorlandığım şeyleri engelleyip kutsal gümüşi çiy damlaları filan gibi aktılar." anthony burgess - a clockwork orange
[o zaman sesimi iyice yükseltip cıyakladım: "sırf bir otomatik portakal gibi mi olayım yani?" bunu neden dedim bilmiyordum kardeşlerim, aklıma durup dururken filan gelivermişti. nedense hepsi bunu duyunca bir iki dakika sustular.] anthony burgess - a clockwork orange
"o da kendi oğluna engel olamayacaktı kardeşlerim. dünyanın sonuna kadar da böyle filan gidecekti, durmadan durmadan durmadan, kocaman dev bir herif filan gibi, belki dev ellerinde leş kokulu pis bir portakalı döndürüp döndürüp duran bizim tanrı'nın kendisi gibi (korova sütbarı sağ olsun)." anthony burgess - a clockwork orange
(bkz: filanca/@ibisile)
(bkz: falan/@ibisile), falan filan, filan fıstık
(bkz: fan fin)
(bkz: felan) -
sosyal medyada bu kelimeyi kullanan birini görürsem ufaktan uzaklaşıyorum.
-
ilber ortaylında sıkça kullandığı acayip süper yardımcı kelime (bkz: falan filan)... birde hava olsun diye bu kelimeyi kullananlardan gıcık kapan türkçeden bihaber tatlı su entelleri var.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap