• steven wilson'ın şubat 2015'te çıkacak olan albümü.
  • 2015 şubat ayına kadar maddi durumumda ani bir sıçrama olabilir mi ve hi-fi ses sistemi alabilir miyim diye beni düşündüren albüm.
  • blog ve tanitim videolariyla beklentilerimi iyice yukseltmis olan mustakbel steven wilson saheseri. her sw albumu gibi bu da muzikten ote bir sanat eseri olacak, eminim.

    unutmadan;
    fans. cannot. wait.
  • albümden ilk video perfect life isimli şarkıya gelmiş, izlemek için burdan.
  • steven wilson'un zihnine bir kez daha aşık olmamı sağlayan. torrentlere düştü ve dinleme şansı buldum. ya da...dinleme onuruna eriştim demeliyim. en iyi albümü olabilir. müzik dininde baş tanrılığa yükselmiş olabilir gözümde. gözüm başka bir şey görmüyor şu anda. çok iyi bir ses sistemiyle dinlemekte fayda var. her tınıyı, her vuruşu, her efekti duymalısınız çünkü. hiçbir şey kaçırmamalısınız. iki kulağınız olmasına lanet bile edebilirsiniz. daha fazlasına sahip olanlar onlarla dinlesin. kulaklar da yetmiyor, ben kalbimle dinliyorum.

    not: gitarların yine guthrie govan'a emanet olduğunu da söylemekte fayda var.

    not 2: hand. cannot. erase. sadece bu üç kelimeyi yanlarındaki noktalarla birlikte oku ve bir dur şöyle. steven wilson ruhu geçiyor içlerinden. steven wilson'dan başka biri de böyle bir isim koyamazdı sanırım. adamın zihinsel imzası yaptığı her şeyde var. yemin ediyorum çok ağır bir karizması var bu adamın.
  • ilk dinleyiş itibarıyla steven wilson'ın çok yükselttiği çıtasının biraz altında kalmış gibi görünen, ama bütün olarak dinlenildiğinde parçaların akışı ve konseptin ilerleyici gibi konularda bekleneni vermiş olan albümdür.

    özellikle tercih edilen synth tonları bazı yerlerde jean michel jarre dinliyormuşum ya da 70'lerin sonu 80'lerin başında yazılmış bir synth-pop albümü dinliyormuşum havası verdi bana. onun haricinde, miks ve mastering tabii ki yine 10 numara.

    ancak son dönemde sw'ın işlerinde gözüme baya batmaya başlayan bir durum bu albümde de kendini göstermiş bolca. sanki parçalar bir bütün olarak yazılmamış da, armonik olarak sıkıntısız partisyonlar bütünü şeklinde yazılmış hissiyatı uyandırıyor. luminol buna baya güzel bir örnekti the raven that refused to sing albümünde. özellikle bazı parçalarda "hadi guthrie, patlat bir solo" dercesine bırakılan "fill" partisyonlar, sus'lu geçişlerle birleştirilen birbirinden alakasız minik partisyonlar beni biraz parça bütünlüğünden kopartıyor açıkçası.

    yine de progressive rock ve özellikle de progressive metal gruplarının adeta birbirinin aynı parçalar yaptıkları bu zamanlar için hala esinlenilecek bir şeyler barındıran, özgünlüğünü koruyan (tamam, bu biraz tartışılabilir) bir adam steven wilson. hand. cannot. erase albümü de pain of salvation severlerin be albümünde yaşadığı kırılma noktası olabilir sw hayranları için.

    not: bu adamın yaptığı işleri birbiriyle karşılaştırmamakta fayda var, tıpkı pos'da olduğu gibi. her işin kendi atmosferi var, keyif almaya bakın.

    2-3 günlük dinleyişten sonra gelen edit: albüm güzel lan. özellikle 3 years older , routine , home invasion ve happy returns baya baya başarılı.
  • ninet tayeb bacımızın routine adlı eserinde coştuğu albüm. albüme dair bir sürü şey var tabi söylenebilecek ama bu routine'de epik muhabbetlerin üstüne gelen vokaller bambaşka. albüm için en iyisi demek güç. tek sıkıcı noktası uzun damar sololar diyebilirim. tabi bazı pop çılgınlıkları ya da ambiyans çiğlikleri yok değil. esasında bunlar albüme renk veren hadiseler ama aralara filler mahiyetinde serpiştirildiğinde biraz yavan bi tadı oluyor. özetle prog rock için neredeyse büyük fekat steven wilson için orta halli bir adım gibi.
  • içinde ancestral adlı bir şaheser bulunduran albüm, gerisi gelecektir.
  • steven wilson açlığına çok iyi gelen albümdür. 3 years older ve ancestral favorim.
  • genelde böyle bir düşüncem olmaz ama steven wilson'un yaptığı bir iş üzerine müzikal açıdan söz söylemem abesle iştigal olacak gibi hissediyorum, belki çoğu müzisyen için söylediğim sözler abesle iştigaldir ama konumuz bu değil. peki konumuz ne, ben nerdeyim? ben, steven wilson'un yarattığı hikayede ve o dünyadaki hissiyattayım.
    şimdik sanat nedir, ne içindir? yok oralara kadar gitmeye niyetim yok ama şöyle bir düşüncem de var; diğer sanat türlerinde olduğu gibi müzikte de bazı eserler vardır ki, insanın hayatta bulunduğu jeopolitik konumu sorgulamasına neden olur ve hatta "bu hayatla ne yapıyorum ben" duygusu oluşturur bünyede. ahanda bu hissiyatı hand. cannot. erase yaratamazsa hiçbir albüm de yaratamaz.
hesabın var mı? giriş yap