*

  • (bkz: almak)
  • ikinci şube halk arasında siyasi şube karşılığı olarak kullanılırdı.
    en azından ben kendimi bildiğimden beri, yani 80'ler 90'lar.
    belliki öncesi de vardı.
    aslında birinci şube bakardı bu işlere emniyette.

    ikinci şubenin nereden çıktığını da ntv tarihin bir bölümünde duyduğum
    "teşkilatı mahsusa'dan önce osmanlı'da 2. şube vardı ve istihbarata bakardı." cümlesi aklıma getirdi.
    zannım odur ki osmanlı'dan bu yana 2. şube deyince akan sular durur, zira devletin gizli istihbarat işleri, devlet düşmanlarına karşı kontra işler buradan yönetilirmiş.

    özetle halk aslında yanlış da söylemiyormuş.

    resmiyette ise özellikle 60'lardan sonra dal, tem, jitem gibi kısaltmalar hayatımıza girdiler ve çıkmak bilmediler. artık isimleri eksik veya yanlış ta bilmiyoruz iletişim teknolojileri sayesinde.

    emniyet müdürlüğü cumhuriyetten sonra yapılandırılırken:

    "... bu durumda, emniyet işleri umum müdürlüğünün merkez teşkilatı, beş şube ile müstakil bir evrak kaleminden oluşmaktaydı.
    birinci şube; memleketin genel güvenliğiyle ilgili işleri,
    ikinci şube; idari, beledi ve adli işleri,
    üçüncü şube; özlük işleri, öğretim, saymanlık, donatım işleri,
    dördüncü şube; yabancılarla ilgili işleri,
    beşinci şube; teknik, istatistik ve yayın işleri,
    evrak bürosu; umum müdürlüğe ait haberleşme, iş sahiplerinin başvurularını kabul ve sonuçlandırma işlerini yürüten bölümlerden oluşmaktaydı.
    ..
    "
  • burada allah yok peygamber de tatilde yazısı asılıymış zemin katında. barbaros şansal anlatıyor:

    "12 eylül’ün o karanlık günlerinde sadece solcusuna, sağcısına değil, 24.00’te başlayan sokağa çıkma yasağını beş dakika ihlal etmiş aile babasına bile işkence yapan bir devlet varken; eşcinseller kimin umurundaydı?

    işte o günlerden birinde aniden yanıverdi ışıklar bir gece kulübünde. içeri giren siviller tek tek kimlikleri toplayıverdi. önce 2. şube, “burada allah yok, peygamber tatilde” yazısı asılı zemin katın girişinde, dayaksa dayağın alası, eşek tıraşı ise yanında bedava sunulanı, bolca hakaret ve aşağılama, insanlık onuru olmuştu çoktan bacakarasında bir yüzkarası. aç-susuz saatlerin ardından, yollar toplu hâlde halkın içinden yaya yürütülerek cankurtaran’daki zührevi has- talıklar hastahanesine çıkardı. ciğer röntgeni, kan örnekleri alınır, potansiyel fahişe olarak düzenlenen kayıtlar ise gbt’ye yasadışı bir armağan olurdu."

    barbaros şansal , ‘gelin ulan buraya i…ler’, #tarih, eylük 2014, sayı 4, s. 53.
hesabın var mı? giriş yap