• victor hugo'nun les miserables adlı romanında siyah-beyaz bir bakış açısıyla etrafındakilere anlam vermeye çalışan, ancak daha sonra acımak nedir anlayan ve hayatı boyunca yaptığı her şeyin dayanaksız olduğunu görerek çöken polis müfettişi. romanda antipatik bir tip olarak çizilmişse de acımaktan kendimizi alamayacağımız bir tiptir.
    ayrıca les miserables müzikalinin en güzel şarkısını da stars o söyler.
  • jan valjean'ı "ölsen mezar taşın olur bulurum seni" modunda takip eden polis müfettişidir.
  • (bkz: marion)
  • klasik literatürde türk polisine bir hayli yaklaşan karakter. ona göre herkes pis, herkes katil, herkesin eli uzun, herkes ibne. tam zıddı bir karakter varsa kitapta o da jean valjean değil, monsieur bienvenue'dur. javert ne kadar siktiyse valjean'u, bienvenue da o kadar kıyak geçmiştir.
  • inanmis adam. iyinin - dogrunun dogustan geldigine, kotulugun dunyada her zaman var olacagina. dunyadaki savasin kotulerle iyiler arasinda olduguna... ona gore dunya siyah ve beyazdir. hapishane kackini val jean'i beyi takiple gecirir yillarini, val jean sucludur, sucunun cezasini cekmeden kacmistir, kotudur, topluma zarar verendir, kendisi de tanrinin yeryuzundeki elidir.

    stars'da
    with order and light diye bagirmasiyla gozlerimiz yasarir, inancinin kuvvetine, adanmisligina, dunyayi degistirme istencine.

    stars'da
    "
    and if you fall as lucifer fell
    you fall in flame!

    and so it has been and so it is written
    on the doorway to paradise
    that those who falter and those who fall
    must pay the price!
    "
    der ve bizleri tekrar tekrar dusunmeye sevk eder.

    stars: (bkz: #4464080)
  • kitap boyunca hakli mücadelesinde haksiz duruma düsen polis mufettisi bir nevi emir kuludur.. arkadas yillarca sikilmis gotun davasini yapmak hadisesi ile mesgul olmustur.. ama yürekli adamdir, vefakar adamdir.. nankor degildir.. ama gururludur da.. hatta şimdi düsününce.. alenen bir oglak erkegidir bu yahu.. düpedüz..

    bir kere inatci.. bin sene gecmis üstünden, hala bir ekmek icin cekilecek cezanin pesinden kosuyor.. sonrasinda caliskan.. devletten bir kurus harcirah almadan kosuyor valjean'in pesinden.. sonrasinda mesela vefakar.. valjean ona kelek atabilecekken, atmamasini unutamiyor.. icabinda ilerleyen anlarda o da ona kiyak yapiyor.. ama sonrasinda gururlu.. yaptigini yediremior kendine. görevini kotu kullandigini, gorevinden baska da bir varligi olmadigini bildiginden daha fazla sürdüremiyor hayat oyunu..

    hülasa seviyorum ben javert'i.. cok delikanli bir adam.. bence valjean'den bile delikanli.
  • (bkz: i knew it)
  • türk emniyetinin solcularla uğraştığı kadar jean valjean ile uğraşmıştır kendisi.
  • görevine körü körüne bağlı bir polis müfettişi olan javert, kanundan başka doğru tanımaz. kanun "suçlu" diyorsa, o kişi suçludur. jean valjean'ın peşinden bir av köpeği gibi gitmesinin sonucunda onu yakalamasıyla yüzünün aldığı şekil, eserde şöyle anlatılır:
    "insanın hiçbir duygusu, sevinç kadar korkunç olmayı başaramaz."

    javert, oldukça yüzeysel bir karaktere sahiptir. ona göre, her şeyin bir tek yönü, açıklaması vardır. bu yüzden, jean valjean onun hayatını kurtardığında, yaşamında ilk defa duyguları ve görevi karşı karşıya gelince buna dayanamayarak intihar etmiştir.
  • sefillerin "bir insan asla değişmez. ya kötü, ya da iyi olarak doğar, yaşar, ölür" anlayışında olan, yüz tipini en iyi olarak 1998'de çekilen sefiller filminde (bkz: geoffrey rush) anlayabileceğiniz tutucu polis müfettişi .
hesabın var mı? giriş yap