• (bkz: mezarlik)
    eskiler daha cok bunu kullanir.. bide ulkemizin $ark bolgesinde boyle derler
  • (bkz: capri sun)
  • gömütlük.
  • kabir halkının yaşadığı ülke. sessiz sedasız bir halktır yeraltında yaşarlar.bu durumda kabir azabı denen şeyde çin işkencesi gibi bir şey olsa gerek heralde.
  • "hayatta iken hangi ülke taabiyetinde olunursa olunsun, ölümde tüm insanların aynı taabiyet altında toplanacakları" alt mesajını da veren mezarlık eşanlamlısı.
  • ölüler ülkesi... ölülerden kalanların, yer üstündeki istirahatgahlarının değişik bir söylenişi.
    "ermeni katolik kabristanı" yazısını okuyunca kafama dank etti. neden mezarlık değil de kabristan? gerçekten hinduların hindistan'ı, pakilerin pakistan'ı gibi bir ülke çağrışımı yapıyor insanda. uzak ve yalnız bir ülke hatta. gidilmek istenmeyen ama kaçışı da olmayan, gidince geri dönüşü bulunmayan...
  • mezar yapım ve bakım hizmetleri veren internet sitesi. sitede mezar modelleri, mezar bakımına dair bilgiler, mezar yapım ve onarımı hakkında bilgiler veriyorlar. hadi eyvallah diyoruz hepsine. referanslarımız kısmı ne yahu? şimdiye kadar kimleri gömdük bakın, hepsi de toprağın altından çok memnun olduklarını söylediler mi ? değil tabi ama çok absürd. sabancı aile kabristanını yapmışlar vs.. ilginç bir site tabi haliyle konu ölüm ve mezar olunca daha da ilginç kılıyor.

    aslında "ayh ben yakında ölecem, çok arasınız beni o zaman " trbine giren yaşlıyı oturtcan ekranın karşısına açcan mezarlık modellerini "ehh madem ölcen istediğin bir model varsa sonra sıkıntı çekmeyelim seçmek için" diyecen, bak bakalım ses kalıyo mu...

    neyse adresi de verelim:

    http://www.kabristan.net/
  • şimdi durum komik. özellikle dini hassasiyeti olan amcalar teyzeler, bildiğin mezarlığa kabristan derler ve demeleriyle de aslında iyi bir şey söylediklerine kanaat getirip huzur dolarlar. mezar ne be! bak, kabristan daha nurlu daha manevi, oh mis.

    şimdi durum izahına gelelim; kabir dini bir terminolojiye ait gibi dursa da, amma lakin ki öyle değildir. anlamı da çukurdur. çoğul hali de kabir-kubur. faresiyle meşhur yöremiz.

    söylenmesi daha hamasi ve manevi, saygılı ve sevecen olanı da kuşkusuz (bkz: mezarlık)
  • vadi-i hamu$an olarak adlandirilirdi eskiden yani bi nevi sükut ehlinin vadisidir, ses soluk cikmaz.. vizesi var midir yok mudur konusulur ne zamandir... ama icerdeki turnikeleri gördügümüz zaman isler degisir gibi geliyor insanin aklina. kapida beklemek var iceri girip yerlesmek var.. bir de islama göre herkesin dirilecegi ana, yani israfilin sura üfleyip herkesin dirilecegi vakite kadar ölenlerin yasayacagi hayattir kabir hayati. tabi biz faniler oradan ses isitmeyiz kulaklarimiz tikalidir nam-i diger kabristana.. ama duyan duyar kimisine cennet bahcelerinden bir bahce kimilerine de cehennem cukurlarindan bir cukur olacaktir.. eskiden ne de güzeldi mezarliklar umuma daha bir acikti simdi ufak mezarliklari kaldirdik koskoca mezarliklarimiz oldu ama en uzak yerlere sürdük ve gömdük ölülerimizi.. olan mezarliklari da koca duvarlarla cevirdik ölümden kacarcasina sanki birgün gelip bizi bulmayacak allah hayirli ölümler nasip etsin bizlere.. nasil yasanirsa öyle ölünüyor malumunuz.. bu devir de ölümü sikca da anamiyoruz bu sayede..

    akilda kalici olmasi icin konuyu bir yasanmis bir olay ile özetliyelim..
    vakti zamaninda muzip bir hoca vardir bir sohbet meclisinde arkadaslari ile müzik üzerine konusurlar.. bu arada unutmadan hocamiz da musikisinas bir sahis eski hocalardan, türk musikisini bilen ezani makamlara göre okuyan ya da okutan namazi okunan makamlara göre kildiran aheng ilmi sahibi bir imam. belagati cok yüksek tam bi hatip ayni zamanda..

    hocaya muzip dedik de arkadaslarinin da ondan geri kalir yanlari yoktur. bu konusmada efendim o makam öyle bu makam böyle derken bizimkiler, iclerinden biri demis "yaa senin bunlari bu kadar teferruatli bilmene gerek yok, sen hocasin sana cok lazim degil musiki ilmi" felan fismekan.. bizim hocada bunlara karsi cikinca bunlar sonra hocaya "madem lazim bu kadar musiki bilgisi cik hutbede de usul vur terennüm et" demisler..

    hoca muzip, yaparim der. yok edersin yok edemezsin derken iyi der hoca "cumayi bekleyin de görün"..
    e zaman bu su gibi akip gider yola revan yolcu misali gelir cuma..
    okunur ezan ahiri okunur kamet rasttan beyatiye geckili bol carpmali hafiz agziyla.. kilinir sünnet e hasili bizim hoca cikar hutbeyeee.
    okur hutbe dualarini cikarir sarigindan kagidini.. "cemaati müslimin bu cumaaki hutbemizin konusu kabir azabidir" der ve baslar anlatmaya.. hadisler okur ayetler okur yardira yardira hutbeden. e hoca.. sonra vurugulayarak kabirde azab cehennemde azab tene degil ruhadir yani" bu azabi beden degil ruh cekecektir.." der.. dem bu dem baslar iddaya girdigi arkadaslarinin merak dolu gözlerinin icine yaramaz bi cocuk edasiyla bakip siritmaya e meyani patlatacak hutbede.. malum iddasi var..
    "ey cemaat kabirde cehennemde azap tene degildir ruhadir ruuhaaa.." ve baslar minberin kenarina eliyle basit kücük bir usul esligi ile vurmaya..
    "tene nedir tene ne tene nedir tene ne tene nedir tene ne" diye... * * * * *

    olayimizi da anlattik meramimizi da..

    konu ile ilgili bir beyit geldi aklima yazalim da tam olsun dediginiz gibi..

    dünya üc günlük dünya düsmeden önce bitab
    ahir dememek cün ya leyteni küntü turab *?
  • civarından geçerken "esselamu aleykum ey ehli kubur" şeklinde oradakilere selam verilmesi uygun olan yer.. bir mezar taşı kısmetimde olacaksa eğer, son evimdir belki de..
hesabın var mı? giriş yap