kakmak
-
ordan buraya sürüklemek
(bkz: kakılmış) -
-
(bkz: kakalamak)
-
kakmak saplanmak manasına gelen bir fiildir. örneğin "bu allahın cezası yerde kakıldım kaldım" cümlesinin günümüz türkçesi hali "bu allahın cezası yerde saplandım kaldım"dır.
kakılmış dedikleri de saplanmış ve çıkamamış kimselerdir. ağaçkakan hadisesindeki kakma meselesi ise, gaganın agaçlara saplanmasıdır. -
zile çevresinde ineklerin veya boğaların boynuz saldırısı eylemidir. kakıcı hayvanlar vardır örneğin bu hayvanlarla başa çıkmak zordur çobanlar bu tipteki hayvanlardan sakınırlar. birgün çobanlık yapacağınız tutar aklınızda bulunsun, sahibinden hayvan hakkında bilgi alın, sonra matadorluk antrenmanı yapmayın.
-
-
"kakalakları kakaladım."
yörük öğretmen: "oran ka'k!"
yörük öğrenci: "nere' kakayın öretmenim?"
yörük öğretmen: "lan bağa mı kakacan, tahtaya kak, itoğluit!"
(bkz: yörükçe/@ibisile)
(bkz: başa kakmak), baş kakıncası
(bkz: kak)
(bkz: kakalamak), kaktırmak
(bkz: kakılı), kakınç, kakımak
(bkz: kakalak/@ibisile), koster/@ibisile -
trakya argosunda bir şeyler yemek ya da içmek, alkollü içki içmek.
ooooh hava süper, şimdi balkonda 2 bira kakarım benden keyiflisi olmaz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap