• (bkz: gangren)
  • saian sakulta salkım' ın, ilk dinlenişte aşık eden, tahammülfersa bir piyasada yapılabilecek en mükemmel şarkısı. arkada çalan fon, ya da kesilen sample saian' ın protest ses tonu ile birleşince yalnız insanlara her türlü acıda, elemde yalnız olmadığını kanıtlar.

    farklı, atraktif ve özgün...
  • muhteşem bir saian parçasıdır. bu şarkı açık ve net adamı aglatır adamı bilmedigi ruh haline sokar.
    bazen şarkıları sık dinleme sonucu sıkılırsın dinlemessin kısa bir süre sonra o şarkıyı unutursun. hah işte bu şarkıda o olmuyor. farklı birşey bu merak edenler için sözleri

    kopyala yapıştır degil dinlerken yazdım *

    uslandın şehirdeki girdaptan boğuldun velhasıl
    söyle sana pencerenden etine saplanan güneşten başka ne lazım?
    bakma bana ben fırtına biçmek için rüzgar ekerim
    hiç düşündün mü, bir manası var elbet çayla gelen iki küp şekerin?
    tamam yaşamak pek iç açıcı değil şu zaman burkuldun.
    ama kabûl et sen de farkettin yağmurun nasıl büyüdüğünü yutkundun!
    isterdim bir yağmurdan artakalan koku şu şarkıya sığsın
    şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum, nasılsın?
    ben fena değilim sadece biraz laçka!
    elimden gelen yok hastane kapısında eline şiirler tutuşturmaktan başka
    bir de geceleri uyku tutmuyor, sabahı zor ediyorum
    ulan bu öfke denen illet var ya; dişlerimi sıkıyorum!
    bazısı beyhude diklenir şu dünyaya hah! ne diyeyim?
    kızıyorsun evet biliyorum ama işte ben onlardan biriyim.
    olsun be, tutun yıkılma sakın hep ayakta kal, diren!
    ben mesela oturup sana böyle bir mektup yazdım ismi kangren
  • hikayesi olan bir saian şarkısı. evet, iç burkucu.

    --- spoiler ---

    mersin’de olağan bir yaz içre olağan sıcaklar yaşıyorduk. aylardır süregelen işsizliğin yaşattığı sıkıntı ve gerilim üzerime tünemişti, kalkacak gibi de görünmüyordu. bunların üzerine sevdiğim kadının -ona isim gülmesinin güzeli‘ni verdim- annesi kanser tedavisi görüyor, sızımız katmerleniyordu. gülmesinin güzeli biliyordu ya da hayır!; hastaneye her defasında (bana baka) ölümü karşılamaya gidiyordu. içinde kocaman bir dehliz vardı ve umut burada kaybolurdu.

    ben o kadınla hiç tanışamadım. hastane odalarına beni almazlardı, sakıncası vardı. zaten kimse o durumda birisiyle tanışmak istemez, haklı. en fazla hastane kapısından aydan’ı 5-10 dakika görüp, oradan geri dönmüşlüğüm vardı. ne zaman aydan’ın yanına o kötü zamanlarında gidiyor olsam kendi kendime içimden ismet özel’in ”(…) sana durulanmış kelimeler getireceğim… çünkü seni dik tutacak bilirim…” dizelerini yineleyip durdum. onun yanında o kelimeleri hiç bulamadım. hoş, zaten böyle zamanlarda iyi konuşmasını bilmem. ben zaten iyi konuşmasını bilmem, ama sıkı düşünürüm (bir gün hastane kapısında eline şiir tutuşturmuştum!). kısacası hayat pek iç açıcı değildi. ‘nasılsın?’ demek ağır geliyor, çoğu gece uyku tutmuyor, uyuyabilmek için dişlerimi sıkarak ıslık çalıyordum. ya da rüyamda. gerçeğe eklenmeliler.

    dehliz büyük. okumaktan başka uğraş edinemedim (o sıralar turgenyev‘in bazarov‘una -varolan değerlerin mutlak reddi kesin cezbedicidir hey!- kafayı taktımdı). bir taraftan da bu boşluğu lehime çevirmek, ve küçük de olsa bir albüm kaydetmek istiyordum (acıdan ve öfkeden beslenmek gibisi yoktur!). çok uzun süre, kayıt yapacak stüdyo bulamadım. bu kangren‘i yazmama engel olmadı. sanırım bir hafta içinde yazıp tamamladım. ayşegül (babası ölü amcamdır, kasım 13’te bulduk ölümü) bahsi geçen zamanın tanığı ve içindeydi. şarkıma dahil olmasını istedim, oldu.

    2012 ağustos’unun, (sanırım) son gününde kaybettik. artık şarkı çok defa çalındı, çok sigara yandı, çok kişi dinledi. bugün 18 ocak 2013. dün gece yine, omzuma ve göğsüme, gözyaşlarını döktü döktü döktü.

    saian.
    --- spoiler ---
  • (özellikle faşolar ve kısayolcular arasında oldukça popüler) "ilgili organı kesim" yöntemiyle giderildiği düşünülen durum.

    mesele kangren olan organı kesmek değil... mesele, kangrene sebep olan etkeni gidermek, yani ipi çözmektir halbuki.
  • saian'ın mükemmel bir şarkısıdır.

    (bkz: sana sigaramdan yüz bularak soruyorum nasılsın)
  • saian'ın, beati ile vuran şarkısıdır.

    https://www.youtube.com/watch?v=sl8r9zsiyw8
  • saianın tam manasıyla bir beatmaker olduğunun kanıtlarından
  • belirli bir bölgedeki dokulara yeterince kan akışı olmaması durumunda o bölgenin ölmesidir. en sık karşılaşılan ve genellikle şeker hastalarında görülen damar tıkanıklığına bağlı kangrendir. deri önce kırmızımsı pembe, daha sonraları koyu kahverengi ve siyaha dönüşür. ölü doku cerrahi müdahaleyle alınmalıdır. şiddetli kangren vakalarında etkilenen uzvun kesilmesi gerekebilir.
  • hikayesi gerçekten iç burkucu.(bkz: saian)’ın neredeyse bütün parçalarını dinledim ama en çok içimi acıtan parçasıdır bu.yağmurlu bir gecede sokaklarda yürürken o kadının hikayesi,kendi hikayen canlanır ıslak kaldırımlarda.

    söyle sana pencerenden etine saplanan güneşten başka ne lazım?
hesabın var mı? giriş yap