kapüşon ^*

• (bkz: kapson) diye yaziliyor olabilir. hatta, cap schon (guzel sapka) anlamina geliyor olabilir. (bkz: utanarak girilen entri)..
• askerde giyilen parkanın başa geçirilen kısmı.sadece askeri parkalarda değil normal günlük hayatta kullandığımız kışlık giysilerin pek çoğunda hatta eşofmanlarda bile bulunur.
• kapüşon diye telaffuz edilir.
• (bkz: kukuleta)
• yıllar önce bir akşam annem "oğlum sana kapişonlu eşofman alayım mı ?" diye sorduğunda "o da ne yaaa ?" diye sorduğum, ilk başta bana orasından burasından sarkan fermuar saplarını, ipleri vs. çağrıştıran, annemin "başlık" demesiyle anlamını öğrendiğim kelime. daha sonraları işyerinde çalışırken etiketin başlığını simgeleyen label1.caption ifâdesinin gözüme çarpması ile jetonun düşmesi bir oldu. "hey yârabbim" dedim, "yani başlık deseniz olmaz mı şuna ?"
  
  (bkz: başlık)
• zamanında kafama şapkamı taktından sonra, ustume şişik mont giyip, montun yakasından dışarı çıkardığım ve karizma'ma karizmalar ^**katan (!), ve halen zaman zaman kuşandığım bir şey. ^*
• hayatı boyunca sorunlu bir ilişkim olmuştur bu kapşonla, yeni yeni duruluyor, olgunlaşıyorum. bir erkek çocuk için aslında sıkıntı kaynağıdır kapşon. çünkü konfeksiyon sektörü bu kapşon dene mereti bazen gereğinden fazla geniş, hacimli yapar. ve anneler de oğullarına mont, kaban, gocuk alırken hep kapşonlu modelleri seçerler, çocuk üşümesin diyerekten. şimdi düşününüz, kızları, kız dünyasını yeni yeni keşfeden bir erkek çocuğunu. kış, annesinin ya da babasının aldığı dev kapşonlu gocuğunu giymiş. ve kar ya da yağmur yağıyor. işte o dev kapşonu takıp bir kocakafa gibi gezmek bir ergen ya da ergenöncesi erkek için tamamen ters bir durumdur, çekilmezdir, taşaktır. dolayısıyla benim ve bizim ergenlik yıllarımız annelerimize babalarımıza kapşonsuz gocuk aldırma mücadelesiyle geçmiş, kah başarılı olmuş, kah o dev kapşonlarla cumartesi günü caddelerde geyik geyik gezmişizdir. bundan sonra ara dönem gelir. erkek artık büyümüş, gocuklarını kendi seçer, parasını bastırıp alır duruma gelmiştir. bu dönemde kapşonsuz gocuklar seçilir, eski yılların acısı çıkartılır, kapşon yerine karizmatik bereler, şapkalar o dönemin şıklık anlayışıdır, öyle gezilir, öyle gezilmeye dikkat edilir. bu dönem yaklaşık bir 10-15 yıl sürer. ama bir erkeğin kapşonla ilişkisinde bir de üçüncü aşama vardır şüphesiz. o da şudur: yaş ilerlemiştir, yol yarılanmış ya da yarılanmak üzeredir, erkek daha sık grip olmaya üşütmeye başlamış, delikanlılık, karizma düşkünlüğü yılları geride kalmıştır. erkek yine gocuğunu kendi seçmektedir ama artık yanında uzun süreli sevgilisi, karısı, kız arkadaşı da vardır -genel konuşuyorum şüphesiz, yalnızlığı seçen ya da bunu dert etmeyenler de vardır, ya da dert etse bile artık en önemli sorunu kapşonlu gocuk değildir, sonuçta her ruh hali aynı kapıya çıkar, deneyimle sabittir- evet artık gocuk seçerken dayandığı kıstaslar değişmiştir, önemli olan işlevsel olmasıdır, gocuk genel olarak kafasına yattıysa kapşonunu dert etmez, ya da etse ne olacak, en fazla takmaz, şapka takar olur biter, bu meselelerle uğraşmaz, hayatın ağırlık merkezi başka yerlere kaymıştır artık, kapşon karizmasının amına koyayım noktasına gelinmiştir, sıcak tutuyorsa takarım lan ne var denir, ve tabii bir de sevgilinin, kız arkadaşın, eşin görüşü vardır, o da tamam diyorsa yerim karizmasını denir, artık o kış günlerinde kendini beğendirecek hali yoktur erkeğin, tabii ki kendine bakar, küçük zararsız flörtler eder belki ama dışarda kar yağıyarsa o dev kapşonu takacak kadar olgunlaşmış, ya da kulunçları sızım sızım sızlamıştır. yalnızlar için de dediğim gibi benzer bir ruh hali geçerlidir, kapşon hesabı yapacak heves kalmamış, o aşamada karizatik görünmenin çok küçük bir yüzde oluşturduğu idrak edilmiştir. genel olarak bundan sonra böyle gider erkeğin kapşonla ilişkisi.
• (bkz: stoper)
• fransızca capuchon kelimesinden türkçeye başarıyla kotarılmıştır
• ilkokul yıllarında neredeyse herkesin olur kapüşonlu bir parkası. kapüşonun yanları kürklü olanlar daha bi yaygındı bizim zamanımızda. ders bitince de sırt çantası takılır üstüne parka sadece kapüşonu kafaya geçirmek suretiyle kollar giyilmeden ve sırt çantasını örtecek şekilde giyilip eve doğru yola düzülürdük. kapüşon denince aklıma gelen ilk görüntü her daim bu olmuştur bu olmaya devam edecektir.