karagöz

• kuklalari, bir perde uzerine arkadan isik vererek yansitma yoluyla oynatilan oyun ve ayni zamanda bu oyundaki bir karakter
• soyle buyukce, beyaz etli, lezzetli bir balik. yaninda (bkz: piyaz) da varsa nefis gider
• http://www.karagoz.tv/
• turk golge oyununda oyunun sonunda seyirciden surc-i lisan^*'indan dolayi ozur diler.
• (bkz: hacivat)
• 1 dash rakı
  3 cl. ahududu likörü
  4 cl. votka
  1 tatlı kaşığı limos suyu
  yarım tatlı kaşığı şeker şurubu.
  tüm malzemenin 4-5 parça buz ile shaker a konur. shaker iyicene çalkalanır, kokteyl bardağına konulması ile ortaya çıkan kokteyl.
• her $eyi goze alarak kendini feda eden ki$i icin soylenen tanimlama kelimesi.
  
  -abi gordun mu cem$iti? nasi daldi 3 adama birden!
  -olm cok karagoz^* bi adam bu ya! bununla yari$a girilmez...
  
  (bkz: gozu kara)
• (bkz: karagöz ve hacivat frp)
• marmara'nın bu tarafında pek sık yakalandığını sanmıyorum. yassı, yuvarlak bir balıktır. sivri burunlu bir türü de mevcuttur lakin. göç etmez hayat boyu aynı yerde mal mal yaşarlar. sanırım en iyi midye ile yakalanır. aman aman bir lezzeti yoktur. bana sorarsanız lüfer varken uğraşmaya değmez.
• karagöz oyununun kişileri; çelebi: genç, züppe.
  altı kulaç beberuhi: cüce ve aptal.
  tuzsuz deli bekir: sarhoş ve zorba.
  efe: zorba. matiz: sarhoş.
  zenne: kadın. kastamonulu: oduncu, bekçi.
  bolulu:aşçı. kayserili: pastırmacı.
  rumelili: pehlivan, arabacı. kürt: hamal, bekçi.
  arnavut: bahçıvan, korucu, bozacı. acem: zengin tüccar.
  yahudi: bezirgan. ermeni: kuyumcu. frenk: doktor.
  laz: kayıkçı. tiryaki: laf ebesi.^*