• 1940 yılında dönemin sovyet gizli polisi tarafından, stalin'in emriyle 22.000 polonyalının başlarına tek kurşun sıkılarak öldürülmesiyle sonuçlanan olay.

    sscb, almanya ile imzaladığı ribbentrop molotov anlaşması'nın gizli bir maddesi gereğince, 17 eylül 1939'da polonya'ya saldırmıştı. katliam ile ilgili ilk toplu mezar katyn'de, nisan 1943'te almanlar tarafından ortaya çıkarılmıştı.

    eski sscb, bu katliamın sorumluluğunu uzun süre reddetmiş ve katliamı nazilerin yaptığını iddia etmişti. ancak daha sonraları devlet başkanı mihail gorbaçov döneminin sonuna doğru nisan 1990'da sorumluluğunu kabul etmişti.

    eski rusya devlet başkanı boris yeltsin de, dönemin polonya devlet başkanı lech walesa'ya katliam ile ilgili olan ve stalin tarafından imzalanmış belgeleri ekim 1992'de teslim etmişti.
  • polonyalı yönetmen andrzej wajda'nın filmini yapacağı katliam. "katyn ormanı katliamı" olarak da bilinir.
  • (bkz: katyn)
  • türkler tarafından yapılmış ve sovyetlerin üzerine atılmıştır. öldürülenler de polonyalı değil ermenilerdir.
  • polonyalı komünistlere karşı suikast ve karşı devrim faaliyetlerine girişmiş olan ve polonya ordusu'nda görevli nazi işbirlikçisi polonyalı faşistlerin 1940 yılında katyn ormanı'nda gerçekleştirdikleri ve suçu sosyalistlere attıkları olaydır.

    (bkz: pilsudski)
  • nazi almanyası'nın stalingrad zaferinin hemen ardından sscb ve müttefiklerinin arasını bozmak için stalin'in üzerine yıkmaya çalıştığı katliam.

    alıntıdır:
    nazi propaganda bakanı goebbels'in günlüklerinde şu şekilde yeralıyor: "bu olay alman propagandasının ve özellikle benim yüzde yüz başarımdır. katin olayını tamamiyle politik bir mesele haline getirmeyi başardık". (1) goebbels 8 mayıs 1943'te de şunları düşmüş günlüğüne: "ne yazık ki, katyn'deki mezarların yanında alman mühimmatı bulundu. eğer bu bilgiyi düşman propaganda ederse, bütün katyn olayı üzerimize kalabilir. (2).

    goebbels'e diyeceğim pek üzülmesin onun açtığı yolda gösterdiği hedefe bütün kanıtlara rağmen durmadan ilerleyen müritleri var. devam edelim. goebbels'in günlükleriyle tutarlı olarak new york times gazetesi 29 haziran 1945'te "katyn olayının sscb ve müttefiklerinin arasını açmak için goebbels ve ribbentrop propagandası olduğu anlaşıldı" diyordu. new york times gazetesi himmler'in yakın çalışma arkadaşı ss tugayları lideri schallenber'in almanya'da tutuklu bulunduğu cezaevinde verdiği ifadesinde 12 bin cesedin almanya toplama kamplarından yollandığını, üzerlerine polonya subaylarına ait olan üniformalardan giydirildiğini söylüyordu. (3)

    öte yandan konu hem sovyetler birliği'nde hem de nürenberg'de soruşturulmuş, katliam silahlarının alman'ya ait olduğu belirlenmişti. sovyetler birliği'ni temize çıkaran bu gelişmelerin ardından, 1943'te, yani tam stalingrad zaferinin ardından atılan yalan bu kez sovyetler birliği'ni yıkan boris yeltsin tarafından ortaya atılacaktı. yeltsin sovyetler birliği komünist partisi arşivlerinden çıkardığı belgelere göre katliamı stalin emretmişti. bu bilgiyi hemen kendisi gibi azılı sovyet düşmanı, lech walesa ile paylaştı. walesa'nın cevabı ise ilginçti: "belgelerin orjinallerini yollayın". çünkü yeltsin bu belgelerin orjinallerini değil, kopyalarıyla katliamın suçunu sscb'ye yıkmaya çalışıyordu. o gün bugündür orjinallerini gören yok. konuşulan sadece kopyalar üzerindeki bilgiler. öte yandan tarihçi grover furr belgelerle yaptığı incelemelerin ardından şu sonuca varıyor:

    "aniden ortaya çıkan ve sonra aniden kaybolan belgelerle tarihi olayları açıklamaya çalışmak bana hep sakıncalı gelmiştir. kaldı ki, yeltsin'in belgelerinin bütün sscb devlet başkanları tarafından görüldüğü ibaresi yeralıyor oysa ki, gorbaçov kendisine yöneltilen sorulara 'belgeleri görmedim' cevabını vermişti. o halde ilk önce belgenin bu bilgisi bile yanlış ya da gorbaçov yalan söylüyor. öte yandan beria'ya ait olduğu öne sürülen belgeler de şaibeli. çünkü 1991'de beria'ya ait bütün belgeler kaumouyana açıklandığında içinde bu belgeler yeralmıyordu". furr'un söyleyemediklerini biz söyleyeyim: gorbaçov doğru söylüyor. 1989'dan sonra sosyalizmin prestijini herşekilde zedelemeye çalışan gorbaçov'un bu belgeleri gördüğünde mal bulmuş gibi ortaya atılmaması imkansızdır: merak edenler stalin'e atılan diğer bokların kim tarafından ortaya atıldığını incelesinler. kaynakları hep gorbaçov'du. peki gorbaçov bu belgeleri gördüğü halde neden sustu? işte gördüğünüz gibi yalan pul pul dökülür bir kere gerçek soruları soranlar çıktıktan sonra.

    yalnız goebbel'sin yalanının tek hedefi sscb değildi. o bir taşla iki kuş vurmak istiyordu. bu nedenle katyn katliamının icra edildiği smolensk'teki kampın yöneticileri "yahudiydi". bir dizi isim yayınlandı, çoğunun ortak yönü ise yahudi soyadına sahip olmalalırıydı. ancak pravda'nın 19 aralık 1943 tarihli sayısında goebbels'e şu şekilde yanıt veriliyordu:

    "almanlar katyn yalanı ile yahudileri düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. bu hususta bazı isimler de üretmişler: lev rybak, avraam brodninsky, chaim fineberg gibi isimler ise ne kampın yakınlarında, ne de sovyetler birliği'nin diğer cephelerinde hiç yeralmadılar. böyle isimler gerçekte hiç varolmadı."

    goebbels'in o zamanki tek destekçisi sürgündeki faşist polonya yönetimiydi. katliamı stalin'in yaptırdığını iddia eden sürgündeki polonya yönetimine ise the times gazetesi 28 nisan 1943'te şu yanıtı verecekti: "gobbels ve onun propaganda aygıtının bu iddialarına inananlara şaşkınlık ve üzüntü duyulacaktır." ancak yine aynı the times bu kez 1971'de katliamda kafaya tek kurşun sıkılmasının pek de nazivari olmadığına kanaat getirerek, "onlar katliamları makinalı tüfekler veya zehirli gazlarla icra ederler" diyerek "bu stalin'in işidir" demeye getirdiler. o sıralarda godalming'de yaşayan eski bir alman askeri ise gazeteye mektup yazarak "smolensk'te hiç bulunmadım ancak size katıldığım cephelerde kafaya tek kurşun yöntemiyle işlenen onlarca katliamdan bahsedebilirim" diyecekti. alman askeri aynı mektubuna şu ifadeyi de iliştirmişti: "tarihsel kanıtlar gösteriyor ki, gobbels bir dolu insanı kandırdı. aslında bu onun en iyi yaptığı işti. beni şaşırtansa bu goebbels saçmalıklarına sizin 30 yıl sonra yer vermiş olmanız. o dönemde tanıdığım ve smolensk'te görev yapmış bazı askerler bana katliamı kendilerinin yaptığını anlatmıştı".

    gerçekte stalin döneminde yapılan soruşturmadaki bulgular daha sonraki alman ifadeleriyle örtüşüyordu. toplama kampının yanında yaşayan bir dizi sovyet yurttaşı verdikleri ifadelerinde, 1943 boyunca kampta olağanüstü bir hareketlilik olduğunu, sürekli silah sesi duyduklarını söyleyeceklerdi. köylülere bir keresinde polonyalı bir askerin kamptan kaçtığını ve kendilerine katyn ormanına sürekli çalışmaya giden polonyalı askerlerden bahsettiklerini anlatacaklardı.

    öte yandan katliamın ardından inceleme yapan sovyet komisyonundaki patalog jukov'a göre katyn yakınlarında bulunan cesetler 1941'de yani kamp sovyet yönetimindeyken işlenmiş olamazdı. jukov askerlerin dokularındaki bozulmanın çok az olduğunu ayrıca askerlere ait eşyaların da çok az yıprandığını bunun da cinayetlerin 1 yıl gibi bir süre içinde işlendiğini söyleyecekti. jukov'a göre toplu mezarlar insanların sarıldığı ya da tabutlarla defnedildiği mezarlara göre daha az koruma sağlıyorlardı ancak katyn'deki cesetler oldukça yeni gibi duruyordu.

    bunu diyen yalnızca jukov değildi. sovyet araştırması boyunca gözlemcilik yapan abd'li gazeteci ve abd'nin soyvetler birliği'ndeki büyükelçisi avarell harriman'ın kızı kathleen harriman'a göre cesetler oldukça yeniydi ve toprağın altında 2 kış ve 2 yaz geçirmiş gibi durmuyorlardı. üstelik harriman cesetlerin birisinde 20 ekim 1941 tarihli bir belgenin de bulunduğunu ekliyordu.(3) peki 1941 ekiminden önce ölmüş birisinin cebine bu belge nasıl girmişti? harriman kişisel gözlemlerine dayanarak ve köylülerle yaptığı röportajlarla bu cinayetleri nazi almanyası'nın 1943 yılında işlediğini belirtiyordu.

    son bir noktaya daha değinmezsek haksızlık olur. o da furr'un bir iddası. furr'a göre anti-stalinst tarih gerçeklerden öylesine sapıyor ki, yeltsin'in verdiği belgelerle sscb'nin 22 bin polonyalı subayı öldürmüş olabileceğini iddia edebiliyor. furr şöyle devam ediyor: "oysa ki, şaibeli belgelere baksalar, yeltsin'in verdiği belgede 8243 polonyalı esir subaydan bahsedildiğini görecekler" (4)

    ha polonyalı askerlerin kampı almanlar tarafından ele geçirildiğinde o dönem ulaştırma mühendisi olarak bölgeden sorumlu olan ivanov kampı tahliye için kamyonlar gönderdiklerini ancak bölgenin ateş altında olduğunu, bu nedenle kamyonların dönmek zorunda kaldığını belirtiyor. ivanoviç krivoi ise haziran 1941'de bölgede polonyalı tutsakları gördüğünü hatta kurtarma operasyonu için nvkd ile irtibata geçtiğini ancak imkan yetersizliği nedeniyle plandan vazgeçtiklerini anlatacaktı.

    kaynakça:

    1) the goebbels diaries 1942-1943, edited and introduced by hugh trevor roper,'dan yaptığım kendi çevirimdir.
    2) a.g.e
    3) makalenin orjinalini görmek için http://chss.montclair.edu/...
    4) söz konusu belge şu başlıkta yeralıyor: http://chss.montclair.edu/...
    4) http://chss.montclair.edu/...
  • yüzsüz stalincilerin ısrarla inkar ettiği, stalin emir vermedi çektiği katliamın bizzat stalin tarafından verilmiş emri:

    http://www.dailymail.co.uk/…ing-katyn-massacre.html
  • rusya'daki stalinistler'in kabul ettiği, türkiyedekilerin etmediği katliam.

    stalin görse ağlardı. ya da kurşuna dizdirirdi, bilemedim şimdi.
  • katliamı ne idüğü belirsiz belgelerle stalin'e yüklemek objektiflik, batı basının da bile yeralan itiraflara yer vermek yüzsüzlük. öyle kılı kır yaran bir objektiflikle incelenen(!) katliam.

    gobbels günlüklerine not düşsün, yakın çalışma arkadaşı itiraf etsin ne gam. ne kin!
hesabın var mı? giriş yap