• (bkz: latif demirci)
  • latife tekin marquez ile bizim köy romanı geleneğini özgün bir şekilde buluşturmuş, üstelik bunu bir metropol atmosferine taşımak gibi kanaatimce önemli bir açılıma imza atmıştır. orhan pamuk ve mehmet eroğlu ile birlikte kuşağının en önemli, en ciddiye alınması gereken edebiyatçılarındandır. gümüşlük akademisinin de mimarlarındandir. bu yönüyle de sevilesidir.
  • en önemli romanı sevgili arsız ölüm'dür. kitap, türk toplumunun cinli perili yüzünün dinamik aynasıdır. anadolu insanın bile anlamakta zorluk çekebileceği düzeyde detaylandırmıştır romanını. çevirisi büyük bir ustalıkla dear shameless death olarak saliha paker ve mel kenne tarafından yapılmıştır.
  • son kitabı ormanda ölüm yokmuş'la ne anlattığı anlaşılamayan ve insanı fena halde hayal kırıklığına uğratan yazar. o kitaptan sonra metis yayınlarının dağıtımı iyi değil gerekçesiyle everest yayınlarına geçti.
  • egede bir sanat atolyesi acan guney korede turkiye nin eleme maclarini izlemeye gonderilen bir bayan yazarimiz.
  • kitapları birçok dile çevrilmiş olan,ormanda ölüm yokmuşla beynimden vurulmuşa döndüğüm güzide eserin yaratıcısı..
    'yarın güneş doğmazsa,hiçbir şey olmaz..,
  • (bkz: saliha paker)
  • bayan yazarlarımız içerisinde baymadan yazan bir yazarımızdır*; lakin komplekslidir biraz*... çok sevdiğim bir arkadaşımın kendisine 'gabriel garcia marquez sever misiniz?' diye sorması üzerine (ki sevgili arsız ölüm inanılmaz benzerlikler taşır bu romanla) agresifleşerek böyle bir benzerliği reddetme yoluna gitmiştir... (arkadaşımın benzerlikten falan bahsettiği de yoktur, sadece 'sever misiniz?' demiştir) kitaplarını severek okuyorum yine de...
  • 1986 yılında yayınlanmış gece dersleri kitabını unutmamak lazım tekin'in. bu kitabını da okurken sadece cümleleri okuyup, sayfaları bitirtikçe; "ne anlatılıyordu ya?" dediğim çok olduğu bir uslup ile anlatır konuyu..
    lakin roman yazıyor diyemeyeceğim, kendisinin kurguladığı benzetmelerle şiirsi bir anlatıma dönüşüyor kitap.
    rastgele açtığım sayfalardan şöyle bir örneklekdirmeye yazayım:

    ay ruhlar!kara deryaların feneri hayatımın kırık parçalarını bile toplayamadım. sonbahar donuk sarı rengiyle şap şup basarak geçti yüzümden. gözlerimin içindeki bebekleri, lacivert kuyular gibi derin tebessümler çizen dudak kıvrımlarımı koruyacak kadar bile güç bulamadım.

    bir roman karakterinin ruhsal betimlemesini yapmak için bu kadar zahmet etmeye ne gerek var ama..
hesabın var mı? giriş yap