londra
-
yagmurlu sisli falan, cok sikici bi yer. hic sevemedim.
-
güneş tutulması sırasında atmosferinde pek bir değişiklik olmayan, sadece biraz daha karanlık ve biraz daha puslu olan şehir...
-
irkci insanlarla dolu bir sehir ama alis veris cenneti
-
avrupa'nin en pahali sehri.
-
can guvenligi icin geceyarisindan sonra tube'a binmemek lazim
-
ikinci senemin sonlarina dogru ancak sevmeye basladiim sehir. burda okumayi dusunenler ya vicdansizca baba parasi yemege hazir olsunlar, ya da kendilerine bir is bulsunlar. aklinizda tutun ki baba parasi ve sabri bi yere kadar.
-
sadece party ve clubbing icin gidilmesi gereken yer, china white ve nobu'nun oldugu sehir.
yılların ötesinden gelen edip:
(bkz: landing in london)
başka söze ne hacet. -
bu ismi italyancadan araklamisiz.
-
hyde park in keyfi cikarilacak, theme park lara gidilecek, prince william ile ayni hava solunacak ve planeteriuma gidip azimiz acik kalicak, london zoo'daki karinca ve kalorifer boceklerine hayret edilecek bide tabiki the london butterfly house....
-
dünyanın en renkli kentlerinden biri (her bakımdan) .görülesi yerleri: (bkz: hampstead), (bkz: brixton), brixton'da sw9, pushcar gibi kafeler, albert's, dog star, dans etmek için the fridge ve bug bar, burası dışında kuzeyde camden market(herşeyin satıldığı bir pazar, turistik ama ilginç), electric ballroom, notting hill'de porto bello pazarı ve portekiz kafe (nick cave'in takıldığı mekan, bitişiğinde restoran açmış son dönemde) south bank'da nft kafesi ve nehir kenarındaki kitapçılar, covent garden (burası da turistik, ama iyi), tate gallery ve tabii ki londra metrosu. benim bildiklerim bu kadar.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap