• isviçre'nin italyan kesiminde süper güzel bir şehirdir lugano.
    her on arabadan 8'i son model spor arabadır, görene kadar inanmak zordur.
    aşırı küçük olmak gibi bir sorunu olsa da -bir uçtan öbür ucuna 20 dakika sürüyor sürmüyor- como gölünün kıyısındaki italyan kuzeni gibi küçük güzeldir ekolünden bir yerleşim birimi, isviçre'de en çok (sosyetik) türk öğrencinin barındığı şamdan dergisi resmi geçidi.
  • isvicre'nin guneyindeki hayli turistik gol kenari sehri. isvicre almancasindansa catpat bikac kelime italyanca anlasmayi tercih edebilirsiniz. merkeze cok yakin uc kisilik odada adambasi 70 franka kaldik. ucuz diil ama turistikligine gore kalinabilcek hos bir sehir elbet. bence orayi birakip locarno'dan guzelce ascona vapuruna binip (gidis donus 13 franc) orada gecelemek cok daha guzel olucaktir. oralarda da gole gircek yuzulcek yer bulunur kolayca. ama cok daha kiyak biryer var: minusio. bu arada caniniz sikilmasin diye bi kahve icin, nerde peki? piazza'da. (bkz: minusio)
  • agustos ayi son haftasinda caz festivalleri, ekim ayi ilk haftasinda da sarap festivalleriyle meshur, merkezi bellinzona olan ticino'nun bir diger pahali sehri...
  • duzen arsizi, tertip budalasi olmus bir memleketin* minik ve bayik bir beldesi. otobusun gelisine gore saatini ayarlayan adamdan hayir mi gelir.
  • milano'ya yakın zengin bir şehirdir. milano'da oturup lugano'da çalışan taşaklı işadamları mevcuttur.
  • isvicre nin en guzel sehirlerinden biri. lozan dan arabayla yola cikip alpleri gecerek lugano'ya ulastigimizda artik manzaraya sasirma, gorduklerine inanamama hissimizin doyum noktasina ulastigini sanmistim ki gol kenarinda kumsala yatinca yanildigimi farkettim. luks yazlik evlerle dolu oldukca pahali bir sehir oldugu dogru, ama isvicre'ye yolu dusenlerin gormeden donmemesi gereken bir yer.
  • (bkz: diego lugano)
  • dag eteklerinde cok fantastik yerlesimleri bulunan guzel yer. sehir diyesi gelmiyor ama insanin, kucuk cunku. ayrica burda herkes italyanca konusuyor arkadas ki bu gozlemimden dolayi kendimi tebrik ederim. ve fakat dil konusunda iciniz rahat olsun, almanca ingilizce dilleri dondugunce konusuyor cogu. kaldi ki italyan dedigin italyanca konusan turk gibi bir sey. (meali: fransiz kesimi dallamaligi beklemeyin)

    lozandan luzern ya da zurich uzerinden gidebilirsiniz. yok ben dagi tasi gezicem diyorsaniz da buyrun italyan alpleri sizi bekliyor. yalniz italya'ya giris/cikis yapmak gerektigini vizeye muhtac ucuncu dunya vatandaslarina hatirlatayim.
  • hayvanlarin garip davrandigi yerdir. ucmayan, surekli yuruyen, alt gecit kullanan guvercinler, ucan ordekler, insan gibi sehirli hayati suren, sahipleriyle alisveris yapip otobuse binen kopekler ve de ziplayan kertenkeleler diyari..
    edit:bu hayvanlarin oy kullaniyo olmalarindan suphe ediyoruz.
  • isviçre nin italyanca konuşulan tek kantonunda yer alan, göl kıyısında şirin bir şehir; milano 'dan kara yolu ile 1 saatte ulaşılabiliyor; caz festivallerini bu sene 5-7 temmuz arasında yaptılar, festival süresince geceler oldukca renkli ve hareketli iken, diger günlerde özellikle hafta içleri akşamları oldukça tenha bir şehir.
    bir kaç önemli not
    - gölü önünüze şehri arkanıza aldığınız zaman solunuzda kalan tepe san salvatore tepesidir, denizden yüksekliği yaklaşık 1100 metredir, funikuler 1/2 saatte bir buraya çıkar ve iner ve her seferinde 60-70 kişi taşır; gidiş dönüş 22 frank, tek yön 16 frank; tepe küçük bir ücretsiz gezilebilen müze ve 1800 ortalarında yapılmış minik bir kilise var, yürüyerek inmek son derece rahat 1.5 saatte tepeden aşağı inebilirsiniz, iniş yolu taşlı ve kayalık olduğundan kalın tabanlı bir yürüyüş ayakkabısı tercih edilmeli veya spor ayakkabı kullanılmalıdır.
    - şehrin sol tarafındaki (kongre merkezi palacio dei congress tarafında) tepe monte bre; burayada 2 aşamalı bir funikuler ile çıkılıyor, gidiş dönüş 20, tek yön 14 frank; tepede 2 restoran var ve bir manzara kulesi var, yürüyüşe meraklıysanız buradan start alarak dağlarda yer alan çeşitli köylere gitmek mümkün, sadece buradan inmek bana yeter, fazla spor kiloma zararlıdır diyorsanız, restoranların aşağıdakinin önünden başlayan toprak araba yolunu kullanarak yaklaşık 2 saatte döne döne şehre inersiniz, arada bre köyüne uğrayıp etrafı bir kolaçan edebilirsiniz.
    - göl kıyısında bir kaç tane plaj olsa da, göle giren görmedim, insanlar sadece güneşleniyor, gölün şehre yakın kısımlarında su yaprak, odun,dal gibi maddelerle ile oldukça kirlenmiş durumda ama memleketteki karpuz kabuğu-patlican-biber-mazot kirliliğini düşünürsek yine de temiz sayılabilir
    - koca şehir merkezinde sadece 2 (iki) döviz büfesi var ve ikiside ara sokakta, bir tanesi hemen büyük manor mağazasının arkasında, bankalarda da para bozdurmanız mümkün
    - yemek yenecek yer sayısı diğer avrupa şehirlerine göre az gibi geldi, italyan-fransız karışımı bir mutfakları var, ayrıca göl kıyısında burger king ve mc donalds da var, ben memleket yemeğinden başkasını tanımam diyenleri memnun edecek bir haberimde var, 2 tane de dönerci (!) gördüm.
    - şehir merkezinden ayrı ayrı noktalardan kalkan 4-5 tane göl turu var, 3.5 saat süren 50 franklık tur cazip, bu tur sürekli tekrar edildiğinden belli noktalarda inip bir sonrakine binebiliyorsunuz
    - 1 euro = 1, 65 frank
    - hemen her yerde euro geçiyor ama 1.55 - 1.6 arası bir kurdan alıyorlar
    - kumar meraklılarının hoşuna gidecek bir casino var, giriş ücretsiz, rulet masaları 5 frank, blackjack-caribbean poker 10 frank tan başlıyor, bol makine, at yarışı, vs de olan 3 katlı bir mekan.
hesabın var mı? giriş yap