• ing. buluş ve karşıla, ticketturk un mike portnoy hakkındaki soruya doğru cevap verenlere vaadettiği hediye; grup üyeleriyle tanışmak ve tahminen istanbula gelişlerinde havaalanında onları karşılamak. iyi bir dream theater fanıysanız oldukça değerli..
  • sanırım 4 temmuz'da gerçekleşecek olan dream theater konseri için istanbul'da geçerli olabilecek aktivite. paraya kıyıp petrucci'ye el ense çekmeye gidersem, yanıma gitarımı götürüp "şimdi nası çalıyoz bunu abi?" diye sorular sorarak merakımı giderme peşinde olacam.
  • justin bieber konseri için olanının satışa çıktığı ilk hafta içinde tükendiği, tanesinin 2750 liraya satıldığı, içinde tanışma ve fotoğraf çektirme olan paket.

    (bkz: 3 milyar 750 milyon sen milyar)
  • metallica olanını kazanmış olan varsa bir şey sormak istediğim.
  • çoğu sanatçının ve grubun, kendisini hayvanat bahçesinde fotoğraf çekinilen maymun yerine koyduğu ve bunda bir sorun görmediği uygulama.

    bunu 80'lerin 90'ların popüler rock grupları yaptığında kısmen anlayabiliyorum, artık relevant(plaza türkçesi için kusuruma bakmayın, tam olarak karşılayan sözcük bulamadığımdan bu şekilde kullandığım birkaç sözcükten biri bu) değiller çünkü. yaş olmuş bilmemkaç, bir yerlerden daha fazla para kırmaları lazım ki alıştıkları yaşam standardını sürdürebilsinler. bu olay bazı türlere hiç gitmiyor yalnız. mesela watain'in sadece disciple'larla tanıştığını öğrendim dün. hiç black metal ve trve kvlt bir tavır değil bu. yani hayran almış biletini, senin grubunun merch'ünü giyiyor, senin grubunun plağına sahip. hani m&g'den para alacak popülariteye seni taşıyan en büyük etmen burada hayranın kendisi. sen n'apıyorsun? sadece resmi fan club üyeleriyle tanışıyorsun. resmi fan club'ına nasıl üye olunuyor bunun? parayı basıyorsun, craig* amcam onaylıyor. herif amerikalı zaten, alışkın hayranları yolmaya yani. sonra da lütfedip seninle tanışıyor grup, 10 dakika falan ayırıyor en fazla. plak falan imzalıyor, hediyelerini, adaklarını*** vesaireni kabul ediyor. 10 dakika. bulunmaz hint kumaşı çünkü kendileri.

    gerçi watain disciples hakkında bundan ayrı, uzun ve bambaşka bir entry yazacaktım. goatbro kesimin nasıl aykırılıkla kendilerini izole ettiği, bu tip bir oluşumun nasıl onlara aidiyet hissini sağladığıyla ve esasen bomboş olduğuyla alakalı bir entry. ama aralarında çokça kaliteli ve değerli arkadaşlarım da var, bu şekilde hepsini aynılarmış gibi kategorize ederek durumu basite indirgemek istemedim o yüzden. onun yerine grupla tanışamamamın öfkesini buraya kusmaya karar verdim. bir ara goatbro'ların özünde aşırı alıngan insanlar olmalarıyla ilgili yazabilirim ama sanırım. ne zaman yazarım bilmiyorum. misal, cult of fire bandwagon'ına atlayıp siyah cübbelerini giyen 10 gruptan 9'u gibi bir grubu var. kendisini kırmamaya özen göstererek dürüstçe bir eleştiri getiriyorsunuz. surat yapıyor ve "evet, konsept çok rastlanır türden bir şey olabilir ama bizim için bu bir konsept değil, biz son derece ciddiyiz" falan diyor ve gün boyu şakalar espriler gırla giderken, bu kişi gecenin geri kalanında tek kelime etmiyor. böyle insanlar var. e o öbür gruplar ciddi değiller miydi? mesela sleep tight chosen one diye şarkısı olup da zamanında plastik kurukafalarla sahne alan mephorash. tipik robe&hebrew™ grubu. sırf ofermod'un malign'ın desteğini aldılar diye bayılıyorlar buna hepsi. yani etiket her şeyden önemli bunlar için ve bu durum pozculuktan öte bir şey değil. işte böylelerinin aidiyet ihtiyacını karşılamasından bahsetmiştim söz konusu oluşumun, esasen kendilerini dini inançlarıyla falan tanımlayacak kadar sığ olan kıçımın okültistlerinin aidiyet ihtiyacı.

    eskiden boş boş müzik konuşurdum, şimdi dolu dolu müzik konuşuyorum. sosyolojik tespitler falan havada uçuşuyor. hahaha neyse yani. şaka bir yana konudan çok saptığımı fark ettim. geri döneyim biraz.

    2 yıl önce gittiğim swans konserini dün gibi hatırlıyorum mesela. normalde etkinlik dahilinde meet & greet olmadığı halde michael gira 10 dakika beklememizi söyleyip 5 dakikada yanımıza gelmişti. kendisi dahil hepimiz sağırdık, bağıra çağıra iletişim kurduk fakat bir sanatçıdan gördüğüm en klas hareketti. gram ego yok adamda.

    velhasıl kaliteli sanatçı kendisini belli ediyor dediğim gibi, böyle ucuz şeylerle uğraşmıyor. ucuz derken olayın kendisi ucuz, grupla tanışmak pahalı. yoksa grupla tanışmanın pahalı olması mı ucuz bir hareket demeliydim, bilmiyorum. konuya daha fazla hakim olduğunu düşündüğüm bir arkadaşıma anlattım durumu, böyle şeylerde management karar veriyor grubun yerine dedi. grup bu durumu onaylamasa kim, niye hayranları yolup grupla tanıştırsın, haksız mıyım? madem bu kadar işin manevi ve ruhani boyutuyla ilgilenen insanlarsınız, konser sonrası çıkın tanışın hayranlarla, öyle değil mi? hali hazırda para verip resmi hayran klübüne üye olmuş "ayrıcalıklı" insanlar da hiiiç sorun etmiyor bu durumu. genel bir bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık hakim ortama. kıçımın okültistleri, sacred disciple wannabes.
  • ülkemizde pek rastlanmayan bir etkinliktir. yurt dışında daha meşhurdur, buna bağlı olarak türkiye'ye gelen bazı müzisyenlerin yaptığı görülmüştür. genelde bilet fiyatlarının 2-3 katı tutar.
hesabın var mı? giriş yap