• zeytin uzerinde sadece marka yazan tshirt ornegini vererek monogramin "bas harfler" kisitini kaldirdigi icin, bu kapsama logolari da dahil ederek, "bir tanim veya verebilecegim bir ornek" sunmak istiyorum: monogram kullanimina dair verilen ikinci ornekteki olumsuz tavira katilmiyorum. kuskusuz gri bir tisortun gogus hizasinda kocaman siyah armani yazisi cirkin bir seydir. daha da cirkin olan sey ise, o tisortu giyen kisinin karsisindakinde uyandirmak istedigi hislerle ilgili niyetidir. pazardan da alsa*, armani magazasindan da alsa, o tisortu giyen kisi tercihini estetik guzellige, kaliteye, dayanikliliga, vs. gore yapmadigina gore, bu tavri kotuleyebiliriz. ancak, bu "damgali esek" tisortunu bir kenara birakir da, ornegin kalp uzerinde minik logosu olan tisortu ele alirsak, ayni fikri savunabilir miyiz? ote yandan, ne yazisi ne de logosu olmayan bir kiyafeti, tamamen aklayabilir miyiz? ayrica, her monogramin cirkin oldugunu soyleyebilir miyiz? chanel'in ic ice gecmis c harflerinden olusan monogrami, christian dior'un c ve d'sinden yapilmis bir kolye, swatch'in +'si seklinde bir saat kadrani hava atmanin cok otesinde bir guzellige ve anlama sahip olamaz mi?

    bence oncelikle monogramin sozluk anlamini (veya tarih icinde evrimlesen anlamini) genisletmek, musteriye vaat ettigi "deger"leri dusunmek gerek. cunku esyasini bir prestij nesnesi olarak kullanan kisi, mutlaka bir yaziya (ya da kapsami genisletirsek, logoya) ihtiyac duymuyor. turkiye icin cok bilinen bir ornegi, barbour montlari dusunuyorum. bu igrenc kokulu montlarda, cikartilabilen rozet disinda, (benim bildigim kadariyla) bir yazi ya da logo yok. ama yine de, gorunusunden (ve bayiltan kokusundan), markasini taniyabiliyoruz. ingiltere'de cok alisilmis ve populer olan bu montlar, turkiye'de lise dengi tiki kiz klanlarinin uniformalarinin bir parcasi haline geldiyse, monogramin etkisini tek yonlu dusunemeyiz. ayni montun, iki tane cok farkli kullanima (ingiliz'de yilin buyuk kisminda etkili olan kotu havaya karsi koruma, turk'te lisedeki arkadaslarina zengin oldugunu duyurma) hizmet etmesi, bir monogram saplantisiyla aciklanamaz. cunku monogramin temsil ettigi seyler, kullaniciya gore degismektedir. ben de, bu yaziyi okuyan cogu kisi de, tum ilkokul hayatimiz boyunca sadece siyah onluk giydik. o siyah onluklerin ogrenciler arasindaki "zenginlik farkliliklari"ni kaldirdigini soyluyorlardi. sonra, orta okulda ve lisede, hep uniforma giydik. bizim okulda giydigimiz uniformanin da, koridorda yururken duvardaki seref tablolarinda resimlerini gordugumuz kucuk cocuklarin (bizim belki coktan olmus amcalarimizin ya da gecen tenefuste basket sahasini teslim etmek zorunda kaldigimiz abilerimizin) mirasi olan sayginlik ve disiplini temsil ettigini soylemislerdi. simdi eger liseliler barbour mont giyiyorlarsa, bunu "monogram kotudur" diye aciklamak haksizlik olur. (ayrica, liselilerin neden bu montu giydiklerini aciklama konusunda, yukardaki entrynin yazarinin benden cok cok daha basarili olacagina da eminim. kendisi bircok alanda benden daha ustun.)

    ote yandan, bir baska unlu monogram, hem de bu sefer -belki rl ya da l olmasa da- meshur logosuyla, lacoste'un timsahini dusunuyorum. lacoste birkac yil once kiyafetlerindeki timsahin boyutunu kuculttu. ama yine de, tum kiyafetlere minik timsahini koymaya devam etti. peki bu monogram, insanlarin satin alip sergileme arzusuna ne olcude yardimci oldu? lacoste'un anavatani fransa'da, bu marka orta-ust kademe yoneticilerin en cok tercih ettigi markalarin basinda gelir. bunun nedeni de, eskisi kadar cok para kazanmak icin, zorlasan pazar kosullari nedeniyle, daha cok calismak zorunda kalan yoneticinin, alisveris gibi is-disi aktivitelere eskisi kadar cok zaman ayiramamasidir. bu durumda, yillardir tanidigi, her zaman ayni fiyat araliginda satilan, her zaman ayni <caps> guvenilir </caps> kaliteyi ve gunun kosullarina uyum saglayabilen sikligi sunan lacoste'a gidip aninda bedenini soyleyerek kiyafet bile denemeden gonul rahatligiyla alisveris yapmasi, o monogramin algilanmasiyla ilgilidir. lacoste onu hayal kirikligina ugratmaz. her hafta duzenli olarak style.com'a baglanmak yerine, birkac ayda bir kez maksimum 20 dakikaligina lacoste alisverisi yapmak, zengin fransiz'in hayatinin mantikli ve pratik bir parcasidir. gorunusun onemli oldugunu kimse inkar edemez. o fransiz da, aldigi kiyafetin, kalitesinin otesinde, kendisine tartisilmayacak bir siklik kazandigindan emin olabilir. belki onun lacoste'u ne karl lagerfeld'in son kreasyonu kadar "stylish", ne de bit pazarinda satilan ikinci el kiyafet kadar "mutlu edici"dir, ama zaten kendisinin aradigi da bu degildir. cunku lacoste monogrami, kendisine bunu vaat etmez.
    ayni lacoste monogrami, turkiye'deki musteriye ne vaat eder, neyi temsil eder? hayatini isine adamis, tuketebilecegi en degerli (ve kendisinin en cok ozlemini duydugu) sey bos zaman olan fransiz musteri profili turk musteri profiline ne kadar uyar? turk gidip de timsahini hava atmak icin kullaniyorsa, bu yuzden lacoste mu, hatta daha genel dusunursek monogram kavrami mi suclanmalidir? hemen "vaaay yonjaci dallama fransiz" demek adil midir? belki de biz dallama oldugumuz icin bu kadar cabuk sinirleniyoruz.

    bu entryde surekli turklerin olumsuz uygulamalarindan bahsetmem, kendimizi kotulemek ya da fransizlari yuceltmek amacini tasimiyor. ama iscilerin haftada 35 saat calistiklari, asgari ucretle bile ev alabildikleri bir ulkede, yoneticilik yapip haftada 80 saate yakin calisan fransiz'in astronomik maasinin yaklasik yarisini sosyal devlete vermesi ve ardindan bu paranin evsizlere yardimda degil de ornegin askeri operasyonda kullanilmasi, genellikle adaletsizlik ve hileyle cok para kazanip bir de asla vergi vermeyen turk'te yaratacagindan farkli bir etki yaratiyor, buna dikkat cekmek istiyorum. insanlar "segolene royal'in cumhurbaskani olmasini istiyoruz" mesajini yalnizca chirac*'in juppe* nezdinde aciga cikan skandallarindan dolayi vermiyorlar.
    bu problemin siyasi/ahlaki yonu bir yana; tuketimle ilgili birkac teori var. bir tanesi, musterinin, birey kimligiyle, fiyati da goz onunde tutarak, memnuniyetini maksimize etmek istedigini soyluyor. bir baska teori de, alisveris surecine gruplarin etkisini vurgulayip, musterinin bir gruba dahil olmak ya da bir gruptan cikmak icin satin aldigini soyluyor. baska teoriler de var ama, sirf bu ikisini kiyaslamak bile, monogramin iyiligi veya kotulugu konusunda kesin fikre varmanin hatasini gosteriyor olabilir. eger onceki paragraftaki fransiz, deli gibi calisarak doldurdugu cebindeki parayla yilda toplam birkac hafta gidebilecegi korsika'da yazlik satin almak istiyor ve surekli yazliginin soyulmasini goze aliyorsa, ne ala. yok eger bunu istemiyorsa, o zaman mumkun oldugunuca anlamli bir monogrami, yani markali urunleri tercih etmesi yanlis midir?
    eger yanlissa, o zaman da uzak doguya gidebilir, orada muazzam taklitler var, gerceginden zor ayirirsiniz. hem first lady emine erdogan da kapalicarsi'dan 300 euroya sahte louis vuitton canta aliyor.
  • bizans'ın istanbul'da ayakta kalan tek kalesi olana poyrazköy'deki yoros kalesi'nde yakın bir geçmişte hırsızlar tarafından çalınan armaya verilen genel ad. uzmanlara göre maddi değeri olmayan ama dünyada eşi benzeri olmayan bu tarihi değer birinin bahçesini süsleyeceğe benziyor.
  • banana republic'in signature serisi.
  • çook uzunca yazılmış ama vakti olmayanlar olabilir;

    kısaca;kişi isimlerinin baş harflerinden imza niteliğinde desen yapılmasıdır.

    (bkz: monogram çanta)
  • mükemmel bir solar fields çalışması.
  • bir veya birden fazla harfin tek bir simge oluşturmak için üst üste veya yan yana getirilerek birleştirilmesidir. genellikle bir şahıs ya da şirket isminin baş harfleri birleştirilerek yapılır. amaç ayırt edilebilir bir sembol ya da logo meydana getirmektir.
  • monogram, bir veya daha fazla harfin ya da başka yazıbirimlerinin tek bir simge oluşturmak için üstüste veya yanyana birleştirildiği bir nakıştır. monogramlar genellikle bir şahsın ya da şirketin baş harflerini birleştirerek yapılır, amaç ayırt edilebilir bir sembol ya da logo meydana getirmektir.
  • (bkz: betrachtung)
  • mühür mumuyla kullanılan pirinç mühürlere inanılmaz yakışan bir tasarımdır. bizzat kendim yaptığım için biliyorum, monogramlardan daha havalı bir tarz göremedim. özellikle, monograms & ciphers adlı kitabı öneririm. vizyon genişletir insana.
  • initial gibin bişi:) başlık altında yeterince tanım yapılmış zaten.
    t: etimolojik olarak kökeni teeee antik yunan"a dayanan sözcük.
hesabın var mı? giriş yap