• varlık ile ilgili, varlığa dayanan. özellikle felsefe kitaplarında sıkça geçer "ontolojik kanıt" kurgusunda. varlığa dayalı, varklıkçı kanıt anlamına gelebilir. epistemoloji ile karşılaştırın bakalım.
  • anlaşılması için felsefe alanında kafa yormayi gerektiren bir şey..
    bir miktar copy paste ile az da olsa açıklık getirilebilr:

    ontolojik yaklaşıma göre bazı olgular fizik olarak varolmadıkları halde kollektif bir algılama ile var sayılmaktadırlar. bu şekilde var edilen ontolojik varlıklar bir evren oluşturur ve bu evrene doğal evrenden farklı olarak sosyal evren denir. örneğin bir budistin sosyal evrenindeki ontolojik varlıklar ile bir müslümanın veya bir hristiyanın ontolojik varlıkları ve bir anlamda ontolojik gerçekleri farklı olacaktır. hukuk, adalet, devlet, demokrasi, dürüstlük, disiplin, sadakat, özgürlük, zerafet, sistem, olasılık, kütle, enerji bu şekilde sayısız çoğaltılabilecek ontolojik varlıklardır. bir afrika yerlisi buşmen hanımın zerafeti algılayışı ile bir fransızın algılayışı arasında, veya bir eskimonun sadakati algılayışı ile bir siciyalının algılayışı arasında fark bulunmaktadır. bir kızılderilinin özgürlük anlayışı ile bir üniversite hocasının özgürlük anlayışları faklıdır. bu nedenle ontolojik varlıklar, onları kollektif bilinçleri ile var eden sosyal gurupların onları nasıl algıladığına aşırı bağlıdırlar. bir toplum içindeki bireyler arasındaki cinsel, etnik, dinsel, mesleksel, statüsel farklılıklar aynı olguları farklı olarak algılamalarına yol açmaktadır. belirli bir davranışa erkekler kayıtsız kalabilirken kadınları üzebilir veya bunun tersi gözlenir. askerler için disiplinsizlik olan bir olgu sanatçılara göre yaratıcılık olabilir.

    ontolojik varlıkların en yoğun gözlendiği entellktüel alan matematiktir. burada, sayılar da dahil hemen hemen bütün kavramlar ontolojik olarak var olmaktadır. bu nedenle matemakçilerin dünyayı algılayış ve yorumlayış şekilleri genelde diğer disiplinlerden farklı olmaktadır. bir matemakçi için matematik başka disiplinlere yardımcı olacak bir hesap ve analiz tekniği değil, insan aklının var ettiği bir mantık, estetik ve düzen harikasıdır
  • cine5 vardır

    önermesinin dahil olduğu bir kategori.
    (bkz: ontolojik önerme)

    (şu anda sözlükte olmayan nuri altuzer adlı yazara göre* )
  • varlık delili de denen ontolojik kanıt, allah’ın varlığını, iç-dış her türlü tecrübeyi terk ederek kanıtlama iddiasındadır ya da en genel ifadesiyle, vasıtasız bir bilinç olayının bir delil olarak formüle edilmesidir ki, bu haliyle apriori özelliklidir.
    ontoloji terimi, yunanca “onto=varlık, var olan” gibi kavramları çıkış noktası alan ve allah’ın varlığını yine allah kavramının analizinden hareketle kanıtlamaya çalışan felsefeyi anlatır. dolayısıyla tümdengelimli özelliği bulunan ontolojik delil, teolog ve filozoflarda çeşitli biçimler almıştır.

    aşağıda mahiyeti ve eleştirisi verilecek olan ontolojik kanıtın en genel anlamda dayandığı temel ilke, allah’ın tarifinden hareketle, o’nun varolduğu fikrine ulaşmak ve böylece allah’ın varlığına bir kanıt vücuda getirmektir. önce delil , çok esaslı ve genel iki felsefî düşünceye dayanır.

    a) bir şeyin düşünce halindeki varlığına ait olan her şey , o şeyin gerçek varlığına da aittir. ontolojik delili benimseyenler, allah fikri içinde zorunlu olarak, zorunlu (vâcip) bir varlık (allah) ın, varlığının bulunduğunu kabul ederler.

    b) her bakımdan daha az mükemmel olan, kendinden daha çok mükemmel olanın varlığını hatırlatır. burada da ontolojik delili savunanlar, “bu alemdeki daha az yetkin ve daha çok yetkin olan” şeyler zincirinin bize en yetkinin, daha mükemmeli düşünülemeyenin zorunlu olarak var olduğunu kabul ettirir” diye düşünürler ki, işte bu en mükemmel de allah’tır.

    görüldüğü gibi ontolojik delil, varlıktaki “en mükemmel” fikrine dayandırılmakta ve görünen alemdeki mükemmelliklerin, derece derece yükselen bir diyalektik ile bizi en mükemmele ulaştırdığı kabul edilmektedir. kısaca burada, düşünceden varlık’a ulaşılıyor, allah’ın varlığı önce var kabul ediliyor, sonra da o, gerçek varlık alanında aranıyor. buna göre, düşünce, kavram ve algılar, varlığın, var olanın kavram ve algıları oluyor. yani varlık, kavram ve algılardan önce var diye kabul edilip, varlık olmazsa düşünce ve algıların da olamayacağı ifade ediliyor. hatta bu düşünceye göre, en az gerçekliğe sahip olan hayaller bile, daha önceki gerçeklikleri –bunlar, ister olaylar ve görünüşler sahasında, ister görünmezler alanında olsun- düşünülmüş şeylere dayanır.

    leibniz’e göre, descartes’in ontolojik kanıtının esasını oluşturan, “zihnimizde a priori olarak bulunan allah tasavvuru” anlayışı, zihnimizin olabilirleri (mümkünleri) tasavvur edip düşünebildiği gibi, olamazları da tasavvur edebilme özelliği bakımından yeterli değildir. pratik örneklerle beynimiz allahı tasarladığı biçimde noel babayı,masallardaki 7 başlı ejderha ve kaf dağının ardındaki devi,kanatlı at, veya anka kuşunu, süpermen ve batman'ı da tasarlayabilmektedir. o halde bunlar da gerçekte var mıdır?

    demek ki, söz konusu olan şey olabilir veya olamaz olduğuna göre, bu anlamda “doğru ya da yanlış idealar” bulunduğu savunulabilir. o nedenle böyle bir akıl yürütme yeterli görülemez. yani bir şey üzerinde akıl yürütülünce o şeyin gerçekten de ideasına sahip olunduğu söylenemez. zira biz ancak bir şeyin olabilirliğinden emin olduktan sonra, o şeyin ideasına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

    kısaca leibniz’e göre, descartes’in delilinin bir ispat biçimi olduğu kabul edilebilir. fakat bu, mâhiyeti itibarıyla kendisi kanıtlanmaya muhtaç olan bir hakikâte dayanan eksik bir ispattır.

    sırf fikirler ve ideler üzerine dayanarak varlığa dair tam bir akıl yürütme mümkün değildir. burada descartes’in ispatı esasen bir varsayıma dayanıyor, bu da “benim zihnime tâbi olmayan değişmez mâhiyetlerin bulunduğu” düşüncesidir.

    descartes bunların, allah’ın zihnine koyduğu fikirler olduğunu söyler. leibniz ise, burada kanıtlamaya temel görevi yapan şeyin, kendisinin ispata muhtaç bulunduğunu belirtir.

    http://www.gulizk.com/konuk/delil.html
    allah’ın varlığının ispatında bir tümden gelim metodu olarak ontolojik delil (varlık delili)

    prof.dr.necip taylan
    marmara ünv. ilahiyat fak.
    din felsefesi a.b.d. öğrt. gör.
  • (bkz: gnostisizm)
  • varlık bilimi. temel sorunu varlığın ne olduğu olan felsefi disiplindir ontoloji varlık ya da varoluş ile bunların temel kategorilerinin araştırılmasıdır. varlık ve varoluş ayrımını; "varlık vardır." ve "varlık yoktur." fikirlerini tartışır.

    aristoteles'e göre ontoloji varlığın mahiyetinde varlığın bilimidir veya varlıkların incelenmesidir. ontoloji hangi varlık kategorilerinin daha temel olduğunu belirlemekle uğraşır ve bu kategorilerdekilerden hangilerinin var olduğunun söylenebileceğini sorar.

    değişik filozoflar temel varlık kategorileri için değişik listeler yapmışlardır. ontolojinin temel sorunlarından biri "temel varlık kategorileri nelerdir?" sorusudur.

    ontolojik sorulara bazı örnekler: 1 varlık nedir? 2 varoluş nedir? 3 fiziksel nesneler nelerdir? 4 bir fiziksel nesnenin var olduğu söylemini kanıtlamak mümkün müdür? 5 bir nesnenin özellikleri veya ilişkileri nedir ve bunlar nesneyle nasıl ilişkilidir? 6 var oluş bir özellik midir? 7 bir nesne ne zaman yok olur, ne zaman değişir?...
  • ne zaman telaffuz etsem attıracakmışım gibi hissettiğim kelime. o derece orgazmik.
  • chp'nin sahip olduğu sorunmuş başbakana göre.
hesabın var mı? giriş yap