• virgül dergisinin genel yayın yönetmeni.
  • todorovun metisten cikan poetikaya girisine de onsoz yazmistir.
  • "daha çok yazsa", "daha sık yazsa" dediğimiz, leziz eleştirmen.
  • kara kitap eleştirisi için (bkz: aynadaki kitap kitaptaki ayna)
  • türkçe'ye "deneyim" sözcüğünün girişini araştıran ilk kişidir; bu yazısıyla, "ömürümüze ömür" katmıştır.
  • "kaptırılmış ideal: mai ve siyah üzerine psikanalitik deneme"` : toplum ve bilim no,70adlı makalesiyle batılaşma sürecini,mai ve siyah` romanının psikanalitik okuması üzerinden ideal-süperego çatışması olarak okumuş gerçek bir eleştirmen ve entellektüeldir.
    koçak, batılılaşma sürecini sadece fikirlerin rekabeti, çatışması olarak okumanın yetersiz olduğunu, doğu-batı probleminin aynı zamanda batılılaşmak isteyen bir "ben/biz" ile kendisini model aldığımız öteki[avrupa'dan]den oluştuğunu dolayısıyla modernleşme sürecini anlamak, kavramak, açıklamakta psikanalizin kavramlarının işe koşulabileceği düşüncesinden hareketle bunun yollarının, imkanlarının peşinde olmuştur. üstelik bir başka yazısında değindiği "psikanalizin kavramlarının bir trenin vagonları gibi ard arda geldiğini" bilmenin gerektirdiği ihtiyatı da elden bırakmaz. bir başka deyişle modernleşme sürecinin faillerinin, ona maruz kalanların zihinsel konumlarının da üzerinde durulmasının elzem olduğunu söylemiştir, göstermiştir.
    koçak, osmanlı ve cumhuriyet modernleşmesini ele alan, ya da onlara değen yazılarında "gecikmişlik" olgusu merkezi bir temadır denilebilir. bu olgunun yarattığı toplumsal ve kişisel etkileri, içerikleri anlamak, kavramak, açıklamak çabası onun neredeyse yeni bir terminolojiyle ise girişmesine yolaçar ki, örneğin batılılaşmayı "gecikmişliğin kabullenmesi", bu yoldaki çabaları ise "kapılmaya dönüşen bir kayma" gibi kavramlarla ifade eder.

    batının, hem benzemeye çalıştığımız bir ideal model hem de hain emeller besleyen rakip bir korku kaynağı olması sürecinin bizi getirip bıraktığı yer olarak da, "tedirginliğin çözülmesine imkan vermeyen bir mutsuz bilinç hali" olduğunu söyler.
    sözü edilen makaleden su alıntı örneğin:
    " milli mücadele'nin önder ve kadroları, kendi iç dünyalarında da temsil edilen, o iç dünyanın bir yönünü oluşturan bir 'düşmana' karşı, başka bir deyişle kendilerine karşı mücadele ediyorlardır"

    koçak bir başka makalesinde [*] bu batılaşma sürecinin faillerinin ve ona maruz kalanların nasıl bir zihinsel, içsel zorlamaya kendilerini uğrattıklarını örnek verir:
    türk beşleri'nin toplanılmış halk armonilerinden oluşan -milli musikisi- müziğinin dinleyenlerde bir beğeni yaratabilmesi için, batı klasik müziği hakkında bilgi sahibi olmakla onu beğenmenin öncel olduğunu, bu ilksel beğeni ve bilginin türk beşleri'nin müziğinden zevk alabilmek, beğenmek için ötelenmesi gerektiğini söyler. yani daha baştan bir kalite farkı buradakini beğenme durumunu içten içe zorlama kılıyordur. bunun önlemenin yolu batıdaki klasik müziğe bir çeşit beğeni, zevk gümrüğü uygulamak olduğunu söyler.

    [*]orhan koçak, "1920'lerden 1970'lere kültür politikaları", modern türkiye'de siyasi düşünce kemalizm cildi, s. 370-418
  • türk edebiyatının oyunbozanı oğuz atay sempozyumu nun ikinci gününde murat belge ve jale parla'yla birlikte konuşmacı olacağı oturuma gelmemiş, ama bildirisini yollamıştır. bildirisini mahmut temizyürek "seslendirmiştir". çok da güzel, belki de orhan koçak'ın yapabileceğinden daha da güzel seslendirmiştir. mutluyuz biz.
  • yeniyazı dergisinin 6. sayısında çerçeve konuğu olacak, kendisiyle röportaj yapılacakmış.
hesabın var mı? giriş yap