• bektaşilerde sırrına sahip ve güçlü olması için dedenin, yeni doğan çocuğa ad verdikten sonra parmağını götürüp aldığı nemi çocuğun ağzına sürmesi.
  • hocaların, üfürükçülerin de yaptığı bir şeydir. parpilamak diye türkçe karakter özürlü başlığı da var.

    burada hastalığı, derdi olan kişinin sorun olan yerine dualar okumak, bazı büyüsel uygulamalar yapmak, nihayetinde okunmuş olarak, nefesi vurgulayacak şekilde ve şefkatle (nasıl oluyorsa) tükürmek eylemidir. ağız ve nem deyince aynı kökten geldiğini anladım. değişime uğramış, yozlaşmış denebilecek bir türev benim duyduğum, bildiğim demek ki. annemin özel alanı "böyü parpılamak"tır. kara böyü ısırığı ateş gibi yakar, kaşındırırmış, çok ağuluymuş. bunun parpılanması durumdan dakikalar içinde kurtarabilir.

    tükürmek iki çağrışım yapıyor, bir kendi ruhunu, ruhunun bir parçasını tükürükle karşısındakine eklemek, aşılamak. iki, kötü ruhu, sorunu-derdi dişiyle, çenesiyle evirip çevirmek ve temsilen dışarı atmak, tehlikesizleştirmek. tükürüğün kutsal sıvı olma niteliği var, ve ruhunu paylaşmayla da başa dönüyor olabilir.

    bizim anamız birkaç tür parpılama öğrenmiş. böcek sokmasına, yılan, böyü sokmasına karşı. hatta yılan sokmasına karşı bir başka kadından parayla satın almış parpıyı. parpı dediği şey, suya, nerdeğe dualar okur. üfler*, ama o tükürmez, hafifçe dönüştürmüş. çoğu yaşlı parpıyı tükürerek yapar, surata tükürmeler falan, anam hiç tükürmez. o halen terme/temriye parpılaması bilmiyormuş.

    yanılmıyorsam dini bütün bir virüsle oluştuğundan siğile basit dualar yarayabildiği gibi parpılamak da yarıyor olsa gerek.

    (bkz: halk hekimliği)
    (bkz: parpıcı), parpı, parpu
    (bkz: kutsal sıvı/@ibisile)
    (bkz: el almak), el vermek/@ibisile, ocaklı
    (bkz: kurt ağzı bağlama duası)
  • azarlamak, kızmak, kibarca karşıdakine dersini vermek.
  • hititler'de hem büyü hem de gerçekçilik taşıyan bir çeşit sağaltma yani sağlığına kavuşturma, iyileştirme yöntemi.

    genelde hastanın vücudunun kesilerek, çizilerek ya da dağlayarak yapılırdı. türkler'in de kullandığı bu yöntem yaralı bölgeye sebze, meyve veya bitkinin tatbikiyle yapılır. hititler'de ekmekle yapıldığı da bilinir.
  • azarlamak anlamına gelen kelime.

    bir gün annem bu kelimeyi kullanmıştı.daha önce hiç duymadığım ve fonetiği hoşuma gitmeyen bu kelimeyi kullandığı için anneme çıkıştım. ona ne biçim konuşuyorsun öyle bir kelime yok,sen uydurdun demiştim.meğerse gerçekten varmış.

    sorry ma..
  • bir de pörpülemek var; ateşte çevirmek, hafif kızartmak anlamında. ilk kez duyduğumda bana da tuhaf gelmişti. belki ikisi aynı köktendir. yansıma sözcükler sanki.
  • közlemek.

    patlıcan parpılamak, biber parpılamak gibi.
hesabın var mı? giriş yap