• elden gecirmecilik. ayrica bir sol fraksiyon, damardan solcular arasinda hos gozle bakilmaz.
  • révisionnisme. fransızca « réviser » (gözden geçirmek) ten türemis isim.

    ilk olarak victor hugo kullanmıs bu terimi, 17 haziran 1851’de, fransız meclis’inde (« assemblée nationale ») anayasa degisikligi hakkındaki bir konusmasında. daha sonra bu deyim resmiyet kazanmıs, 1872’de toplanan kurucu meclisin resmi adı « assemblée révisionniste » olmus. 1875’den sonra da 1872 anayasasını degistirmek isteyenler kendilerini « révisionnistes » diye adlandirmislar.

    20. yy’ın ilk üç çeyregindeki kullanımı bizim kulagımızın da alısık oldugu kullanım ; sol ideolojilerle ilgili. örnegin isçi sınıfı diktatörlügü ve iktidarın silahlı bir ayaklanma ile ele geçirilmesi ilkelerinin bir yana birakilmasi leninizmle bagdasır mi, yoksa revizyonizm midir vs. gibi tartısmalar çerçevesinde. bu dönemde bir çesit « günah » sayılmıs revizyonizm.

    20. yy’in dördüncü çeyreginden bu yana kullanımı ise iç politika, anayasa ya da tırnak içinde günahtan çok bir insanlik sucuna tekabül ediyor maalesef. nazi toplama ve imha kamplarının varlıgını inkar etmeye, bu sekilde de nazizmi ve türevlerini bir insanlik suçu olmaktan çıkarıp milliyetçi ideoloji seviyesine terfi ettirmeye yönelik bir ugrası. almanya’da ve fransa’da ciddi ciddi bu islerle ugrasan gruplar, partiler, hatta « bilimsel » akımlar var. yahudi düsmanlıgının daha ziyade dini bir sorun oldugu, yahudilerin düzenli olarak imhası suçuna bulasılmayan ülkemizde ise (bundan gurur duyabiliriz haklı olarak, fransız polisi nazilerle birlikle harıl harıl yahudi avını sürdürken 1942-1943 fransa’sında, oradaki türk konsoloslukları, türkiye’den göç etmis olsun olmasın, yahudilere türk pasaportu vermeye çalısıyordu fransa’dan çıkmalarını saglamak için) revizyonizm de ithal bir ideoloji olarak kendisini gösterebilir. korkarım gösteriyor da...
  • modern anlamıyla revizyonizm, şekli ne kadar "nazik", "görgü kuralları"na, hatta "sözlük formatı"na uygun olursa olsun, sadece nazi toplama ve imha kamplarında yok edilenlere, onların anısına değil, tüm insanlığa hakarettir.
  • bernstein tarafından oluşturulmuş siyasi kuram. birinci enternasyonalde bernstein'ın verdiği ayarlar neticesinde sürüklenilen ve enternasyonalin dağılmasına yol açan çözümsüzlük nedeniyle marxistler tarafından çoğu yerde lanetlenir.
  • (bkz: negasyonizm)
  • hule, marksist teori ya da marksist pratikle ile ilgili birtakım tez veya ilkeleri tartı$ma veya ele$tiri konusu yapma tutumu.
  • sovyetler birligi komunist partisinin 20. kongresinde ozellikle kruscev'in sunus raporu ve ideolojik sorunlar sorumlusu suslovun konusmasinda vurgulanan baris icinde birlikte yasama tezi, kapitalizmden sosyalizme gecisin mutlaka ic savas yolunu izleyecegi gorusunun bu kongrede terkedilerek ve "simdi savaslar yazgi degildir" denilerek sosyalizme bariscil gecis yollarinin da olabileceginin kabul edilmesi, kisiye tapinma kulturune ve sonuclarina yonelik elestiriler ve 20. kongreden sonra iyice mesruiyet kazanan stalin elestirileri ve hatta tum kotuluklerin staline yuklenmesi gibi nedenlerle ozellikle maocularin 1956 yilindan sonra sovyetlerin sosyalist ilkelerden saparak girdiklerini soyledikleri yol.
  • proleteryanın ihtilal yolunu bırakarak burjuva liberal demokrasinin kurallarını kabul etmesi ve uzun dönemli reformlar sonucu sömürünün ortadan kalkması seklinde aciklanabilecek gorustur.

    revizyonizmin, gunumuz siyasi hayatina yansimasi, mevcut secim sistemini onaylamak suretiyle demokrasi oyunu oynamaktır. bu kazanimlar olmayacak demek degildir fakat, dogru yok bu degildir. gunumuz revizyonist hareketlerin, olmazsa olmazlari, ab projesini ve entegrasyonculugu savunmak, mucadeleyi farkli alanlara yaymak suretiyle (cevre-kadin-escinsel-hayvan-vs) isin ozunu sulandirmaktir.
  • yada burda kullanilan anlamiyla "modern revizyonizm"!
    simdi efendim mülk sahibi egemen siniflarla, o mülkün olusturulmasinin temel bileseni olan ama bir halta sahip olamayan ezilen siniflar arasindaki mücadeleye sinif savasi deniliyor. bu savas söyle yada böyle insanligin "medeniyet" denilen evresine girdiginden beri kah alevlenerek kah alttan alta süzülerek günümüze kadar geldi. yani bu mücadele bilinen insanlik tarihi kadar eski.
    bu kavga hala nihai bir cözüme ulasamadigindan dolayi, modern zamanlarda bir sekilde sömürülenlerin safindan bulasan ama artik inancini yitirmis, umudu kalmamis ya da yorulmus unsurlarda hic eksik olmazlar. bunlardan bir kismi efendice kenara cekilirler. bir kismi eski davasini nakite cevirecek kadar kivrak zekalidirlar, ilk firsatta karsi tarafa hizmet etmeye baslarlar. ama bir kisminin derdi ise hem bakire kalmaktir hemde cocuk dogurmaktir amiyane tabirle.

    ya da söyle deneyelim; ezilenlere var olan kosullari kabul etmelerini telkin etmek icin burjuvazinin elinde binbir arac vardir. mesela cennet vatanimizda bu isi tarikatlasmis-politiklesmis islam dini cok güzel yerine getirmektedir.sinif bilincinin daha yüksek ve mücadele deneyimlerinin daha keskin oldugu zaman ve cografyalarda ise revizyonizm dedigimiz akim sahneye cikar. aslinda temel olarak iki yönteme basvurur marksist ve isci hareketindeki revizyonizm:

    - bütün kosul ve araclarin derin degisimlere ugradigi zamanlarda bile ezilenlere hic bir seyin degismedigini söyler.

    - yada eski slogan, mücadele arac ve bicimlerinin artik kosullara uymadigini cünkü herseyin degismekte oldugunu zirvalar durur.

    birincisine örnek olarak lenin e karsi karl kautskyi verebiliriz, emperyalizm caginda devriminin düsmani haline gelmesinin sebebi, cagi "anlamamasidir".
    ikincisine ise artik duydugum zaman mide agrilari veren "küresellesme" retorigini örnek verebilirim. kardesim bir emperyalizm vardi, ne oldu ona? uluslararasi paylasim mi degisti, isbölümü mü kalkti? savas ve isgaller mi son buldu?
    degisen bir bok yok, sadece bir pazarlama mucizesi ile karsi karsiyayiz.
    iste revizyonizm boku bonbon olarak satabilme sanatidir!
hesabın var mı? giriş yap