• nesnelerin ozelliklerini belirtmeye yardimci kelime veya kelime gruplarina verilen isim.. ornek: "kirmizi eldiven" tamlamasinda kirmizi bir sifattir ve eldiven'in renginin kirmizi oldugunu gosterir..
  • farsça surat, ya da vasıf.
  • isimleri niteleyen sözcüklere sıfat denir.
  • önad'ın farsçası
  • (bkz: döşek)
  • imam olabilmek için ilkokul diploması getirildiği yıllarda ,buna ihtiyacı olan bir imam,dışardan sınava girmek için bir köy ilkokuluna başvurur.sözlü sınav yapılacaktır.öğretmeni tanımaktadır.türkçe sınavında öğretmene "biraz kolay sor" der.

    öğretmen - (ali camı kırdı) cümlesinde özne kimdir ?
    imam - hay o ali'nin canı çıkmasın.sen üzülme hoca,ben camı taktırırım.
    öğretmen - sıfat nedir ?
    imam - hay allah senden razı olsun.kolay sordun.(elleriyle yüzünü yukardan aşağı sıvazlıyarak) ahan sıfat...der.

    diploma aldı mı bilmiyorum...

    bu olayı hüsamettin subaşı'ından dinlemiştim.
  • insanların sık sık dışkı* bırakmak için kullandıkları kelimecik.
    (bkz: sıfatına sıçayım)
  • insanların yeryüzündeki olguları karşılaştırmak için kullandıkları, tek başlarına hiçbir anlam ihtiva etmeyen kelime grubu. karşılaştırma yoksa sıfat da yoktur.
  • yüz, görünüm
  • sözlük formatına uydurma aparatı. zincirleme olanı en makbulü. zarflar da aynı gruptandır. sen de futbol maçı, ben diyim siyasetçi, o desin herhangi bir siyasi vukuat, şu desin magazin güzeli.. yapıştır duruma göre sıfatı, zarfı, sonlandır cümleyi özne, fiil veya neyse başlık.. oldu sana sözlük formatına uygun.. denemesi bedava
hesabın var mı? giriş yap