• gercekci bi organizasyon yapan herkesin olmasi gereken
  • 60'larda istanbul'da faaliyet göstermeye çalışmış, kırsalda jandarmaya yakalanıp bir güzel dayak yiyince sıpa gibi dağılmış bir grup müzeyyen senar fanatiğinin oluşturduğu külte mensup birey.
    hepsi hepsi dokuz kişi olan bu embesiller, frapan sahne kostümleriyle yazılama yapmayı denemiş, muhtelif gazinoyu basıp assolist tartaklamış, eyüp sabri tuncer kolonyasıyla molotof kokteyli hazırlayıp karakolda kepaze olmuşlardır.
    örgüt üyelerinin hepsi çocuklarına müzeyyen ismi koymuş, erkek evlat babaları her daim mutsuz yaşamıştır.
  • (bkz: bulent oran)
    (bkz: safa onal)
    (bkz: erdogan tunas)
  • diyalog ve karekterlerin aslinda kendileri tarafindan yazildigi unutulan,surekli olarak rolu canlandiran oyuncuya aitmis gibi filmdeki queto ve sozlerinin hakki yenilen kisiler.sizofreni midir,yoksa populer olana yonelme midir nedir filmdeki karekterleride oyuncuyla ozdeslestirme ve onun sozleri ya da kendisi zannetme olayi senaristlerin en cok sikayetci oldugu seyler olmali.en temizi senaryonu yazip,kendi filmini yonetmektir herhalde.
    ozellikle filmlerde gecen unutulmaz diyalog yada quetolari filmin senaristin basliginin altinda degilde oyuncularin ya da karekterlerin basliginda gorunce boyle bi cikarim yapmak dogru gibime geliyo.
  • metin yazarından çok daha farklı belkide çok daha zor olan bölümü gerçekleştirir. her sahnede, kameranın konumunu, hangi açıdan çekileceğini, sabit yada hareketli metodları, fon müzigi, sahnenin ambiyansı(sis, rüzgar, ışık vs), oyuncuların yapacağı mimiklere kadar belirler, görsel eserin verdiği mesajın anlamını yükler. değer katar.

    tek başına sözler bişi ifade edemiyorken, bir fon müzigi belki kameranın çekim açısı ve tarzı, sözlerin anlamı güçlenir. etkileyiciliği arttırır. senarist işini iyi yapar ise kötü bir diyalog bile çok etkileyici bir sahneye dönüşebilir. ya da tam tersi. eserin en can alıcı replikleri veriliyor iken senarist işini layıkı ile yapamamış ise replikleri etkileyicilikleri kaybolur. eser değerinden kaybeder. örnek vermek gerekirse, senaryoda şu şekilde bölümler olabilir;

    arka plan; gece çekimi, ışık az, yüzler karanlık. bol ve hareketli sis, sisi yaran sokak lambası ışığı. bir çok parçayı uçuşturan rüzgar ve uğultusu. uzaklardan gelen araç sesleri.

    kamera; üç açı. iki aktüel, bir sabit. sabit olan diyalog çiftini tepelerinden görüntüler. aktuel olanlardan biri sokak lambasından çifte doğru alçalarak ilerler. diğeri, çiftler yürümeye başladığında, sokağın sonundan, karşıdan sislerin içinden hızla ilerler ve vurucu sözü söyleyen karaktere zoom yapar. iki saniye sabit kalır.

    diyalog; kız heyecanlıdır. sık sık başını öne eğerek burnuna dokunur. tonlaması donuk ve isteksizdir. erkek sinirlidir. repliklerini sert el-kol hareketleriyle bitirir. vurucu söz sırasında gözleri büyür, kaşlarını kaldırır.

    sonuç olarak, bu tür eserlerin kurgusu oldukça zordur. sanıldığı gibi senaryo sadece repliklerden oluşmaz. bir çok ince detayı da içerir. 10 saniyelik bir sahne, senaryo üzerinde 10 sayfayı bulabilir.
  • senarizm yanda$i..
  • bazı kültürlerde günahkeçisi anlamına gelir. (bkz: türk kültürü)
  • gariptir ki, türkiye dizi piyasasında çoğunlukla vasıf, yetenek, bilgi veya ilgiden ziyade şans ve özellikle de tanıdık vesilesiyle sahip olunan, durumun sonuçlarının da her gün ve gece sürekli olarak izlendiği sıfat..
hesabın var mı? giriş yap