sığınak ^*

• kadikoyde
  bi hanin teras katinda bulunan
  kucucuk ficicik ici dolu guzel insancik $ekli bi cafe
  gun batimi super izleniyo bi koshesinden
• savasta, depremde, selde, afette, felakette:
  siginilmasi icin onceden her sey normalken hazirlanmis, bir kisim insani, bir sure idare edicek malzemeleri hazir edilmis mekan..
• bir turlu bulamadigim yerini kesfedemedigim bir tribal mekan idi burasi.mendirek genci, moda iskelesi genci takilirdi genelde.
• kısın soguktan, yazın sıcaktan cekilmez olan, ama yine de hos anılara ev sahipligi yapan kucuk cafe.
• bu mekana sabah ya da oglen vakitleri kimsecikler yokken tek ba$ina gidip, deniz manzarasiyla sakin bir muzik esliginde kitap okumak da ho$ bir keyif olabiliyor. (bkz: asosyal mekanlari)
• the hole isimli filminde ki olaylarin gectigi mekan.
• sığınmak işlemini beraber yapmak manasında da kullanılır.
  "de hade şu ıssız kulübeye sığınak" şeklinde cümle içinde kullanabilirik.
• duvarlar istemezken yaratılan ve istenilen duvar^*.
• (bkz: kucak), (bkz: aya).
• ahmet oktay $iiri.
  
  "kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu
  sana dokununca mı denizleniyor masa
  senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan
  sıkıntımın ormanında?
  
  üç beş günümüz var şuracığında
  nice oyuncağımızı kırdılar
  biz de güzel çocuklardık bahçelerde
  sularda alabalık
  
  azla avunmaya alıştık
  ne yapalım paramız yoksa
  şarabımız bitince yağmura çıkarız
  kim güzelleşmiyor öpüşünce."