• ahmed sencer olarak da bilinen 1097-1118 tarihleri arası horasan selçuklu sultanı, 1118-1157 döneminde "büyük selçuklu devleti" sultanı. melikşah'ın ölümüyle başlayan anarşi ortamında büyük selçuklu devleti melikşah'ın varisleri arasında üçe bölünmüş, sultan sencer de horasan selçuklu devleti'nin başına geçmiştir. varislerle giriştiği çeşitli mücadelelerden sonra 1118 yılında mutlak hakimiyeti sağlayarak üç ayrı devleti tekrar "büyük selçuklu devleti" çatısı altında toplamayı başarmış, öldüğü 1157 yılına kadar büyük selçuklu devleti sultanı olmuştur. türbesi merv şehrindedir.
  • selçuklu sultanı.

    sencer b. melikşah b. alp arslan b. davud b. mikail b. selçuk

    kıvameddin burslan'ın "ırak ve horasan selçukluları tarihi" adıyla tercümesini yaptığı kaynak eserin sultan sencer zamanındaki olaylar ile ilgili bahsettikleri:

    "sencer guzlar elinden kurtulduktan sonra 26 nisan 1157'de pazartesi günü vefat etti. doğumu ise, sincar açığında ocak/şubat 1079'da bir cuma günü olmuştu. kardeşi berkyaruk bunu 490 senesinde (1096/97) horasan vilayetine tayin etmişti."

    sencer'in horasan vilayetine tayini mevzusuna giriş:

    melikşah ölünce kardeşi arslan argun merv, belh, tirmiz gibi horasan yörelerinde hakimiyet kazandı. bunun ardından yeğeni sultan berkyaruk'dan horasan'daki egemenliğini tanımasını istedi. berkyaruk, amcasının bu teklifini kısa bir süre kabul etmiş gibi görünse de çok geçmeden onunla savaşmayı seçti. diğer amcası böri bars'ı ona karşı gönderdi. böri bars, selçuklu ordusunun horasan birliğinin kendisine katılmasının da etkisiyle kardeşi arslan argun'u mağlup etti ve onun yerini aldı. lakin arslan argun vazgeçmeyecekti. horasan hakimiyeti için iki kardeş bir kez daha kapıştılar. bu sefer kazanan arslan argun oldu. böri bars ise kardeşinin eline esir düştü ve çok geçmeden boğulmak suretiyle öldürüldü. bir ipte iki cambaz oynamaz ilkesi, kandan ibaret bulunan kardeşliği acımadan yok etmişti. ancak bu olaydan sonra arslan argun da pek yaşamadı. 26 yaşında? (bu tartışılır) en güvendiği kölesi tarafından merv'de öldürüldü.

    sultan berkyaruk, amcası arslan argun'un horasan'daki yengisini ve istilasını öğrenince, kardeşi ebulharis sencer'i horasan'a tayin etti. daha sonra arslan argun'un ölüm haberini öğrense de sencer'in horasan vilayetine tayininden vazgeçmedi ve onunla beraber horasan'a gitti ve bütün yöreyi hükmü altına aldı. böylece sencer'in horasan melikliği başladı. ilk aşamada kuvveti, etkisi azdı. sonra sultan berkyaruk'un, büyük selçuklu tahtı için kardeşi muhammed tapar ile uzun süreli mücadele sürecinde kuvvet buldu. öyle ki sözü geçen bu taht mücadelesinde ana bir, baba bir kardeşi muhammed tapar'ın safında baba tarafından kardeşi olan berkyaruk'a karşı savaşa girdi.

    ...
  • uzun süre merv melikliği yapan sencer, kardeşleri muhammed tapar ve berkyaruk'un kısa süren saltanatları sonrasında 1118'de tahta oturdu.
    ikinci imparatorluk dönemi olarak adlandırılan ahmet sencer döneminin çöküş başlangıcı olan olay, 9 eylül 1141 tarihinde gerçekleşen katvan savaşı'dır. selçuklular, karahitaylılar'a kaybetseler de ertesi sene biraz olsa toparlandılar.
    ama sencer'in sonu bundan farklı değildi, vergi toplamak ve yola getirmek için üzerine sefer yaptığı bir oğuz aşireti tarafından inanılamaz şekilde esir alındı. koca selçuklu imparatoru, basit bir aşiret tarafından şehir şehir gezdirildi. 1157'de merv'de vefat etti. türbesi de merv şehrindedir.
    (bkz: sultan sencer türbesi)

    vefatından sonra büyük selçuklu tahtına varis kimse çıkmadı, imparatorluk küçük melikliklere bölünmüş oldu.
  • oğuzlar önceleri seyhun ve ceyhun nehirleri arasında, yani özbekistan'da takılıyorlar. moğollar oradan çık deyince adamlar şimdiki mezar-ı şerif, yani belh şehrine geliyorlar. hani raşit dostum'un memleketi. selçuklu ile gurlar arasındaki bir savaşta ikili oynayınca belh valisi buradan çıkın diyor. oğuzlar aman diliyor. vergiyi arttıralım anlaşalım ne istiyorsanız verelim diyorlar. belh valisi kabul etmeyince belh valisini haşat ediyorlar. sonra sencer geliyor. sencer'e de aman diliyorlar. gümüş verelim, 100 tane köle verelim bizi bırak diyorlar. sencer kabul etmeyince bir pusu ile sencer'i yeniyorlar.

    işin ilginci buradan sonra başlıyor. ben sencer'i kafese kapatıp, sencer'i böyle yendik diye gezdiriyorlar sanıyordum. işin aslı öyle değilmiş. oğuzlar kendi aralarından lider seçemedikleri için - çünkü bir boydan lider seçilse diğer boylar yamuk yapacak, birlik beraberlik bozulacak - sencer'e diyorlar ki sen sultanımız olmaya devam et. ama kaçmasın diye de adamı kafese kapatıyorlar. o sırada da tabi biraz tus(meşhed sanırım) ve nişapur kentlerini bir güzel yağmalıyorlar. sonrasını bilmiyorum.

    kaynak: doğan avcıoğlu - türklerin tarihi

    ulan şaşırıyorum bu türk milleti yine iyi gelmiş bu günlere diyorum. hani bazen diyorlar ya "türkler niye geri kaldı" diye. arkadaş açın bir bakın google map'ten seyhun ve ceyhun nehirleri arasına. ulan bildiğin çöl ya. ne geri kalması ne ileri gitmesi... çölde yaşıyormuş ya insanlar. anca nehirlerin etrafında 3 gıdım yeşillik alan var o kadar. lan ağaç yok ağaç. ne gelişmesi ya. ona da hıtaylar izin vermemiş. adamlar 100 yıl, 200 yıl sikko bir coğrafyada yaşıyor ona da hıtaylar çıkın gidin diyor. valla bu adamlar o koşullardan bu günlere çok iyi gelmişler bence. bir de etrüsklere latinlere bakıyorsun. adamlar italya yarım adasına gidiyor. yemyeşil mis gibi yer. orada 1000 yıl öyle kendi hallerinde takılıyorlar. rahatsız eden yok, karışan yok. ağaç var, balık var, tarım var. o 1000 yıldan sonra roma'yı kuruyorlar. yani şartlar bu kadar eşitsizken türkler neden bilimde geri kaldı diye sormak abes. ne geri kalması ya. ağaç yok ağaç ev yapacak.

    abartıyorum ama adamlar hayatlarında "tahta" görmemiş. ilk kez muhtemelen kuzey iran'ı ele geçirdiklerinde tahta görmüşlerdir.
hesabın var mı? giriş yap