• süperman serilerinin en fecisi, aman diyim. seyretmeye başlamadan önce iki kere düşünmek lazım.
  • oyuncular aynı, mekanlar aynı, filmi gerçekleştirmek için kullanılan teknoloji seviyesi bile aynı(bkz: uzayda rüzgarla dalgalanan pelerin). ancak, uça kaça, vura kıra çok fazla kurgusal yenilikler getiremeyeceğinizden olsa gerek, ve az fazla olanları 1., 2., 3. bölümlerde gösterilmiş olduğundan olsa gerek, "olmamış" dedirten film. superman in bakışlarıyla duvar örmek, elinden çıkan ışınla insanları kaldırmak indirmek gibi yeni özellikleri abartının dozunu tepelere çıkarmış; nükleer adamın "oargh, böargh" dan başka repliğinin olmaması, yüzünde sadece ve sadece "canavarım ben canavar" bakışı olması ise, filmin 1/3 den fazla bir kısmının onunla geçiyor olmasından ötürü filmi fazlaca tekdüze yapmış(bkz: ben kötünün entellektüel olanını severim). en marjinal aksiyon filmlerini bile beğenir olsanız da, "kötü denilenlerin içinde iyi bir taraf bulurum, aykırıyım ben" şeklinde dolaşsanız da, hiçbir şekilde izlemeyin.
  • zaman içinde biraz geriye, çocukluğuma, o seksenli yılların dayanılmaz hafifliğine ve pazar sabahı sinemalarına olan daüssılaya binaen yeniden izlediğim filmdir.

    en baştan açık ve net ifade edeyim ki, pişman oldum. keşke superman 1,2 ya da 3'ü izleseymişim dedim içimden. bu arada superman 4'ü tercih etmemde ki en büyük sebebi söylemeden edemicem. serinin son filmi olmasından ötürü, teknik olarak diğerlerinden daha ileride olduğunu düşünmüştüm. geçmişe yaptığım bu yolculukta içimdeki çocuğun yanı sıra bir parça da kendimi düşünmüştüm. nihayetinde içimdeki çocuğun mutlu olduğunu söyleyebilirim belki ama ben filmin sonunu zor getirdim.

    tam hatırlamıyorum, belki teknik olarak gerçekten diğerlerinden çok ötede bir filmdir ama sanmıyorum ki diğer filmler bu kadar saçmalığı bir arada barındırsın.

    mesela;

    1- gözlerinden çıkan ışık ile çin seddinin duvarlarını tekrar örmesi. tamam sen yine ör ama, o pirketler nerden çıktı anlamadım. kötü adam duvarı yıkmış ve pirketleri de çoktan kırmıştı oysa.*
    2- sonra, ayın yüzeyindeyken, kötü adamın superman'in kafasına vurmak üzere yerden aldığı krater parçasını kaldırırken sarfettiği efor. bi kere sen super guclusun, ayrıca bulundugun ortamda onu içimdeki çocuk bile kaldırır.
    3- yine ayın yüzeyinde, kötü adamın superman'i kuma gömmesinden bir süre sonra superman kumdan çıkarken nefes nefese olması. oysa filmin başında uzayda kaza geçiren rus astronota öğüt verirken gayet superman gibi davranıyordu. (psikolojik etkilenmiş olmalı*)
    4- kötü adamın gazeteci hatunu uzaya çıkarması... hadi atmosferden çıkarken pelerinine sardın ettin, korudun kızı. peki uzayda nasıl nefes almasını bekliyon? gerçi kız da adamdan öyle korkmuş, canının derdine öyle bir düşmüş ki, yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla, uzayda nefessizlikten ölmek dert ettiği son şeydi.
    5- say say bitmez abi...
    6- the end
  • christopher reeve li efsane superman serisinin son filmi.bütün ağır eleştirilere rağmen diğer üç filmin yanında arşivdeki yerini alması gereken tam adı superman iv the quest for peace olarak geçen nostaljik seyirlik.
  • kendisinden yillar sonra superman returns'u bekledigimiz bu gunlerde heyecanla animsadigim film. tum elestirilere ragmen guzeldi; ve superman returns de tum elestirilere ragmen guzel olacak.
  • south park'ın pinkeye bölümünde açılış sahnesine göndermede bulunulan filmdir.
  • serinin uzun süre bitkisel hayata girmesine sebep olmuş facia ötesi film. lex luthor geri döner, yanına da geri zekalı yeğenini alır. olaylar gelişir diyecem ama gelişen hiçbir şey olmaz. hele superman'in uçma sahnelerine hiçbir şey demiyorum. yıllar geçtikçe teknolojinin gelişmesini beklerken yönetmen gider 30şu yıllardaki teknolojiyi tercih eder. aman diyim uzak durulası bir filmdir bu. hakkını verelim clark ve superman'in kızlarla buluştuğu sahnelerdeki yaratıcılık güzeldi.
  • sinemalarda gösterilen versiyonuyla (90 dk) orijinali (136 dk) arasında hemen hemen 50 dakika (elli lan elli!) fark olan film. var mı lan böyle bir şey? 50 dakikası olmayan film ne demektir lan?!

    (şu demektir: her şey alelacele gelişir ve seyirci hiçbir halt anlamaz. hem de hiçbir şey! 90 dk'lık versiyonda filmin en kritik noktası atılmıştır mesela: nükleer adamın, daily planet'ın yeni patronunun kızıyla ne alıp veremediği belirsizdir! iyi süper adam [bizim oğlan] ile kötü süper adam [böğürgen nükleer oğlan] epitopu iki sekansta karşıya karşıya gelir. ilkinde iyi adam pataklanır, "hasta" olur, bembeyaz kesilir - sonra pat! diye onu elinde modülü tutarken görürüz - ve pat! süpermen geri döner... iyi de arada ne oldu birader? ["bırakalım seyirci tahmin etsin."] böğürgen bağırır: "bana kızı ver..." - iyi adam: "al hacı..." hoop... pat pat pat... dındrıtdıııııı-dıdırıdıdıııı [john williams'ın süpermen teması çalıyor]... süpermen lex'in yeğenini okula kaydediyor - süpermen lex'i kanuna teslim ediyor. ve: dındrıtdıııııı-dıdırıdıdıııı... yaa bırak yaa, bırak yaa...)

    (filmden 50 dk kırpma faciasının bir başka boyutu da; hazırlanmış onca görsel efektin, yani büyük bir emeğin ve bu emeğe harcanan paranın çope atılması imiş. http://www.imdb.com/…/tt0094074/board/nest/67075746 adresinde, filmin efekt yöneticisiyle yapılmış söyleşiden bir alıntı var; bunu oradan öğreniyoruz. warner bros.'a laf sokan söyleşinin tümü için: http://www.supermancinema.co.uk/…terview1/index.htm)

    ayıptır, günahtır bee... tabii neticede hak yerini bulmuş ve film gişede bir güzel madara olmuştur - dünyada güzel şeyler de oluyor.

    son olarak, teselli ikramiyesi niyetine not: http://www.supermancinema.co.uk/superman4/ adresinde filmin kırpılmış bölümleri; resimler, görüntüler ve senaryo eşliğinde telafi ediliyor. başka bir dolu şey de var, sürü sepet; insanlar üşenmemiş, filmin ıncığını cıncığını çıkarmış. bak bak bitmez valla.
  • 90 dakikalık versiyonunu seyredip 50 dakikası kırpılan bir filmin nasıl berbat edilebileceğini görebileceğiniz film. ayrıca bir önceki bölümde* clark kent lana lang'e koca bir elmas yüzük vermiş ve lana ile yakınlaşıp lois lane'i hayatından çıkartmıştı. bu filmde nedense lana ortadan kaybolmuş ve yeniden lois lane süpermen aşkı yaşanmıştır. 90 dakika içine o kadar çok hikaye sıkıştırmışlar ki sonunda ne olduğunu anlamadan film bitiyor. mesela daily planet gazetesini gazetecilik ile ilgisi olmayan bir adam satın alıyor koca gazete bir anda bulvar gazetesi haline geliyor. yeni patronun kızı rolünde mariel hemingway oynuyor ve clark kent'e aşık oluyor. lex luthor tarafından süpermen'in saç telinden yaratılan kötü adam tırnakları ile süpermen'i yaralıyor ve süpermen hastalanıyor saçları beyazlıyor yaşlanıyor sonra aniden genç ve sağlıklı şekilde mariel hemingway'i kurtarmaya çalışırken görüyoruz. filmin başında smallville'deki çiftliği satın almak için bir adam geliyor clark'ın yanına clark satmayacağını söylüyor adam gidiyor ve o hikaye de anlatılmadan geçiliyor.

    aslında film nükleer silahlanmaya karşı mesaj verme kaygısı ile yapılmış. süperman ne yapacağına bir türlü karar veremiyor sonra bütün nükleer başlıklı füzeleri tek tek yok ediyor. sonra silah tüccarları ile lex luthor anlaşma yapıyor ve süpermen'i öldürüp yeniden dünyada nükleer füzelerin satılmasını sağlıyor. tabi süpermen bir yolunu bulup ölümden kurtuluyor ve dünyayı yeniden kurtarıyor.

    filmin başında süpermen'in rus kozmonotları kurtardığı bir sahne var sonra rusça konuşuyor kozmonotlarla. hem filmin mesajı hem de başlangıçtaki bu sahne yüzünden zamanında bazı çevreler belki de bu filmin tamamlanmış halinin gösterilmesini istememişlerdir kim bilir.

    son olarak bu filmin 136 dakikalık halini bilen gören varsa o kaynaktan biz de faydalanmak istiyoruz..
  • kurgu, olay örgüsü, senaryo, efekt vs vs vs.

    her açıdan resmen rezalet olan; özellikle süpermen sevenlerin kesinlikle ama kes-sinlikle izlememesi gereken film.

    film değil resmen ya o derece!

    o kadar dayandım dayandım, insan bari sonunu da izleyeyim de kurtulayım der;onu bile yapamadım. 15 dakika kala bıraktım bu rezilliği izlemeyi.

    yapanını da edenini de...

    tövbe tövbe.
hesabın var mı? giriş yap