• maalesef artık kanıksanmış gerçektir. bu ülkede eğer milyonlarca lira verip yüksek duvarlı bahçe içinde bir evde ve elit bir muhitte oturamıyorsanız sessizlik sizin için lüks. sessiz köyü, yayla evi falan olan şanslı istisnalar elbette vardır ama kendimden örnek vereyim. köye gidiyorum yan komşular tüm gün bahçede anırarak konuşuyor, köyün gençleri patlak motorlu mobiletlerle sokakta kara sinek gibi oraya buraya gidiyor amaçsızca. şehre geliyorum gürültü (müzik denmez) açarak gezen çöl kelerleri, burun buruna olan apartmanlarda herkesin birbirini duyması ve çoğu insanın bunu sorgulamaması, desibel rekoru kıran motorlar, patlak şahin egzozları (hayır kenar mahalle diye tabir edilen yerlerde olmak şart değil) eğer bir yere gidiyorsanız dükkanlarda açılan en çok bana bakacaksınız! amaçlı hayvani müzikler, kornalar var bu sefer de. sokakta gene tahammül etmek daha kolay sayılır ama eve gelip hala bu tacize maruz kalmak, işte o zor. kiraları astronomik siteye gidiyorum şerefsiz varoşun biri gece parti yapıyor, şikayet edince polis gelip bu piçlerle muhabbet edip dönüyor.

    artık maddi bir bariyer oluştu çok para verseniz bile o bariyeri aşamadıkça maruz kalıyorsunuz, bariyer ne? müstakil bahçe içi ev. muhit de elit olacak tabi. elit dediğime aslında bakmayın çünkü esasında normal denilen bile bizim için elit oldu.

    bakın sokak düğünleri tam gaz devam ediyor. kah belediyelerin oy kaygısı kah umursamazlık kah bu varoşluğun ''kültür'' adı altında sevimlileştirilmeye çalışılması derken pandemi bile durduramadı bu rezaleti.
    anca haberlerde düğün videosu verilip sosyal mesafe unutuldu, maske takılmadı diye ağlanmak var. sanki sokakta düğün gibi bir şey yapılması virüs tehlikesi olmadan önce normalmiş gibi. ama hastalık ve ölüm riski bile durduramadı bunu.

    ''bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum" demek ve umursuzca yaşamak isterdim ama ben sayın demirkurbuz gibi yapamadım, her düğüne, her abart egzoza, her sokakta anırarak konuşana lanet etmeye devam ediyorum. kimi zaman aman sen de bu kadar takılma ya gibi tepkiler alıyorum ama hayır, benim normal ses seviyesinde insani koşullarda yaşamak istemem tuhaf değil arkadaşım, bu durumu sorgulamayan kitleler tuhaf olan. normali yaşamak için milyonlarca lira gerekmemeliydi. sessiz evde oturabilmek, otopark, doğru yapılmış bisiklet yolu, yeşil alan bizim lükslerimizdir.

    edit: başlığa yazılan her şeyi okuyorum, hele şu giri inanılmaz (bkz: #154257363) adam sessizliğe gidiyor ilk tepkisi anırmak, silah sıkmak. deniz kenarına gidiyor sikik hoparlöründen müzik açıyor, ormana gidiyor yine aynısı. bu insansılardaki gürültü aşkı bitmek bilmiyor. sanırım sessizlikte kafataslarının içindeki hava akımını duyup ürküyorlar.
  • kahve içip biraz kafa dinleyeyim derken arka masada son ses tiktok izleyip kahkaha atan dayılar sayesinde tekrar farkına vardığım gerçeklik
  • türkiye'de nefes almak dışında her şeyin lüks olması şeklinde değiştirilmesi gereken başlık . bu ülkede banka hesabında +3 milyon dolar paran yoksa nefes almak dışında her şey sana lüks olur .
  • bluetooth hoparlör denen şeyle ayyuka çıkan durum. eline 50 liralık aleti alan terör estiriyor, artık müzikle gezen motorsiklet, bisiklet dahi var.
  • sagli sollu kulaklarim ve ruh sagligimla iliskiye giren, her sabah 8'de tek bir kisinin is makinasiyla calistigi 2 insaat tarafindan kusatildigim icin katildigim onerme. lafta da olsa ben de onlarin annesiyle iliskiye giriyorum
  • ileride kuvvetli ihtimal gaspçı ya da torbacı olacak veletleri de ben ekleyeyim.
    küfür lügatının en üst mertebesindedir bunlar. 8 yaşında çocuk ananenin mezar taşını sikeyim diye bağırıyor arkadaşına.
    evet çocuklarımız bizim geleceğimiz heee öyle öyle ondan anacığım.
    zillere basıp kaçmalar, gece 12'de torpil patlatmalar.

    bazen kafa dinlemeye oturduğum yerde çok sakin bir sokakta elit bir cafe var çay içeyim diyorum. nereye içicen prensesin veleti böğürecek biz dinleyeceğiz mecburuz. prenses o sıra telefonu ile konuşur ara sıra usulen yapma oğlum ya da kızım der. cıyak cıyak bağırır o sırada şımarık piçte.
    ama bu cafeye ben köpeğimi getirdiğimde ağzı var dili yok öyle yerde oturur o prenses cafede köpek mi olur gibi soru sorma hakkını bulur kendinde.

    açık ve net birşey diyeyim size. dünyada yaşanılmayacak 3 5 ülkeden birisi de bu lanet ülkedir. çünkü insanları öyle cahildirler ki başınız her an belaya girebilir.
  • yanarım yanarım gençliğimi bu ülkede harcadığıma yanarım. kankam 2002 de amerika'ya giderken sende gel demişti de gidememiştim. şansımı sikeyim.

    benimde en çok muzdarip olduğum konu budur bu ülkede. birde türkler ortadoğulu değiliz derler ve arapları aşağılarlar. hâlbuki biri deve sikerken biri de eşek veya köpek sikiyor.
  • gencinden, yaşlısına kadar görgü ve empati yoksunu bir toplum olduğumuz için çöp dolu sokaklar, gürültü, terbiyesizlik normalleşmiş vaziyettedir. insanımız kütüphanede bile sessiz olmayı beceremiyor evde, sokakta nasıl gürültüsüz durabilir ki? köyden kalma varoş sokak düğünü geleneği şehirler gibi geniş popülasyonlarca kanıksandığından gürültü kültürün bir parçası haline gelmiş.

    bebek mevlitleri bile mahalleyi inlete inlete okutuluyor artık. hayır işleyelim derken bile başkalarını rahatsız edip haklarına girmeyi başarıyorlar.
    ormanda bile o iğrenç leş gürültüleri bitmiyor, çöplerini piknik alanlarına bırakan pisliklerin çoğu bu tipler.

    bu gürültüden rahatsız olup tepki vermek bile anormal geliyor diğer insanlara; arabayla yüksek sesli müzik açıp gezenlere, yüksek sesli müzik açıp saatlerce bağırıp çağıranlara, egzozunu bağırtarak gezenlere, sokakları yıkarcasına gürültü yapan düğünlere tepki göstermiyor ya alıştılar ya da "aman belaya bulaşmayalım." diyorlar.

    polis ya da zabıtaya şikayet etmek de genel bir çözüm değil. şikayet edilen barzo, hayvan bir tipse polis bunlara abi çekiyor uğraşmamak için. maksimum para cezası yazıyorlar. adamakıllı bir yaptırım gelmedikçe bu iğrençlik devam edecek.
  • korku filmi seslendirmesi yapmasi gereken adamlarin din adi altinda gunde bes defa ruhumuza tecavuz etmesidir.
  • bu ayılar, spa’da ormanda her yerde var ve ne yazık ki gerçekten kaçış yok.
hesabın var mı? giriş yap