• sanırım herkesin mutlu olabileceği tek durum bu. batı özerkleşir, %50'nin başbakanı %100'ün başbakanı olur. çomarlar bizden kurtulur, biz de çomarlardan kurtuluruz. chp seçimlerden çekilir, akp 400'ü alır. biz bilime ve eğitim sistemine yoğunlaşırız, onlar yol yapmaya devam eder. biz hakkı hak edene veririz, onlar yandaşa verir.biz istediğimiz çağdaş yaşama ve laik düzene kavuşuruz, onlar da gönül rahatlığıyla şeriatı getirirler.

    bugünkü patlamadan ve patlamadan sonra yapılan açıklamalardan dolayı artık tahammülüm kalmadığını farkettim. çıkıp halep edebiyatı veya yol-köprü şovu yapmalarını; insanların da buna alkış tutmasını dehşet verici bir kinle seyrettim. bende sanırım bugün ipler koptu. umutlarım bitti. ülkede çomarından da pkk'lısından da şeriatçısından da nefret ediyorum. ve bunlardan kurtulamayacağımızı da biliyorum.

    başkanlık gelsin, batı kendi yoluna gitsin.
  • senin doğu diye ayrıştırdığın daha bugün patlama olan yerde yaşıyorum. hayallerim var, ülkem adına umutlarım var en önemlisi ailem var. ben burada hala bazı şeylerle savaşırken sen orada rahat edebilecek misin ? çok önemsediğin vicdanın rahat edecek mi ?. peki ben olmadan sen, sen olmadan ben olabilecek mi ?
  • tayyipçilerin batıya gitmesi ile çökecek sistem. şeriatla yönetilen ülkelerdeki müslümanların avrupa aşkı ile bu durum ortadadır. avrupadan nefret eder ama çoğu orada yaşamak ister.
  • çomar dédiğiñiz insanları demokratik düşünmeye sevk étmedikçe özerkliktir, partili c.başkanlığıdır, şudur budur, fark étmez. ya suriye oluruz ya mısır.

    örneğin, abd zamanında köleliğiñ kaldırılmasına karşı çıkan kendi çomarlarıyla bir iç savaş yaşayıp ardından bugünkü birleşik devletler olmuş bir ülke. tarihimizde böyle kanlı şeyler olsun istemiyorsak hep birlikte demokratikleşmemiz gérekiyor.
  • valla yaparsan geliriz
  • eyalet olayı pek mantıklı değil.

    ülkede büyük bir kutuplaşma olduğu doğru sekülerlerle muhafazakarlar arasında. ancak söz konusu insanlar arasındaki ayrım bölgesel değil ve bunlar birbirine epey kaynaşmış durumda. mesela ben içki içen, dine inanmayan çapulcu pislik gençliğin bir parçasıyım. ancak benim doğduğum şehir kayseri. akp'ye verilen oy oranının en yüksek olduğu şehirlerden birisi. izmir edirne gibi bölgelerde nasıl %30 akp çıkıyorsa aynı şey iç anadolu şehirleri için de tersinden geçerli. ancak eğer herkes eyaletine çekilirse bu ayrılılık zamanla bölgesel ayrılılığı evrilir ve ortaya iki farklı millet çıkar. bazı arkadaşlar belki diyebilir çıksın amk bölünürsek bölünelim ben bu çomarlarla yaşamak istemiyorum diye.

    ama arkadaşlar kuzey avrupada değil en belalı coğrafyalardan birinde yaşadığımızı unutuyorsunuz. gerçekten komşularımızın hemen hepsi sorunlu ve tarihsel düşmanlığımız var onlarla. böyle bir yerde hayatta kalmak için güçlü olmamız lazım. bölünmek kimsenin yararına olmaz üstelik buna giden süreçte çok kanlı olur. bakın ortadoğu ülkelerini geçtim avrupa'da olanlara bakın. yugoslavya'ya ukrayna'ya bakın.

    şunu da belirtmem lazım, ben ideal olarak federal devleti destekliyorum. ancak her şeyin zamanı var. böyle şeylerin ülke tamamen yokuş aşağı giderken değil istikrarın ve düzenin sağlandığı zamanlarda yapılması lazım. yapılırkende bahsettiğim çizgiye gelmemek için çok dikkatli davranmak lazım. özellikle farklılıkları yok edilmesi gereken çıbanlar olarak değil zenginliklerimiz olarak gören hükümetler lazım. onlar bunlar şunlar diye halkı ayrıştıran söylemlerin bol olduğu zamanlarda böyle bir şey gerçekleşirse ikinci paragrafta bahsettiğim senaryo meydana gelir maalesef.
  • hayır diyeceğim öneri.
    türkiye'nin yerelleşmesi desek nasıl olur? yani merkezin denetimi azaltılmadan,
    yerel yönetimlerin daha çok söz sahibi olduğu, güçlü olduğu şehirlerimiz neden olmasın?
    o zaman bir antalyalı bir izmirli de demokrasiyi yaşayacaktır, bir rizeli de, bir muşlu da.
    her fırsatta dile getiriyorum, antalya'da chp'nin %50-70 oy aldığı ilçeler var. bu ilçelerdeki vatandaşların talepleri farklı. örneğin külliye değil, yol değil belki bir park, belki küçük festivaller, belki bir resim galerisi istiyor. bunu merkezi yönetim yeterince karşılayamıyor çünkü belediye üstünde yukarıdan baskı kuruyor. azınlığın istediği oluyormuş gibi.
  • batı'da işlerin farklı yürüdüğünü, yolsuzluğun, haksızlığın olmadığını, tecrübe sahibinin hak ettiği yere yerleştirildiğini, eğitimin şaha kalkmasını doğunun veya doğunun çıkardığı siyasetçilerin engellediğini sanan yazar beyanatı.

    türklerin veya anadolu coğrafyasında yaşayan herkesin içine işlemiş, "kolay yoldan para kazanma" durumu adeta bir güdü haline gelmiş. ne taş atayım kolum yorulsun ne de cebim boş kalsın, mantalitesi zihnimizin en diplerinde "hayata tutunma refleksi" veya "bu ülkede yaşamanın ön koşulu" haline gelmiş..

    mesela, hep şunu düşünürüm: sınav sorularını çalan cemaat kadar, o soruları ezberleyen çocukların ve bunu bilip de göz yuman ailelerin suçu yok mu? hak, hukuk, vicdan meselesi haline getirmemeleri büyük bir sosyal bozukluk değil mi? öyle. peki, bunu yapan ailelerin hepsi doğu'da mı ya da (bkz: çomar) olarak nitelendirilen aileler mi hepsi? hayır, her iki cenâhtada bu aileler, çocuklar daha doğrusu bireyler var ve hepsi de bu işi yaparken bu ülkede "hayata tutunma refleksi" olarak yarattıkları dürtüyü kullandılar, bu dürtüden destek alarak yaptıkları işi aklayıp pakladılar.

    yani, ister doğuya özerklik ver, ister batı'ya, insanları değiştirmediğin sürece aynı terane, aynı içi boklu kuzu sarması. ne zaman veya nerede yersen ye, kuzuyu temizlemeden sarma yaparsan dimağında aynı leş koku ve tat kalacaktır.

    düzenleme: imlâ.
  • provokatif bir söylem. ne demek batı ozerkleşsin ? bu coğrafyada özerk bir devletcik olamaz. olsada ayakta duramaz. özerkliğe geçtiğiniz anda ait olduğunuz yer bellidir. açın serv haritasına bakın. size yedirmezler. bi örnek batıda kurulacak kıçı kırık ozerk bi devlet boğazları ve rus petrol ve gazının geçiş noktalarını kontrol edecek ? böyle bişeyi isteyen bizim aynı anda rus - ingiliz işgaline uğradığımızı ya bilmiyor yada açık bir algı operasyonunun bi parçası.
  • işgal yılları,

    güzel istanbul'a, türk'ün başkentine tarihte ilk kez küffarın ayağı değmiş.

    memleketin en ücra köşeleri bile düşman postalları ile kirletilmiş.

    bu sırada, elit olduğunu düşünen istanbul zibidileri, bağımsız komisyona razı gelmek isterler. anadolu'da başlayan kutlu direnişin evlatlarını ise hain ilan ederler. aslında boğazlar komisyonu dedikleri şey, türk askerinden arındırılmış özerk istanbul!

    lakin bu memleketin evlatları, bugün aşağılanan "doğu"da, mustafa kemal paşa'nın etrafında yekvücud olarak isyan bayrağını çekerler.

    bu vatan, bu günlerde aşağılanan,

    amasya'da
    sivas'ta
    erzurum'da

    toplanan yiğit insanlar yüzünden bugünlere geldi.

    doğu, batı, kuzey, güney demeden sevelim bu güzel ülkeyi.

    türkçe mükemmel bir dildir.

    kürdistan kurmak hayali ile yanıp tutuşanlar godoştur, özerk bir batı hayal eden de.

    mondros sonrası işgale razı gelenler, kürdistan hayali ile yanıp tutuşanlar, bugünlerde ise bu başlığı açacak kadar alçaklaşanlar için ayrı ayrı kelimelere ihtiyaç yoktur.

    hepsi şerefsizdir.
hesabın var mı? giriş yap