aynı isimde "the cure (kısa film)" başlığı da var
  • seviyorum bazen ozellikle wish in o koca albumun bambaska bi yeri war kalbimde. en cokda icerken dinledim niyeyse...
  • yillar once, ankara koleji'nin ortaokul servisinde, sabahlari uyanmak istemeyen depresif hatunlar tarafindan zilyon tekrarla dinletilen ve afaganlar bastiran gruptur cure benim icin, hep oyle kalacaktir maalesef..
  • cure night yaparlardı ankara da graffiti de 13 yasımdaydım daha annemden zar zor izin alır giderdim...vay be 23 yasına geldik deisen bisi olmadı hala cure dinnioruz... how did we get this far apart dedirten dostluklarımız, you make me feel like i am home again dedirten asklarımız oldu ama robert smith askı degismedi ki hic...

    edit: bu entry'yi yazalı 20 gün sonra 20 sene olacak. 42 yaşıma geldim, hala the cure dinliyorum, hala the cure konseri kovalıyorum. ve hala robert smith aşkım değişmedi. 20 sene sonra, sözlük ve ben duruyorsak, yine editlerim.
  • piano notalarini hic bir yerde bulamadagim grup
  • (bkz: bloodflowers)
  • friday im love adli sarkinin bu sekilde is yapmiycagini anladiktan sonra "friday im in love"a donusturmuslerdir.. (bkz: wish)
  • müthiş grup. lovesong un klibini izliyip izliyip kafayı yiyorum. bi adama kırmızı ruj bu derece yakışabilir..
  • the walk butun muzik ele$tirmenleri tarafindan new order in blue monday ine benzetiliyor. robert smith acimasizca ele$triliyor. wish in hit parcasi friday i m in love ve parca $oyle ba$liyor; i dont care if mondays blue! seviyorum bu adamlari...
  • dinlemenin direkt ruh halimi değiştirdiği, mutlu edip enerji verdiği grup. mcm'de integrallerini izlediğim gecem süper geçmişti.
hesabın var mı? giriş yap