• stanley kubrick'in bir filmi.
  • (bkz: killing)
  • stanley kubrick'in ilk stüdyo filmi; bu filmden sonra kubrick'in ismi hollywood'da öğrenilmiş.

    vakti zamanında her genç mahkum gibi, mahpustan çıktığında soygun yapmak için çete kurmaya karar veren alcatraz'dan çıkma "eski" bir mahkumun, özensiz planının ve sinsi banka kasiyerinin yüzünden başına gelenleri haşyetle izleriz.

    film boyunca, 30 saniyede bir perspektif değiştirilerek, zamanınına göre çok farklı bir anlatım tarzı denenmiştir, soygun filmleri arasında müstesna bir yeri bu olan film, film-noir temaları da taşımakta, bunun yanı sıra tarantino'nun reservoir dogs'una referans gösterildiğini de belirterek örtüyorum entry'i.
  • 1956 yapımı siyah beyaz bir kubrick filmi.olayları 3.şahıs agzından anlatan bir filmdir.zaman ve mekan belirterek geri dönüşlü anlatımı ile tarantino'ya büyük ölçüde esin kaynagı olmuştur...
  • eski klasik filmler, simdilerde "klise" olan biçok sahseyi barındırmasından ötürü sıkıcı olmasına rağmen; kubrick amcanin 1956 tarihli bu filmi, nerdeyse yapımından yarım yüzyıl sonra izlenirken bile surukleyici olmayi basarabilen ender yapitlardandır.
    kurgusu, diyalogları, aynı sahnelerin farklı karakterlerin gözlerinden anlatılısı ve tabiki birbirlerine silah çeken insanların varlığı gibi özellikleriyle, tarantino daha portakalda vitamin bile değilken çekilen bir film için düşündürücüdür, değilse de olmalıdır...
  • lionel white'ın 'clean break' adlı romanından uyarlanmış olan ve kubrick'in henüz 27 yaşındayken yazıp yönettiği film. tarantino ne zaman izlemiştir bu filmi bilinmez ama hemen hemen tüm filmlerinde the killing'in etkisini görmek mümkün. filmi izledikten sonra pekçok flashback yaşıyo insan, eşşolueşşek tarantino demekten kendini alamıyo. kubrick, izleyenlerin kafasına kendi ismini kazımaya çalışmış ki filmdeki yarış atlarından birinin adı stanley k. ayrıca satranç hastası olan yönetmen en özlü replikleri de kahvehane kılıklı bi yerde işi gücü satranç olan ve adi suçlar işleyen karaktere söyletmiş:
    ''bu hayatta diğerleri gibi olman gerektiğini henüz öğrenemedin.
    sıradanlığın mükemmelliği. ne daha iyi, ne daha kötü. bireysellik tehlikelidir ve daha beşikteyken yokedilmelidir.
    dostlarımız ancak bu şekilde rahat hissedebilir. sık sık bir gansgter ile sanatçının kitlelerin gözünde aynı şekilde göründüğünü düşünürüm. saygı duyulur ve kahraman gibi bakılırlar. ancak en büyük olduklarında yokolduklarını görmeye canatan diğerleri hep vardır''.
  • artension'ın sacred pathways albümünde yer alan şarkı. beste vitalij kuprij, sözler ise john west'e ait.

    dark cloud is covering the sky
    and i feel, now there is no end in sight

    don't turn and run away
    you'll never know
    won't let you leave this place
    no, not alive!

    come and join the killing
    not without a fight
    welcome to the killing
    you won't leave with your life

    broadheads are sharper than a knife
    at full draw, and i've got you in my sights

    don't turn and run away
    you'll never know
    won't let you leave this place
    no, not alive!

    come and join the killing
    due respect for life
    welcome to the killing
    you won't leave with your life
  • (bkz: kilink)
  • oldukca gec kesfettigim bir mihenk tasi. ileri ve geri zaman atlamali kurgu, haddinden fazla hareketli (ama rahatsiz etmeyen) kamera, film noir'e yakin yapisi, dis ses (narrator) kullanimi ve oyuncu yonetimi ile (ozellikle veznedar ve karisi) zamanin en onemli filmidir. ilgnctir, son 15 yilin en gozde anlatim teknigini bundan 50 yil once kullanmistir kubrick. ve daha ilginci belki de tarantino kullanana kadar (ki o da mukemmel kullanmistir ayri) kimse bu anlatima cesaret te edememiştir. tarantino'nun reservoir dogs, pulp fiction ve bir butun olarak jackie brown'da selam durdugu bir filmdir. her nekadar gec kesfetmis olsam da, bir bakimdan bu filmlerin gec kesfi gunumuzde artan salak sacma filmler nedeniyle sinemadan soguma hissinin gecip, yerini sinema buyusuyle sicacik olma hissine gark olunmasini saglamasi bakimindan faydalidir.

    ozellikle filmin sonunda karakterin yasadigi cokus oldukca vurucu olmussa da veznedar ve karisinin oyunculuklari ders niteligindedir.
  • kübriğin en temiz ve en amerikan olan işlerinden(her ne kadar yahudide olsa o bir new york'ludur). scorsese den önce zçan adamaları(kaybetmeye mahkum insanlar-iyide kim kazaniyo sanki) betimlemiştir desek doğru olur mu? koskoca film nooaar a yazık olur yalan olur. neyse filmin kurgusu anlatım biçemi.diaolglar ve sinsi oyunculuklar o ana dek pek görülmemiştir die bir şey savuramam. çünkü o dönemdeki tüm filmleri izleyemedim henüz. pek tabi kübrick genç haşarı ve sınırtanımaz yaklaşımıyla müstesna bir çalışma sergilemiş. yukardakilere ek olarak. son sahnenin "the treasure of the sierra madre" den arak ve güzel bir yorumu olduğunu ilave etmek isterim. izleyenleri, sanki kendi parasıymış gibi haykırmalara kendilerini perişan etmelerine neden olması filmin gücünü ispatlayan önemli bir ayrıntıdır.
hesabın var mı? giriş yap