24 entry daha
  • cok kisaca birkac unsur uzerinde bir seyler soyleyip uzaklasma istiyorum bu konuda.

    uzaktan calismaya turkiye dahil bircok ulke cok hizli sekilde adapte oldu. tabii ki buna altyapisi iyi olanlar bu sekilde karsilik verebildi bir de uzaktan calismaya yatkin olan sektorler ya da endustriler diyelim. lutfen "turkiye mi hahaha" gibi konusmayin. muhtemelen turkiye'nin buyuk gruplarinda calismadiginiz icin bunu goremiyorsunuz. "turkiye superdir" filan gibi bir iddiamiz da yok ayrica. yaziyi tuhaf nefretlerinizi disarda birakarak okursaniz kendinize fayda saglamaniz mumkun.

    uzaktan calismaya gecilmesi durumu zaten uzun zamandir konusuluyordu dunya kamuoyunda da. bunun alternatifi de vardi bundan bahesden pek yok. bunun alternatifi de haftada 20 saat calismakti. yani gunde 4 saatlik mesai yapmak. ogle arasi cay molasi vs yok. temiz kemiksiz 4 saatlik mesailer olacakti. bunun alternatifi de uzaktan calismakti. uzaktan calismak durumunda gunluk mesai siradan beyaz yaka icin en az neredeyse 10-12 saat oldu. sanirim bu boyle bir 30 sene gittikten sonra gunluk 4 saat mesai tartismalari da tekrardan baslayacaktir. neyse konumuz bu degil konumuz artik kesin tercihi yapilan durumun yaratacagi degisikliklerin ne olacagi konusunda. beni takip edenler biliyorlar bu klasik bir "su olacak bu olacak" kehanet yarisi yapan bir yazi yazmiyorum. ote yandan yine takipciler bilecek, onlarin varligina guvenerek ve dayanrak rahatlikla yazabiliyorum, bu yeni nesil calisma ortamini nisan ayinda zaten yazmistim yanilmiyorsam. bunu yazmamin sebebi de aslinda yukarida bahsettigim gibi 4 saatlik mesai ve uzaktan calisma arasindaki tercihin yapilmasi uzerindeki asagi yukari 5-10 yillik suregelen tartismalardan haberdar olusumdu. "altyapimiz hazir degil" diyenler ile "aslinda hazir" diyenler arasinda suregiden bir tartismaydi. 4 saatlik mesai konusunda da "ekonomiler buna hazir degil" diyenler ile "hazir diyenler" arasindaki savasti. bugun pandemi bu ise tokmak ile cozum buldu. "isteyen uzaktan calismasin baksin ne oluyor sonra" dedi.

    meseleye cok basit bir yerden incecik bir giris yapip orada kocaman bir yarik olusturacagiz:

    bir beyaz yakanin buyuk sirketlerde calismasinin asil sebebi nedir? para? ihtisamli binalar? "ben xx holding mensubuyum" demesi?

    biraz daha farkli sekilde soralim soruyu. ahmetler matbaacilik ve toptancilik a.s. size 15 bin lira teklif ediyor koc holding 10 bin lira. hangisini tercih edersiniz? koc holding promosyon veriyor, kariyerim daha acik onumde filan bunlarin hikaye oldugunu biliyoruz. kac koc holding calisan tuprasin genel kuruluna girdi simdi kadar? ben soyleyeyim 200 filandir. koc holdingte calisan beyaz yaka sayisi? koc holding'te bir makalede okumustum 2016 yilinda calisan sayisi 100 bini asti diye, bunlarin %30'u beyaz yaka olsa ofis calisani filan diyelim iste 30 bin kisi eder.

    neyse devam edelim, ahmetler matbaacilik ve toptancilik a.s. de diyor kariyer olanaklarimiz acik diye. 5 sene mudur olursun diyor filan. tabii ki koc holding sermayesinin gucu tartisilmaz. bu arada koc holding takdir ettigim bir gruptur bunu da not duselim. evet kimi tercih edersiniz? koc holding size ofis de satar aslinda. yani ofisin luksunu maasinizdan odersiniz aslinda bir baska bakis acisiyla. buyuk binalar, luks sosyallesme alanlari gibi yerler, iste cay kahve doldurulan yerdeki ferahlik gibi unsurlar maastan dusulur. insanlar da bunu oder seve seve. cogu insan hatta evinden daha iyi bir ortamda vakit gecirdigi icin gece gec saatlere kadar calisir ya da sirket icinde kalir. haftasonlarini da sirkette gecirir. konusmalarinda hep calistigi yer vardir, cunku orasi onu mutlu ediyordur. giristeki turnikeler, kartini basinca gelen o ozguven. "bak ben buraya girme hakkina sahibim" o ayricalikli olma hissi. mesela is kuleleri turkiye'nin on yillarca en yuksek binalari olarak kaldi, hatta o kuleler sirf orada diye o bolgede diger banka genel mudurlukleri, merkezleri kuruldu. bankalar orada diye baska sirktelerin merkezleri filan orada toplandi. bunlarin onemini gozardi etmek basimiza gelecekleri gorememek demek olur.

    o luks ofislere gideken tabii ki insan ustune basina ayri bir ozen gosteriyordu. luks markalarin takim elbiseleri, pahali kravatlar, ayakkabilar satin aliniyordu.

    "daha fazla calismaliyim"
    "daha fazla"

    cunku hepimizin hayalleri, ilerideki cubicalda oturmakti. o cubical halbuki ayni fakat cubicalin sanki bir girisi varmis gibi boyle. biraz daha makyajli filan. neden? supervisorun cubicali orasi.

    "daha cok calisip supervisor olacagim."
    "o zaman iste takim elbisemi artik tom ford alabilirim. ", "ne olacak ya aylik 15 aliyorum, 3 ay taksitle alirim yani, off super olurdu, ben gyme gideyim de hazirlik yapayim simdiden"

    bunlar, bunlar, bunlar sanayi devriminin hayalleri arkadaslar. bunu hep soyluyorum. egitimimiz sanayi devrimi egitim modeli diye. sadece egitim modeli mi? hayir!

    hayallerimiz de sanayi devriminin hayalleri.

    "o arabayi alacagim"
    "o isi ben alacagim"
    "off bir mudur olsam"
    "gelecegin lideri benim!!!!"
    "o ofis hayallerimi susluyor"
    "ben de genel mudur olacagim"

    artik o gozunuze hos gelen cubical yok!
    artik o luks binalara gidip kart basmayacaksiniz!
    o zaman artik sanirim tom ford takim elbise de almazsiniz degil mi? eger zoom meetingde oyle giyip kamerayi tam tom ford'un signature kesimlerinin oldugu yerlere focuslamayacaksaniz tabii ki.
    ofise gitmiyorsunuz hatta gunun 12 saati evde olmak zorundasiniz yani, arabayi ne yapacaksiniz?
    hatta parayi ne yapacaksiniz? urkutucu degil mi? aslinda bu kisimlari onceki entryde (nisan ayinda sanirim yazdigim) yazmistim hep. subscription based hayat geliyor diye.

    ahmetler matbaacilik ve toptancilik kismina gelelim. nasil olsa evde calisiyorsun, o luks ofis yok, bina yok, ustbas harcamalari yapmaniz sart degil, yani evde calisirken nasa'ya calismak ile metro turizm'in call center'inda calismak arasindaki fark yaptiginiz isin zorlugundan haric hicbir farki yok. bunlar arasindaki pazarlik farki ne kadara mal olacak dusunuz mu?

    tuketim anlayislari onumuzdeki 5 sene icerisinde muthis degisecek. muhtemelen online stream patlaformlari daha da pahali olmaya baslayacak. bu ayni eroine alistirma sureci gibi cok super bir ozellik minimal bir farkla sunularak yapila yapila bir bakmissiniz aylik maasinizin tamamani yillik aboneliklere gidiyor bu platformlarin. her yil bir ay dizi izlemek ve muzik dinlemek harca! hop gitti bir ay. yilin en az 4 ayini barinmak icin harca. kaldi 7 ay. yeme-icme masraflari yine en az 3 ay. kaldi 4 ay. bu 4 ayi hapis hayati gibi yasayip tasarruf edebilirsiniz bu bir ihtimal ya da bu 4 aydan biraz daha harcayip "yasiyorum bu hayati" postlari atmak icin harcayabilirsiniz! bu da oteki bir tercih. hani bir kadin demisti ya, instagram bozuldu kafayi yiyordum, disari bile cikmadim, instagram'da post atamayacaksam neden para harcayayim diye. kadinla dalga gecmislerdi fakat o kadin is kadini. kafasinin calisma prensibi bu olayi bir is olarak gordugunu gosteriyor sosyal medya bagimlisindan daha cok. bunu soyle dusunun, organize sanayi sitesinde dukkaniniz var ama bir sekilde o gun iceri giremiyorsunuz. is yerinize gidemiyorsunuz ne yapardiniz? tabii ki uzulursunuz.

    yukari 4 ay dedigim sey bu arada en olumlu senaryo. cogu calisanin bu hesabi 1 ay filandir. bunu da aylik olarak aldigi icin, aylik maasinin 12'de birini gider at yarisina bile harcar yani. gozune ufak geleceginden. halbuki o omrunun 12'de birini harciyordur.

    seyahat artik cok daha onemli bir unsur olacagi kesin. cunku insan gezip dolasmak isteyen bir canli. butun sene evde oturup calisan biri uzun bir tatil yapmak isteyecektir. bu da muhtemelen yillik kazancinin en az 2 ayini bu is icin harcamasina sebep olur.

    daha da olumsuz seyler konuscak olursak:

    bu subscription based dunya icin bu suubscriptionlari calistiginiz sirket sizin icin daha oncesinden yapmis olabilir ve bunu maas paketinde size sunuyor olabilir. mesela koc holding sunu diyebilir pekala evden calisacak olan bir muhendisi icin: (rakamlar tamamen uydurma degil, oransal olarak gercekligi olan rakamlar olacak)

    maas 50 bin lira + kalacak yer + is ile ilgili tum ulasimlar +neflix, hbo, blutv, youtube ve youtube music aboneligi + catering + boynerden toplamda 15 bin liralik kupon.

    boyle yillik bir paket ile gelseler kabul eder miydiniz? 50 bin lira uzerinden de vergi kesilecek tabii ki. bu arada vergi dilimleri dusurulecektir devlet kesinlikle. cunku maasin kismini aslinda hizmet olarak aliyor olacaksiniz.

    para odenmeyecek belki bir tur kredi ile kendi "ozgur" (sozumona) secimlerinizi yapacaksiniz. "ben youtube music degil, tidal istiyorum" filan diyeceksiniz. temel ihtiyaclar zaten sirketler tarafindan karsilanacak. sirkete gelmeniz mi gerekiyor, bu onceden belirlenmis olacagindan sirket bunu pekala saglayabilir. ev? isterseniz sirketiniz size bir ev verebilir maas paketinizde bir unsur olarak bunu sunabilir. hayir ben kendim istedigim evde yasamak istiyorum demeyeceksiniz o zaman emin olun! o evler bir otelin odasi gibi olacak bu sefer de o eve girerken ayni ofislere girdiginizdeki gibi hissedeceksiniz. daha cok bagimli olacaksiniz bu sefer o sirketlere. o sirketler ne yapacak peki? size daha az para verecek. daha dogrusu tasarruf oranlari dusuk olacak. belki super bir hayat ama ozgur olmayan.

    bu isin biraz dark tarafi.

    butun bunlara insanin ekonomik davranislari sebep olacak. sanmayin ki koc holding basiniza bela olarak bunlari size sunacak. bunlari siz istediginiz icin koc holding de bunlara en iyi sekilde ayak uydurabildigi icin boyle olacak.

    diger bir soru: toplumun butun akillilari evlerden calisirken sokaklar kime kalacak? gercekten zenginlere buyuk bir bahce mi yoksa fakirlere bir cehennem mi olacak?

    sehirlerin tasarimlari nasil olacak? varos sehirler, zengin sehirler, doga sehirleri, endustri sehirleri, lojistik sehirleri...

    gunumuz insaninin icinde yasadigi dunyayi hic tanimamasi, endustri devrimlerinin ne degisikler yaptigini bilmemesi dahasi hele hic farkina varmamsi cok acikli bir sey. daha sonra iste ezberci sekilde "universite okursan hayatin kurtulur" gibi bir kavram ile ortaya cikilmasina sebep oluyor. bu arada icinde yasadiginiz ekonominin de gelismisligi ayri bir unsur. hep soyledik tasarruflar cok onemli diye. bunu para istifleme delisi biri olarak degil bugunler gelecegi icin soyledik. ne yazik ki tasarruf oranlari dunyanin her ulkesinde dusuyor. abd'de california'dan texas'a ciddi bir goc var. sadece california degil new york'tan da var. benim kendi ozel hayatimdan tanidigim toplam 4 kisi sirf ikisi california ikisi new york austin'e tasindilar. mesela abd icin gelecegin belli bir kismi texas'ta olacak. texas'ta bulunmus biri olarak gayet iyi bir yasam ortami sunuyor, red neckleri haric. texas'in en onemli ozelligi de cok buyuk ekonomik krizler gecirmis ve tamamen iflas etmenin esigine gelmis bir devlet olmasi. o yuzden ekonomik krizler ile nasil bas edecegini cok iyi biliyor. merak edenler arastirsin baksin. petrol zengini texas (bu arada mega para var orada ve sirketlerin cogunun genel merkezleri texas eyaletinde) bir ara petrol sektorundeki bir kriz yuzunden batma noktasina geliyor ve diger sektorlerden de sirketleri bunyesine katmadigi surece kirilgan kalacagini kesfediyor. bu sebeple texas eyalatinde merkezi olan sirketlerden vergi almayacagini soyluyor. bu texas'in tekrardan palazlanmasina sebep oluyor.

    cogu insan covid bitsin de eski hayatimiza devam edelim diyor. eski hayatiniz eskide kaldi dostlarim. yeni hayatiniz evlerinizde gececek. o yuzden parasi olanlari yasam alanlarini guzellestirmenin pesine gidecekler. daha buyuk daha ferah evlere yerlesecekler. yakinda zaten ev fiyatlari da tekrardan artmaya baslayacaktir. faizler de yuksek. o yuzden 2021 icerisinde "ben almayi planliyorum" diyen varsa hic beklemesin gercekten alsin, faizlerin dusmesini beklerseniz aradaki farki eve vereceksiniz nasil olsa.

    bu arada hayati hic etkilenmeyen insanlar var. bunlarin bir kismi yine beyaz yaka turkiye ozelinde konusacak olursak ornegin savunma sanayii sirketlerinde calisanlarin hayatlari hic degismedi. benzer sekilde iscilerin de hayatlari hic degismedi. onlar cunku gidip fabrikada calismak zorundalar. hayatlari en cok degisenler iste bu evden calisacak olanlar. bunlarin degisimi ama negatif olmadi diyebiliriz. hayat bir de altust olanlar var. onlar icin cok uzulmekteyim bu baslarina gelenlerinden dolayi. fakat kesinlikle gelecek onlar icin olumsuz degil. ongorulemeyen degisimi yapacak guruh iste tam da bu kesim. cunku bu kesime ne olacagini kimse bir cevap veremiyor. cogu ekonomist "onlar iskartaya cikacak" gibisinden konusuyor fakat hepsi mi yani? mumkun mu boyle bir sey? boyle kolayci cevaplarin hepsi yanlistir arkadaslar. bu kesim icerisinde cikacak degisik insanlar var. ne yapacak peki bunlar?

    dunya'da hicbir zaman degismeyecek seylerin basinda girisimcilik geliyor. bir girisimci butun dunyayi degistirebilir. bundan 50-60 sene once dunyanin bugunku haline gelmesine sebep olanlar, bugunun devlerini yaratti bazilari da kendisi dev olarak tedavulde halen, gelecegi yaratacak olan sirketlerin henuz tamami yaratilmadi daha. amazon, netflix, tesla bunlar yeni sirketler. bugunlerde kurulacak sirketler yok mu? var tabii ki! iste bu yuzden onumuzdeki 20 yildan sonrasina damga vuracak olan sirketler bugunden hazirliklarini yapiyorlar. bircogu aslinda oyle bir sirket olacaginin bile farkinda degil ama olacaklar.

    girisimcilik en basindan uymsuzlugu getirdigi icin bu pandemi surecinde altust olmus arkdaslar uzulmesinler bu insanlar girisimci ruhlu demek anlamina geliyor bu. bu pandemide hicbir sekilde olumsuz etkilenmeyenler de tam bir calistirilacak insan olduklari anlamina geliyor. uslu, uyumlu, parayla kolayca is yaptirilan insanlar. bu hem bir tercih hem de bir fitrat meselesi.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap