• $ehrin ekonomik acidan zayif kalmi$, egitim seviyesi cok yuksek olmayan insanlarini barindiran bolumleri. agirlikli gecekondu veya ucuz binalar ile dolu olup insani da koyden gocmu$ kendine $ehirde yer edinmeye cali$an tiplerdir.
  • istanbulda 15 yıl önce bu sınıfa giren ve şimdi iş merkezleri arttıkça değer kazanıp terfi eden bölgeler
  • türkçe'ye macarca'dan geçmiş sınırlı birkaç kelimeden biridir varoş. neden ve nasıl yaşanmıştır bu transfer bilmiyorum, ama macarca'da "város" şehir anlamına gelmektedir.
    soba, kopça ve şarampol de macarca'dan bize geçtiği düşünülen başka kelimelerdir hem.
  • tarihi terim olarak varoş; kent ve kasabaların kale koruması dışında kalan bölümleridir.
  • dolaylık. (kşz: banliyö)
  • * 19. yy. tarihcilerinden sirp asilli râ$id, "tarih"inde belgrad $ehrinin calkantili tarihcesini anlatirken "varo$" sozcugunun ne anlama geldigini de anlatiyor:

    //"(...) memalik i islamiyyede ise varo$ lafzi yalniz (tebaa i devlet i aliyyeden bulunan) hristiyanlarin sakin olduklari mahalleye tesmiye olunmak âdet i kadîmeden olup nice ki yahudilerin mahallesine yahud mahallesi ve çifuthane deyü itlaki â$ikâr bulunmu$ (...)" (râ$id, târih i vaka i hayret nüma, istanbul, 1291 [1874], p. 94) //

    johann strauss

    "ottomanisme et 'ottomanité'", in "aspects of the political language in turkey (19th-20th centuries), editor: hans lukas kieser, -off print-, the isis press, istanbul-?, p. 18, dipnot: 3.

    sozcuk, macarcadan i$te boyle gecmi$.*
  • türk eşcinselleri için bulunmaz nimet, sevgili bulma ayarlama aşik olma yeri. varos cocuklari'nin meskeni. en iyileri icin ozellikle (bkz: gaziosmanpasa) (bkz: umraniye) (bkz: okmeydani)
  • kent ya da kasabada dış mahalle, banliyö.
  • (bkz: periphery)
  • macarca'dan turkce'ye nasil gectigini yazan yazilari gorunce aglamak istedigim kelime. kelimeyi marifetmi$ gibi macarca telaffuzuyla kullaniyor olmamiz, kokenini macarca yapmayacagi gibi, az du$unmek ne oldugunu bize anlatmalidir.
    varo$ evet, eskiden kentlerde cok da muhim addedilmeyen keferenin oturtuldugu, savunmasi az, kentin guvenliginden nasibini alamami$ yerdir; bir ku$atma veya direkt saldiri oldugunda, varo$larda ya$ayanlar kaleye kacip saklanamazlar ve av olurlardi. bugunku kullanimiyla, zengin mahallelerden uzak, yoksullarin, kente yeni gelenlerin oturduklari, altyapisi zayif ya da hic bulunmayan semtlerdir.

    tarihi ve guncel anlatimlarinin ortu$tugu nokta, her iki tanimda da kentin kotu kisimlari olmasidir ve bu duzensiz, ucuz, korunmasiz, hizmetsiz kesimler hep kentlerin di$ sinirlarini belirler. gecekondu semtleri, zamanla zenginler icin apartmanlara donu$turulur. fakirler daha da uzakta yerlere giderler (ankara'da dikmen, yildiz boyle semtlerdir).

    hasili kelam, kelime macarca filan degildir. nasil ki macarca'da "supurmek" anlamindaki "supranyi" fiili dupeduz turkcedir, garip bir yanli$ anla$ma sonucunda yine macarca'da "baci" kelimemiz "amca" demektir, erkek ismi olarak kullandıkları csaba bildigimiz çaba'dır (ama macarlar bunu çaba olarak değil çabalayan olarak anlar ve kullanır, o ayri) varo$ da bal gibi turkce bir kelimedir. varo$ dediginiz kavram, dupeduz turkce'deki "varış" kelimesinin macarcala$tirilmi$ halidir. bir $ehre, kasabaya geldiginizde ilk rastladiginiz, merkezden ve kaleden en uzaktaki varış noktasıdır. ha, derseniz ki biz manyak miyiz, niye o zaman kullaniyoruz kendi sozcugumuzun macarcasini, orasi beni a$ar, ya da sallarim kafami alirim maa$imi...
hesabın var mı? giriş yap